SEVMEDİĞİM BİR HUSUS!.
Aslında sözcükler iyi seçilerek kullanılsa, birbirimizi daha rahat anlayacağız. Gücenme, kıskançlık gibi duygular en aza indirgenecek. Bizim dilimiz, düşünerek konuşan için yukarıdaki hususa uygundur.
Ama kaç insanımız düşünceyi sever, tartışmaya açıktır.Kırmadan,üzmeden, küçümsemeden...
Düşünce, demokrasini ana taşıdır. Düşünceye saygı duymak da bir insani vazifedir.
Zaten temelsiz bir düşünce, uzun süre varlğını devam ettiremez. Belki bi süre yaşar.Ama
gerçekliğini yitirir.
Düşünce, zorla kabul ettirilemez. Ama doğru düşünce mutlaka vardır. Farklı düşünen insanı küçümsemek pek hoşa gider bir davranış değildir.O düşünce sahibine göre doğrudur.
Yanlışlık varsa, ortaya konulmalı,koşullar tartışılmalı. Öyle sanıyorum ki, düşünmesini bilebilen insan, yanlışını da kabul eder.Davranışını değiştirir.Filozof, hekesin üstünde düşünebildiği için filozof olmuştur.Düşünebilmeyi öğrenmek de bilgi işidir.Dehalara düşünebilme yetisi, çok küçük yaşlardaTanrı tarafından verilir.Deha, bilgisini insanlığı yüceltecek doğrultuda kullandığı an, daha bir kıymetlenir.Geniş düşünememek, önyargıyı geliştirir.Önyargılı olmak,güzel insanlardan bir kısmını kaybetmek anlamındadır.
Doğru bilinen şeylerden, gerçekten doğru olanlar vardır. Onlara kimse bir şey demiyor, zaten.Ama yanlışlar,bugün bile devam ettirilmektedir.Benin amacım işte doğru kabul edilen bu yanlışlarla mücadele etmektir. Değişim,ilerleme ancak böylelikle sağlanır. Sürüyü azaltmak, demokrasinin gelişmesini sağlamak demektir.
Ve doğrular, çıplaklığı sever!