İNANÇLARIN ÖZÜ
İnançların özünde insanın kendisini bilmesi yatar.Kimseye hak ettiği değerden fazlasını vermekle yanlışlık yapmış oluruz. Ülke yönetimi kutsal ve aynı zamanda zor bir iştir.
Ezmemek, ezdirmemek, barış içinde yaşatmak için her türlü önlemi almaktır siyaset.
Toplumu ekonomik yönden, ruhsal açıdan rahatlatmaktır,üzmeden idare etmek, ne şişi ne de kababı yakmaktır politika.
Demokraside bu sayılanların hepsi vardır. Ama nerededir tam anlamıyla uygulanan bir demokrasi?
İnançların özünde, büyük bir güce inanmak yatar.Bu belleğimizin almakta zorlandığı sınırsız evrenin bir sahibinin olması ilk basamaktır bence. İnançlı insan sabırlıdır.Mücadeleyi önce kendi kendine vermelidir.Düşünen varlık, inanmak zorundadır,aksi takdirde yolunu kaybetmesi an meselesidir.Bir orman düşünün ki,ağaçlarının gürlüğü ve sıklığından gökyüzü görünmesin. Bir insanın böyle bir ortama bırakıldığını düşünün.Yapacağı ilk iş nedir? Aklına danışmak.Çıkar yol için Tanrı’nın verdiği cevheri(Zekayı) kullanmak. Mücadeleyi bırakmamak, hemen hemen her zaferin koşuludur.
Zor bir dönemden geçmekteyiz. Atlatamadık bir türlü ekonomik sıkıntılarımızı.Metin olmak zorundayız.Çözümler üretmeli, birlik olmalıyız.İnsanız, konuşabiliyor, bir araya gelebiliyor,üzülmesini sevinmesini bilebiliyorsak, zorluğu geçmesinin de başarabiliriz.
Gelin yem olmayalım. İnancımızı işte böyle koşullarda kullanalım. Çözeriz,geçeriz.İnanç,bilgi ve azmin bir araya getirilip, hedefe varılacağına inanıyorum.
Tanrı bizimledir...