- 820 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bel Altı Vuruşlar
Bel Altı Vuruşlar
Boks sporunda (bence spor değil, boks yapanların sonunda bedeni ve beyni göçüyor) bel altına vurmak yasaktır. Bel altından kasıt cinsel organdır. Bu kural zamanla halk arasında “Bel altı vuruş” şeklinde yayıldı. Yani kuraldışı vuruş.
Bel altı vuruş siyasi alanda çok iş görür! Usta bir siyasetçinin bel altı işlerini gizlice videoya çekip yayınlamak yeterlidir! Bu boksta olsaydı kuraldışı vuruşla rakibi alt eden diskalifiye olurdu. Oysa siyasette kural dışılık daha fazla iş görür! Nedeni açık, toplum genel olarak kural dışını sever. Kural içini över ama kural dışı davranışı sever. Buna ne derseniz deyin… Bakın ilginç olan şudur; aynı suç yandaş olanda bir şekilde aklanır ama karşıt olanda kötülenir! Kendi yaparsa helal olur, aynı şeyi başkası yaparsa haram… Bu durumu siz gözlemişsinizdir tek tek açmayım…
Kural dışı vuruşlar toplumda öyle yerleşmiş ki kurallı davranışlar adeta yadırganır! Adam birini kötüleyecek diyor “O namaz kılmaz!”. Sana ne be adam, sen kılıyorsun da sanki ağzın gözün bir başka oynamıyor mu; kıldığın namaza esas olan kuranı ne kadar biliyorsun? Bir başkası der “O kişi dinci, bak başı da kapalı!”. Hatta o kadar ileri gider ki “Başının örtüsünü günahlarını örtmek için kullanıyor!” bile der! Ya sana ne insanların başına ne örttüğünden, ne maksatla örttüğünden; sana niye sancı oluyor? İşte başa yapılan bel altı bir vuruş… Bu geri davranışlar toplumun geri kafalı kesiminde revaç bulur ve bunlar karşılıklı didişip dururlar. Üreten kesim olmadıkları didişmelerinden bellidir!
İnsanlık tarihinde insanlık en fazla ne ile kandırıldı?
Bu soruyu toplumda sorduğumda; kaçmak cevaplar aldım. Çokları asıl kandırma aracını söylemek istemedi; yan yollara kaçtılar. Popüler cevaplar aldım. Asıl cevabı ben açıklama yaptıktan sonra alabildim. Yani yönlendirince asıl cevap geldi… Klasik cevapları tek tek saymayım, bildik şeyler; para, şöhret, güç, mal-mülk, kadın vb. Peki bunlarla insanları kandırmak için kutsal bir kılıf gerekmez mi? Yani insanlığın ilk aşamalarında insan ilahlar, sonraları yarı insan ilahlar, daha sonraları da ilahlar göğe çıkar ve putlar onları temsil eder, aracılar da parsayı toplar şeklinde bir kandırmaca neden göz ardı edilir acaba. İki ucu boklu değneği kimse tutmak istemez de ondan…
Bakın birkaç bel altı vuruş daha; eleman diyor ki; “Pipo içiyorsun!” yani pipo içmesem yazılarımı okuyacak imiş!? Biri diyor “Sen ‘Hu’ yazdın tarikatçı mısın?” “Hu” demek tarikatçıların tescilli malı sanki… Bir başkası diyor sen dinsiz misin? Devamlı dinsel eleştiri yapıyorsun!” Dinli olan eleştirebilir de dinsiz olan mı eleştiremez dini? Dini, insanlara teklif edeceksiniz; kabul etmesini adeta emredeceksiniz ama kabule zorlanan, bunu araştırınca suç olacak he mi? Muhyiddin İbn-i Arabi zamanında “Arif için din yoktur” Diye zaten bir fikir vermiş. Arif olan din ile aldanmasın diye… Hem din başka, iman başka; dinleri farklı olsa da Allah inancı var çok fazla insanların… Bu kapsam daraltılamaz…
Aslında geri toplumların sorunu içlerinden çıkan değerli kişileri bir şekilde alaşağı edip, ideolojik ya da dinsel alanda kötülemeleri...
Kurucu başkadır, kurgunun takipçisi başka. Bu nedenle bu zamanda takipçi olmak yerine kurucu olmak lazımdır. Hazıra konup başkasının kurgusunda figüran olacağına herkes kendi kurgusunda baş rol olsun.
Son tahlilde; bel altı vuruşlar, kural dışı vuruşlardır! Bel altına vuranlar da kuraldışı davrananlardır! Kurallı yoldan ilerleyemeyenler kural dışı yoldan prim yapmaya çalışır! İleri toplumlarda kural dışı yollara toplum geri toplumlardaki kadar önem vermez ama yine de oralarda da bu kural dışılık tesir eder! Bel altı vuruşlarla yol alanların da sonu bel altından oluyor, olacaktır… Evrensel döngü gereği herkese yaptığı yansıyacak. Bel altına vuranın bel altına vuracaklar…
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.