Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
@ahmetbektas

Cevapsız Sorular

21 Eylül 2013 Cumartesi
Yorum

Cevapsız Sorular

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

548

Okunma

Cevapsız Sorular

Cevapsız Sorular

Gerçekler çıplak olduğundan mı insanlar utanıp kaçar?

Kolay vazgeçmez insan menfaatinden "Gen" bencil midir?

“Ben” demeden “Biz” olur mu? “Biz” dahi “Ben”lerden oluşmuyor mu? O halde benliksizlerin bizliği kof değil mi?

Kutsal ve ideolojik öğretiler cici, diğer felsefi öğretiler öcü müdür?

Tüm kutsal dinler ve ideolojik, milli kurtarıcılar olmasaydı insanlık şimdiki konumundan daha mı geride olurdu?

Tüm sorunları deşin altından "Niteliksizlik" çıkar. Tüm sorunları da niteliksiz olup, toplumda bu yolla görünür olmak isteyenler çıkarır! Şeklinde bir genelleme yapılabilir mi?

Arap öğretileri insanlığı ileri mi taşımış? Öyle mi görünüyor?

Batı öğretileri, batıl mıdır?

Şimdi ileride görünen ya da olan toplumların neredeyse tamamının hiç Osmanlı hakimiyetine girmemiş olması tesadüf müdür?

Geri toplumlar hatasız mıdır? Onları başkaları geriletmiş de onlar masum mudur?

Geri toplumlarda niteliksizlik yıkıcı tesir eder yapar mı? İleri toplumlarda ise heveslerin uyuşturucu etkisi var mıdır?

Geri toplum mantığı bireylere şöyle mi yansır? Kutsal bir ideale ya da ideolojiye sarılıp onun militanı olarak görünür olmak! Başka maharetleri olmadığından mı hal böyledir?

Geri toplumlardaki radikal örgütlenmenin ardında saklı küresel sermayeyi suçlamak kolaycılık mıdır? İleri toplumlar da aynı dert var mı?

İleri toplumlar da geride kalsaydı hatta şimdi yakınan toplumlardan daha geride kalsalardı ilkel yaşam daha mı kolay olurdu?

Buharlı makinelerle başlayan sanayi devrimi hiç yaşanmasaydı bu süreçte günümüz teknolojisine gelinmeseydi yani işler daha mı kolay olurdu? Şimdi ileri toplumlardan yakınanlar daha mı ilerde olurdu?

Geri toplumlar ileri toplumların buluşlarını kullanırken hiç onları kötülemezler ama iş öğretilere gelince ileri toplumlar geride midir?

Geri toplumların söylemlerini yerine getiren, yakınmalarını da ortadan kaldıran sihirli değnek olsa Dünya daha mı ferah olacaktı?

Din bir süreç değil mi? Bu süreci hakkıyla yaşayanlar, Muhyiddin İbn-i Arabi gibi “Arif için din yoktur” aşamasına gelir, hakkıyla yaşamamış, inkar etmiş ya da hafife almış olanlarda o sürece mahkum olmaz mı? Eski dinsizlerin ve dini hafife almış olanların şimdi dine yönelmesi tesadüf mü?

Yoldaşlık, tüm paylaşımlardan daha kapsamlı değil midir?

Öz eleştiri ve ileri görüş olduğunda eski yeniye hizmet etmez mi?

Eril dişil birleşince cem oluyor her alanda; elektrikte eksi-artı, fizikte de madde-karşı madde gibi. Birleşince cem oluyor ya da soyut-somut. Yani her şeyin ilk çıkış noktası hiçlik değil mi?

Popüler öğretiler de bir nevi “Din” sayılmaz mı? Yani Muhyiddin İbn-i Arabi söylemiyle “Arif için din yok” ise popüler öğretiler de olmaz, değil mi?

Bakın eski söylemlerle insanlara güya iyilik vermeye çalışanlar çekilse belki de daha iyi olmaz mı, insanlığın gelişimi için?

İnsanlar öğretileri, ideolojileri insani ve cinsel ilişkilerinde aracı olarak kullanmasa da insana yakışır şekilde "Kişi sevdiğiyle beraber" olsa daha güzel olmaz mı?

Her şey “İnsan” için ise insandan daha kıymetli ne olabilir ki? İnsan için olmayan kim için olursa olsun insana ne?

“İnsan’a” ulaşmak değil mi asıl maksat, kusulan kim kime?

Selametle,

Ahmet Bektaş

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Cevapsız sorular Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Cevapsız sorular yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Cevapsız Sorular yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.