Cehennem
Karanlık, kocaman bir oda.
Yüksek sesle atılan şuh kahkahalarla kısık sesli hıçkırıklar birbirine karışıyor. Çığlıklar her yerde, çığlıklar çınlıyor kulaklarda. Her taraf dolu fakat herkes ölümüne yalnız. Burada her şey öfke. Burada herkes nefret dolu. Burada kimse mutlu değil. Kahkahalar gerçek değil. Hıçkırıklar yalan. Duygular birbirine karışmış. Duygular karışarak yok olmuş. Duygular renk değiştirmiş. Burada hisler yok. Kocaman duvarlar emmiş tüm hisleri. Burada gözyaşı yok. Burada hüzün yok. Herkes burada ama hiç kimse yok.
Karanlık ve kocaman; koskocaman bir oda. Bir saray. Bir kulübe. Belki de bir mağara. Kaybolmuşların kaldığı kaybolmuş bir mağara burası. Koridorları o kadar geniş ki, aradığın şeyi bulana kadar neyi aradığını unutuyorsun. Burada duvarlar umutsuzluk kokuyor. Burada duvarlar var ama herkes her şeyi görüyor. Mutluluğu görüyorsun ama sen dokunamadan elinden kayıp gidiyor. Hayatı buluyorsun ama kendine saklayamadan çaldırıyorsun. Çünkü burada herkes hırsız. Herkes katil. Herkes yalancı. Burada herkes kötü. Burada duvarlar kötü. Burada hava kötü. Burada sesler kötü. Burada atacağın en ufak kahkaha bile sonradan intikamını alacak kadar kötü.
Karanlık bir oda. Karanlığı iliklerini titretecek kadar emmiş bir oda. Burası soğuk, üşüyorsun. Fakat aynı zamanda o kadar sıcak ki nefes bile alamıyorsun. Her taraf kabuslarınla dolu. Burada uyku yok. Çektiğin her nefes azap, her soluk acı verici. Burada her şey kötü. Burada herkes kötü. Burada rahat yok.
Burası cehennem. Buradan çıkış yok.