- 963 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FUTBOL İLE SUSTURULMUŞ GÜÇ: STEREO TELEVİZYON
Trabzon’da, 5 ayrı yerel televizyon kanalı sanki söz birliği etmişçesine aynı anda Endirekt/ canlı yayın proğramlarında futbolu konuşuyor- yorumluyorlar!
Okuma alışkanlığını geçici de olsa kaybetmiş pekçok insanımıza; Trabzon’da yaşayan nice cevherlerimizi insanlarımızı bulup- onları, televizyonlarına konuk ederek ya da yerinde raportajlarla hem yaşlı hem de genç değerlerin, yeni neslimize tanıtılması; televizyonculuğun tartışmasız görevi olmalıdır.
Bir yazarın okuyucusuna ulaşabilmesi için; bin adet (1000)/ kişiye enaz 3-5 Milyar TL. harcayıp- yazdığı eserini, okuyucuya ulaştırabilme zorluklarına karşılık; televizyon denen, çağın en yaygın ve ucuz iletişim aracı, değerli eserleri, sahipleri ile birlikte halkına tanıtmalı; köprü görevinde bulunmalıdır.
Kendilerinden beklenen en önde amaçlardan biri de günlük gazetelerin haber başlıklarının sunumunun yanında, yayınlanmış ancak geniş tanıtımı yapılmamış kitap, dergi ve büroşürleri ana başlıklarla seyircisini bilgilendirmede yardımcı olmalıdır. Şiir, edebiyat ve eğitimi bünyesinde barındırmayan bir televizyon yayını; tam kaliteli yayın, sayılır mı?!
Televizyon yayını yapan ticârî kurumlar, amaçlarından o kadar çok saptılar ki!... Kendilerine sunulan hazır kaset görüntüleri ile Trafik Kuralları’nın, vatandaşlara, eğitim amacı ile sunulmasını; bile-bile hiçe sayıp sâdece, meydana gelen fecî trafik kazâlarını- ganîmet görüntü- sayıp, en ince ayrıntılarına kadar kamera ile girerek, bu sinir bozucu görüntülerden zarar görebilecek sinir hastası, âsâbî gerginlik içindekiler, yolcu gönderen/ bekleyenler ve çocuk seyircilerin sağlığını hiçe sayılarak, güyâ, topluma hizmet etmenin gururunu yaşıyorlar âdetâ!
Trafik kurallarının halka duyurulmasında da bayağı iyi niyetliler ki(!); ya gece yarısı ya da sabah çok erken saatlerde ve kimseler görmeden- duymadan yayınlanıyor! Bu yanlışlığı, zâten, pek önemseyen de yok ya!
Kim seyreder ki, böyle faydalı öğütleri!.. Gelsin, diziler; gitsin, futbol sohbetleri!.. Amaç, televizyon başında keyif almak değil mi?.. Akşam yemeğini ye, çayı demle otur televizyon başına, Aaa... birde bakmışsın ki vakit ne de çabuk geçivermiş; saat, gecenin ikisi olmuş... Yat! Sonraki gün yine, gündüzün ikisinde uyan! Haberlerde ne olmuş, kimin vicdânında iz kaldı; pek, yerinen yok gibi!.. Vah bize, vah-vah!
Oturmaktan olsa gerek, şişmanlık sorunu da ayrı bir sıkıntı- dert... Rejim reçeteleri ve diyetler! Be kardeşim, hareket et- hareket! “Nerede hareket, orada bereket.” diyen Atalarımız, ne doğru söz söylemiş... Bayanlar, güzel bir yol bulmuşlar: Sabahları, çok erkenden kalkıp sâhilde ya da Yavuz Sultan Selim Bulvârı’nda, yürüyüşe çıkıyorlar. Hem de gruplar hâlinde... Bu güzel çalışma, başka etkinliklere de vesîle/ neden olabilir... Düşünün, her sabah spor yapan insanlar, yolboyunca yürüyüşteler. Beden, hareket ettikçe hem vücûd hem de güzel düşünceler gelişir.
Son olarak, televizyon yöneticileri bu tür sporların etkinliğini bâri yaysınlar da salon sohbetlerinden bıkan seyirciye faydalı olsunlar artık... Aksihalde, Beşibiyerde Endirekt futbol proğramlarının, topluma fayda yerine zarar getirdiğini seyircilerinin, özellikle de bayanların bu proğramları seyretmediklerini; toplumu oluşturan nüfûsun yarısından fazlasının bayan olduğunu; televizyonculuk sâdece, içerden değil, dışarıdan da nasıl göründüğünü anketler yaparak öğrensinler ki, vatandaş yerel televizyonu varken, kendisini pek ilgilendirmeyen başka yerleri ve konuları seyretmeye/ dinlemeye, mecbur bırakılmasın...
Seyretmesinde/ dinlenmesinde, sakınca/ tehlike arzeden görüntülerin îkaz işâretleri ile önceden ekranda belirtilmesi; ancak, sorumluluk sâhibine yakışır... Böylece, daha iyi stereo televizyonculuk yapılamaz mı?
Saygılarımla.
Kadir Yeter. TRABZON.
Trabzon, Türksesi Gazetesi’nin; 18 KASIM 2005 Cumâ, gün ve 10984. sayısının 8. sayfasında, Kadir’ce başlıklı köşede yayınlanmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.