Toplum olarak eleştirilmeyi pek sevmeyiz. Bir başkasını, bir yeri eleştirmeyi ise nedense çok severiz. Toplum olarak o kadar bayılırız ki eleştirmeyi oturduğumuz yerden bazen memleket kurtarırız, stadyumlarda kararları hakemlerden iyi biliriz, sporcu değişikliklerinde teknik direktörün yanımızda ders alması gerekir.Hastanelere yakınlarımızı yoğun bakımda ziyarete gider hastanın üstünü örteriz.Halbuki hemşire hanım hastanın ateşi vardır da açmıştır.

Ya araç kullanırken ne demeliyiz.Direksiyona geçti mi yolların kralı biziz. Millet trafik kazası yapar televizyonlarda haberlerde kişinin araçtan emniyet kemeri takmadığı için fırladığını söyler.Bizler ise tüh keşke emniyet kemerini taksaydı deriz.Peki takıyor muyuz sizce.Hayır elbette yüzde 75 imiz takmıyor desek yerinde olur bence.Geçenlerde Bolu İl Emniyet Müdürlüğü istatistiki bir araştırma yapmış.Bolu ilinin en işlek caddelerinde araçları durdurmadan bir gözlem yapılmış.444 araç gözetlenmiş.Bunlardan kaçı emniyet kemeri takmış dersiniz.108 sürücüde emniyet kemeri gözlemlenmiş.Geriye kalan 336 sürücü emniyet kemeri takma zahmeti göstermemiş bile.Yaya geçidinde bekleyen vatandaşa zaten yol hakkı yok ülkemizde. Yaya geçidinde göründüğün anda sürücülerin yavaşlaması ve durması gerekirken ülkemizde tam tersi. Bizim yaya geçitleri araçlara göre ayarlanmışcasına sürücülerimiz yayadan önce geçer.Bastıkça basar gaza.

Yine televizyonlarda görüyoruz, son zamanlarda ağaç katliamları hakkında eylemler oluyor.Eğer bir yerde ağaçlar yok ediliyorsa elbette eylem yapılmalı.Peki o eylem yapanların bu dünyada diktiği kaç fidan vardır.Doğaya o kadar saygılı vatandaşlarımız var ki eyleme kürkleriyle bile gelen var.O kadar saygılılar ki doğaya ve çevreye içtikleri sigarayı yere atanlar, piknik dönüşü çöplerini ağaç diplerinde bırakanlar, ateş için taze yaş ağaçları kesenleri gördük toplum olarak.O kadar çok seviyorsak doğayı neden toplum olarak bir çoğu doğaya ve çevreye kötülük yapmakta anlamış değilim.

Daha yazacak O kadar çok konu var ki....

Dursun Ali DOĞANÇAY