- 618 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUTSUZ İNSANLARIN YAZARI
Küçük bir memurun sekiz çocuğundan ikincisi olan Charles Dickens’in çocukluğu çok sıkıntılı geçti. İlerde yapıtlarına tükenmez bir kaynak olan o günlerin acılığını ancak okuma tutkusu ve kız kardeşi Fanny’nin sevgisi gideriyordu. 1823’te Dickens ailesi Londra’ya yerleşti. Ama Dickens’in gırtlağına kadar borçlanan babası hapse mahkum oldu ve üç ay Marshalsea cezaevinde yattı. On ikisine basmış olan Charles ayakkabı boyası yapan bir fabrikaya girdi ve kutulara etiket yapıştırmakla görevlendirildi. Pazar günlerini ailesiyle birlikte birlikte cezaevinde geçiriyordu. Bu dönem gelecekteki romancının ruhunda derin izler bıraktı. Londra’nın yoksul çevrelerinde edindiği izlenimler sonradan romanlarında acı sahneler biçiminde yer aldı. Babası cezaevinden çıktıktan sonra, aile 1827’ye kadar iyi kötü yaşayıp gitti. Bu tarihte Dickens bir noterin yanına girdi. Orada Stenografi öğrenmesi hayatında bir dönüm noktası oldu. Morning Herold gazetesine stenocu parlamento muhabiri olarak girdi. Yine o günlerde Maria Beadnell adında bir banker kızına tutuldu, fakat kız bu yoksul aşığa yüz vermedi. Fakat Dickens artık yolunu bulmuştu:yazı yazıyordu. Gazetede fıkraları çıkmaya başladı ve 1835’te iki ciltlik ilk kitabını yayınladı. Kitabın adı Boz’un Skeçleri adını taşıyordu. Dickens, 1836’da Catherine Hogarth ile evlendi;baldızı Mary’yi de yanına aldı.Ama ertesi yıl bu kızın ölümü, onu iyiden iyiye sarstı. Bundan sonra karısının öteki kız kardeşi Georgina evlerine yerleşti ve romancı üzerinde gittikçe artan bir etki yapmaya başladı.
1837’de Mister Pickwick’in Maceraları’nı fasikül biçiminde yayınladı. Bundan sonra yapıtlar o kadar beğenildi ki, Dickens dünyanın en sevilen yazarlarından biri oldu. 1938’de yayınladığı Oliver Twist’te ’Workhouse’ lardaki ağır çalışma koşullarını anlattı. Yine aynı yıl çıkan Nicholas Nickleby’nin Maceraları adlı yapıtında da Yorkshire okullarında öğrencilere yapılan kötülükleri anlatıyordu.1840’da yayınlanan Antikacı Dükkanı’nın başlıca kahramanı mutsuz Nell’dir. Mister Pickwilk mizah dolu bir yapıttır; Dickens’ın kendi hatıralarının geniş ölçüde yer aldığı sonraki üç yapıt ise mutsuz çocukluk çağının romanıdır. 1840-1841’de Amerika’ya yaptığı yolculuk Dickens’i büyük bir düş kırıklığına uğrattı. Orada bir demokrasi bulacağını sanıyordu; oysa kölelikten yana, hoyrat bir toplumla karşılaştı: izlenimlerini Amerikan Anıları adlı yapıtında dile getirdi. Martin Chuzzlewit’in Hayatı ve Maceraları adlı romanında Amerika’ya çattı ve İngilizlerin ikiyüzlülüğünü gösterdi. Daha sonra Bir Noel Şarkısı ve sosyal adaletsizliklere dokunan Çan Sesleri’ni yayınladı. Dickens, 1845’te İtalya’ya gitti. Bu Avrupa kıtasına yaptığı gezilerin başlangıcı oldu. 1846’da Daily News adıyla bir gazete çıkardı, bu gazetede İtalya Manzaraları adlı bir yazı dizisi yayınladı. Dickens’ın ilk romanları mutsuz çocuk temasını tüketmiş değildi. Tazeliğini, canlılığını yitirmeyen anıları David Copperfield adlı yapıtında büyük bir yer tutar. 1849’da yayınlanan bu romanı Kasvetli Ev, Sıkıntılı Günler, Küçük Dorit izledi. 1857’de aktrist Ellen Ternan ’a aşık olan Dickens, 1858’de karısından ayrıldı. Ama karşılıksız olan bu sevgi ona mutluluk getirmedi. Uğradığı düş kırıklığı sonraki ilk romanında sezilir; Büyük Umutlar . Dickens 1870’de öldüğü zaman , geride yarım kalmış bir roman bıraktı: Edwin Drood’un Esrarı. Dickens çalakalem yazdığı romanlarında, insanı sürükleyen tükenmez coşkunluğu, çoğu zaman da gerçek hayatı verir. Dickens romanlarındaki o ateşli ve sevgi dolu gerçekçiliği, güçsüz ve mutsuz insanların hayatına eğilişi, insan severliği, alaylı nükteleri ile bütün bir kuşağı güldürüp ağlatmasını bilmiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.