- 1247 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
* ANILARDAN BİR DEMET *
* ANILARDAN BİR DEMET *
" Gidiyor !" diye bağırdı peşinden, tok bir kadın sesi.
Limandaki kalabalığın üstünden doğru yayıldı ses;
martıları bile ürkmüştü bu ses tonundan.
Bekleşenlerin yüzlerinde bir sevinç bir gevşeme vardı,
Sanki gelen titanic gemisiydi. Yolcularla uğurlayıcılar göz göze yediler
dar bir şeridin üstünde bekliyorlardı. Deniz masmavi, martı çığlıkları
ve herkesin içinde bir heyecan kimi limana yanaşan gemide sevgilisini
karışlamak için, kimde yakınlarını yolcu ediyordu. Uğurlayıcıların konuşmaları
hızlandı. Az kaldı, beş on dakikaya kadar gemi gelir. Geminin göründüğünü
muştulayan gür ses tam o anda işitildi. Ardından gemi vuu, vuu, vuuu diye
geldiğini duyurdu. Gemi limandaydı. Güvertede dolaşan tek tük
yolcunun karaltıları seçilebiliyordu artık. Yeniden bir heyecan dalgası dolaştı
uğurlayıcılar arasında, gelen yolcular gemiden inmeye başladılar birbirlerine
sarılmalar, sevinçli çığlıklar güne renk katıyordu. Aralarında genç bir kız vardı,
gözleri yaşlı ve kederliydi. Yanına yanaşan kız, arkadaşı ne oldu Dila, niye ağlıyorsun?
genç kız, titrek bir sesle arkadaşına bakarak "gelmedi " kim o? sevdiğim adam.
Bundan böyle sevmeyeceğim kimseyi: Genç kız, sevdasından bir şeyin değiştiğini
seziliyordu. Ama yeterince bilgisi ve deneyimi olmadığından, toplumsal, bilinç
kavramından da yoksun olduğu için acılarını ve düşüncelerini tam olarak
dile getiremiyordu. Hüzünlü bakışlarla, deniz mavisine dalmıştı gözleri.
Kız arkadaşı, genç kızı, teselli etmek için yanına yanaştı hadi sana bir sürprizim var,
yarım saattir seni arıyorum sen nerelerdesin? hadi, gel yemeğe gideceğiz.
Genç kız, içinde değerli bir giz saklıyormuş gibi, belli belirsiz gülümsedi:
Ve limandan kız arkadaşıyla ayrıldılar. Yaşadığı o gizemli aşk macerasını,
o yeşil ve mavi denizin derinliklerine gömdü. Hayat pusuda yatan gözü kan
bürümüş bir vampirmiş meğer, yaşamasını bilen grafiğini hazanlar.
Beceremeyense, bir ömür niyetince, benim gibi hayatla mecelleşip durur.
Evet sevgili dostlar, betimlemelerine yaslı, sevinçli umutsuzluğu iç içe veren
bu hikâyelerimizdir.
Nuri Dağdelen
26/9/2013
YORUMLAR
* ŞAİR VE SENARİSTİM DİYEN DOSTLARIMA *
Şair ve senarist olmak, önemli elbette;
ama şair senarist olmak!...
Şair ve senarist sıfatını bunca önemsemeyenlerin
şiirin senaryonun gereksindiği özeni göstermemesi
anlaşılır gibi değil. oysa şairi ve senaristi yaratan yazdığı
şiirler ve senaryolardır. Bu nedense anlaşılmıyor.
Binlerce kişi, yazdıklarının şiir ve senaryo olup olmadığına bakmadan
kendini şair ve senarist ilan ediyor, benim gibi.
Yanılgı üstüne yanılgı. Birbirinizin şiir ve öykülerini incelemeden
her zaman yorum için kullandığınız aynı sözcükler kullanarak
ve favori şair olarak ilan ediyorsunuz. Birbirinize verdiğiniz puanlar
sizleri hiç bir yere taşımaz. Anlamsızlaştırıyor geri itiyor.
Bunu farkedemeyenlerin verdikleri puanlarla komik duruma
düştüklerini görememeleri ne acı. Şairlik senaristlik ayağa düşmüştür
anlamı yoktur. Amaç, şiir olmalı öyle mi?
Bu nedenle ben kimseye puan vermediğim için aforoz edilmişim.
Hepinize, başarılar mutluluklar diliyorum.
Nuri Dağdelen
D_A_Ğ_D_E_L_E_N tarafından 9/27/2013 9:35:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
D_A_Ğ_D_E_L_E_N tarafından 9/27/2013 11:32:41 PM zamanında düzenlenmiştir.