- 1143 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
………ARDIN SIRA!!!
Güzel bir güne merhaba
Ardın sıra baka kaldıklarımız ne çoktur yaşamımızda.
Bazen, bir mutluluğun ardından, bazen bir hüzne veda ederiz. Her insanın hayatı boyunca inişleri ve çıkışları çok olmuştur zaman zaman. Tam yolumuzu bulduk, düzenimizi kurduk derken, duraksamalar başlar, yönümüzü şaşırır, yoldan saparız. Bir labirente döner yaşam hikâyemiz. Çıkmazlara gireriz, pişmanlıklar gelir
ardın sıra
Bazen, yalnızlığa terkediliriz en sevdiklerimiz tarafından. Bir başımıza kalırız, herkes yanımızdan hızla geçer. Gelip geçtiğimiz sokaklar, caddeler üstümüze üstümüze gelir. Eskiden el ele, kol kola gezdiğimiz insanlar, o kadar meşgul olur ki, bir anda, selam bile veremezler. Yüzümüze bakar ama ne hikmetse bizi görmezler
ardın sıra
Bazen, ölüm yakalar en sevdiklerimizi, biz onlara ölümü yakıştırmasak da. O an dünya yıkılıverir, biz altında eziliriz. Hele o dört kollu cansız ata bindiğini gördüğümüzde, işte o zaman dönülmez akşamların ufkunda, vakit çok geç olur. Giden gittiğini bilirde, kalan ders alır mı gidenin ardından, bilinmez. En sevdiğine yakıştırmadığı ölümün, günün birinde onun kapısında bitivereceğini hiç düşünmez olur. Oysa anlıktır yaşam, tıpkı kahpe bir kurşunun, Mehmetçiğin şehadet gülüne kavuşması gibi
ardın sıra
Bazen, bir babanın tabutunun ardından keşkeler başlar şunu yapmasaydım, bunu söylemeseydim, gideni geri getiremeyiz, sadece ardından bakarız, biraz daha yaşasaydı ne olurdu diye isyan ederiz
ardın sıra
Bazen, bize bahşedilen hayatı boşa harcarız hiç düşünmeden. Alinin kapısı Velinin yapısı dilimize konuk olur. Kendi kapısının önündeki çöpü görmeyen biz komşunun damına yağan karı görürüz. Varlığımızın sebebini düşünmeden ben sen oluruz. Dört mevsime konuk olan insanoğlunun kışı da yaşayacağını hesaba katmadan, yaşarız. Mal, mülk, makam, benim sanan, beyhude varlıklara döneriz. Doğduğumuzda hiçbir şeyimiz yokken, her şeyimizin olduğu bir anda yok olacağımızı, düşünmeyiz
ardın sıra
Bazen, herkesin bir hikayesi olduğunu düşünmeyiz. Hayatın akışında sağa sola sallanan insanları gördüğümüzde sadece ah vah edip çözüm bulmaktan kaşınırız hep. Hayatın dişli çarkında yok olan masum, yitip giden, biten insanlara bakakalırız
ardın sıra
Bazen, her dakikanın son saniyesinde yaşamaktır, hayata geç kaldıklarımız. Doğruyu geç bulmaktır çalkantılı yaşamlarda. Doğruyu bulana dek yanlışlıklar erken çıkar yollarımıza. Aslında neyi erken yaşıyorsak hep, ona ne çok geç kaldığımızı düşünmektir
ardın sıra
Bazen, insanlara sunulan alın yazımızı yani yaşam haritamızı unuturuz. Orada kimiz, neyiz, nerden geldik, nereye gidiyoruz, nasıl yaşayacağız yazılır hep. Doğru yaşam, doğru insanla bütünleşirken, aş olur, baş olur bir anda. Ama doğru insan olamazsa yanında, zehir olur aşın, kaygılı başın olur yıllarca. Doğrularla yaşarsan eğer, sıcak yuvan sıcak aşın, yanlış adımın ise bir kibrit gibi ev dediğin ocağı tutuşturur yakıverir senle beraber yaşamı
ardın sıra
Bazen, belki bir yokluğun ardından başlar her şey, ansızın miras kalır, piyango çıkar, paralar akar oluk oluk, bir kuru ekmeğe kanaat eden insan, hiç bir şeyi beğenmez olur bir anda. Alay eder sonra insanların yokluğu ile, zekatını bile vermek istemez, farkında olamaz yokluk içinde iken mutlu olduğunu
ardın sıra
Bazen, giden bir sevgilinin ardından bakakalırız. Gelir, pişmanlıklar, yalnızlıklar, gözyaşı, isyankârlık. Suçum yoktu? Diye başlar kin, nefret, öfke…
Belki paylaşımların en güzeli yaşanmıştı aylarca, yıllarca, verilen sözler, edilen yeminler bağlamıştı birbirine sevgiliyi, ama öyle bir an gelmişti ki, tahammülsüzlük sarmıştı bedenleri ve ayırmıştı umutları, hayalleri ve ….
işte o an “yaşayamam onsuz olamam” pişmanlıkları gelir. İçimizi acıtan kişinin, aslında dermanımız olduğunu, giden kalanımı, yoksa kalan gidenimi kaybettiğini düşünemeyiz.
ardın sıra
ardın sıralarınızın güzel yarınlara açılması dileği ile
Birgül OTLU