1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1224
Okunma
Savaşın acısını yaşamış büyük liderimiz Atatürk, gerçek mutluluğun," Yurtta sulh, dünyada sulh" diyerek yakalanacağını vurgulamıştır.
İnsan, Tanrı’nın düşünen yaratığıdır.Doğru olanı yapması gerekendir.
Savaş, bir halkın, bir ulusun yok edilmesi sözkonusuysa, haklı bir konum kazanır.
Aksi durumda ,gözyaşı demektir,kan demektir,öksüz-yetim çocuk demektir,
İnsanlıktan çıkmak demektir.
Dünya barışı, ulusların liderleriyle yakından ilgilidir.Barışçıl bir eğitim anlayışıyla
yetişmiş bir insanın, kan dökeceğini kim savunabilir?
Doğayı seven lider, atom bombasının atılmasında nelerin yok olacağını hiç düşünmez mi?
Japonya’ya atılan atom bombasının izleri, aradan yarım asırdan fazla bir süreç geçti-
ği halde yeni doğan bebeklerde görülmektedir.
Büyüklerin yaptığı affedilmez hatayı, günahsız çocuklar çekmektedir.
İnsanın gözünü kan bürüdüğünde, hiçbir şeyi görmez oluyor demek! Yunus Emre’nin
engin insan sevisi,ulusların liderlerinin yüreğine işlenmelidir.
İnsan sevgisi, geniş anlamıyla barış,ana hedef olarak seçilmeli.
İnsan, eğitilebilen, öğrenen düşünen canlıdır. Savaş sözcüğü sözlüklerden atılabilir.
Savaş önlenebilir. Dünya ulusları, savaşı kesecek güce sahiptir.
Son yüzyıl, ne yazık ki,savaşlarla geçirilen bir süreç olarak tarihte kalacaktır.
Savaş, en son çözüm şekli midir? Bir ülkenin, birkaç ülkeyle aynı anda savaşı da olabilir.
Savaş, bir dünya politikasıdır.Barış da, istendikten sonra pekala sağlanabilir.
Yeter ki mangal denli geniş yürekli söz sahibi devlet adamlarının kanında sevi dolaşsın.
Yalnızca oksijen,karbondioksit ve diğer şeyler değil!
Barış, her insanın düşünebileceği, en öncül hedefi olmalıdır ki,gerçek mutluluğu yaşayıp,
insan olduğumuzu bilelim...