- 720 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SÖZÜM VAR...
Hep büyümek istedim çocukken, herkes gibi. Tek bir farkla: Onlar kocaman oldu, ben çocuk kaldım. Cümle âlem çoluk çocuğa karıştı, ben hala içimdeki çocuğu büyütmekle meşgulüm. Kurtulmam ne mümkün o haylaz çocuktan. Hala severim pembeyi, hala oyuncaklarım var.
Bir yandan bir filozof gibi sorgularken hayatı ve kendimi, bir yandan da seviyorum annemin küçük kızı olmayı. Yeri geldi mi ahkâm keserim her konuda, yeri geldi mi de kendime hediye almadan duramam. Utanmasam, uçan balon alıp göklere salacağım tümünü.
Çocukluğumu da yaşamadım değil hani; her ne kadar yalnız bir çocuk olmuş olsam da, oyuncaklarımla, kitaplarımla hep mutluydum. Uslu ve hanım hanımcık görüntümün altında, bir o kadar da çılgın ve yaramazın önde gideniydim.
Hani kendime az psikanaliz yapmadım da değil. Belki de ömrümce saf kalıp, çocuk masumiyetimi korumak istememdir en önemli neden. Oysa suç büyümekte de değil: Niceleri var ki, tertemiz kalpleriyle su gibi duru; gerçi pek rast gelmedim ama…
Kim bilir, belki de büyümeyi yalan söyleyip, değer yargılarını koruyamamakla eş değer tutuyorum; her ne kadar yanılma ihtimalim yüksek olsa da… Nefret ederim yalandan, yalan söyleyenden; gerçi beceremem de yalanı dolanı, yüzüme gözüme bulaştırırım.
Beceremediğim bir diğer huy da; olduğundan farklı bir kalıba girip, kişiye, ortama uygun maske takmak. Lanet olsun ki; denemedim bile; eğer ki becerseydim, bu gün çok farklı bir yerde ve konumdaydım.
Aklım ve duygularım her daim savaş halinde; bir yandan aklım büyümemi emrederken, reddediyorum bu talimatı. İnanılmaz bir kaos. Yüksek gerilim hattı gibiyim, tehlike saçıyorum.
Yaşı kemale ermiş bir çocuk gibi; memleket meseleleri, borsadaki iniş çıkışlar ve sebepleri, bilim dünyası, insan psikolojisi ile ilgilenirken şaşıyorum kendime. Aldığım eğitim yönlendirirken ilgi alanlarımı, yoruluyorum diğer yandan. Bir de araştırmacı yönüm devreye girdi mi; akıllara zarar halim. İyice odaklanıp konuya, kaybediyorum kendimi.
Aslında o kadar çok şey var ki çözemediğim hayata dair, insana dair… Ben mi kurtaracağım dünyayı deyip, çıkıyorum bazen işin içinden. Velhasıl, çözümsüz çoğu. Zaten öğrenmenin sonu da yok ki. Kim bilir, belki de alıcılarım artık yıprandı bu kadar çok veriyi algılayıp, depolamaktan. Sonuç itibariyle, bu güne kadar fazla bir getirisi de olmadı bu öğrendiklerimin. Empati kurmaktan da çok yoruldum; birileri kalkıp benimle empati kurmazken bu kadar çaba niye… Zira egolar almış başını gidiyor; yeri geldi mi de bir güzel ahkâm kesmiyorlar mı?
Aslında ben kimse değilim, kimse de benim gibi olmasın asla; zira zor zanaat. Ben bile yorulmuşken kendimden…
Asla birilerine benzemek gibi bir derdim olmadı bu güne değin, denemedim de hiçbir zaman. Hep kendimle oldu savaşım ve yarışım. İyiyim ben böyle. Ben benim; sadece ben. Öte yandan içimdeki çocuktan da memnunum; sanırım bu da benim savunma mekanizmam. Anca beraber, kanca beraber. O çocuğa sözüm var. Her ne kadar kırılgan, hoyrat, değişken olsa da…