- 576 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
şahlar&aslar-hakanların hesabı
Karanlıkların ardından doğan güneş..Bilinmeyen bir tarihte..Mahşer..Herkesin korktuğu ve makamların yok olduğu vakit..Vakit,kızıllıklar kokuyor..Sur borusu içinde yığılmış cesetler..Yaşarken,kokan bedenler...
Ve usulca doğrulur Metehan..Önünde canlandı kehkeşanlı günler..Orduları...Atlar üstünde,ve yanlarında koşan bozkurtlar..Uluyanlar..bayraklar dalgalanmakta..Ve ateş yanar!Yıllar,asırlar olur!Sene İsa’dan sonra..Allah’ın selamı,İsa Peygamberin de üstüne olsun!Çirkeflik..Sarhoşluğun kokusu..Ve bir zamanlar Almıla’lar yanında Jale’ler,Haleler,Şuleler..Bir yanda tek tel saçına el uzatan Çinli kancığı kıran kılıç..Bir yanda bir gece başkasına baldırını öptüren ve ertesi gece hafif bir nazla etini örten örtüyü başkasına kaldırtan!Ahlak..Sukut edenler..Girdi,çıktığı boruya..İçi kan ağladı,bozkurtlar uludu yangına!
*
Az vakit sonra doğdu Atilla..!Tarkan’ı aradı gözleri.Ve Romalıların,Germiyanın,Vikinglinin korku dolu biatları..Önlerine sürülen armağanlar!Nerede o yiğit kahramanlar?Bulamadı kurak gibi bozkırların altın rengi başaklarını..Doldu gözleri..Silinen tarih mi,mertlik mi bilemedi..
*
Ne oldu dünya?Neredeydi bu ruhların kavgası?Kanla doğdu Cengiz han,kanla ölecek olandı!Öldüğü günü hatırladı,kulaklarında uğultuları yağmaların ve tecavüze uğrayan kadınların..Hani O ki,öldüğünde bile kan üstüne kan vuran,altınlarına leke olan!Nerdeydi gün batımları?Güzel eşleri nerede?Oğulları ve şanları..?Mezara indirenler onu ve onları kesenler,ve onları kesenleri biçenler,biçenleri de öldürenler..Dalga dalga yayılan kan kokuları!Doğduğunda elinde,öldüğünde alnında biriken kan pıhtıları!
*
Şeyh Edebalı seslendi yine,nur yüzlü Osman Bey’e!Çınar’ın gölgesinde doğduğundan,oğulları Orhan Bey,Süleyman Han!Bursa da uyandılar o vakit,duyamamıştı yükselen Tekbir..!Tekfurları de tepmişlerdi hani,yiğitlik ölmeden önce..Gözleri seğirtti geleceğe,gördü esrar dumanlarını gözleri!Uğruna döktükleri kandı bayrak için,kendi nesliydi yakan kutsalı!Ve koştu çıktığı yere..Amansız elemler çekti,durduğu yerde!
*
İstanbul...Şehirlerin en güzeli..Şamın görkemi bile erişemedi ona!Gün batımında,kum taneleri içinde,deve üstlerinde ve gülen nazlı kadınların yanında,fethi zor Fatih’i tek şehir!İşte bir resim gibi uzanmıştı ayaklar altına.ama çalan çanlar,ezan sesleri kaybolmuştu.Sessizlik dört bir yanı sarmıştı.Ağır şakırtılar içinde görkemliydi yine Fatih.’’-İstanbul,dedi,ey gözlerimin nuru,iki cihan Nurunun lütfu,gel dile!’’
Ve başladı İstanbul anlatmaya..
’’-Ey,hünkarım!Sultanların sultanının parmağıyla gösterdiği şerefli komutan!Senden sonra nice oldu halim bir bilesin..Zina aldı,bürüdü.Hainlik gözlerde açan bir gül goncası oldu!Senin döneminde,sade ben kazanmayayım diyen tüccarın oğulları beş kuruş fazla için halkı sattı!Köşe başlarında buldu yolunu alkoller ve bir sabah oldu ben ağladım!Ey Hünkarım neredeydin?’’
Denizleri köpürdü,rüzgar gibi koşan atlar emsali.Ve İstanbul ağladı,Fatih ağladı.Bir İstanbul anlattı,Fatih bin kere ağladı!
*
Birinci Bölüm Sonu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.