Günün içinden /Uçurum Çiçeği
Gözlerinde bir derinlik hissediyordum. Acıyla yoğrulmuş pekmez karası gibi koyulaşmıştı hayat göz bebeğinde. Öyle derin anlamlı bilgece bakışları vardı kirpikleri ok gibi süzülürken kaşlarına
Her gün rutin tedavi için gelir.(Bir ömür süren bir tedavi Allah uzun ömürler versin) güler yüzüyle nezaketi herkesin dikkatini çeker sevgisini kazanmasına neden olurdu tüm çalışanların.
Adını bile bilmiyordum ama bana karşı sevgiyle bakan gözlerimiz sanki yıllardır tanışıyormuş gibi kalp sıcaklığı ile buluşurdu.
Bir gün tedavi sırası bana geldiğinde yine aynı gülen yüzüyle geldi. İşi bittikten sonra bana teşekkür edip memnun kaldığını anlattıktan sonra
Hastalığı ve evreleri hakkında konuştuk. Oldukça hayata pozitif bakan birisiydi sohbet hiç alakası olmayan yere geldi. Doğurup sokağa bırakılan bir bebekten bahsediyordu. Gözlerinin daha ağır karanlıklar içinde buğulandığını sesinin titrediğini hissettim. Meğerse! hiç çocuğu olmamış ve doğurganlık yaşını da çoktan geçmişti. Neden konunun oraya geldiğini anlamıştım. İçinde asıl hasar/ derin yara, hastalığından çok içini kemiren, belki de bir ömür eksikliğini hissettiği toplumun gerçeklerinden biriydi.
Ki;
Ne kadar çok ezildiğini, kocasının akrabalarının ona bakış açısını, bayramlarda hizmetini, çektiği elem ve sıkıntılarını anlattı. Eltisinin çocuklarını büyütmüş ama vefasız davranıyorlarmış.
Ama “O” kapatmamış kendini, ilgi ve imkanları nelere kadirse onu yapmak için mücadele etmiş.
Sohbetin ilerleyin aşamasında hayretle ve imrenerek dinledim kendisini. Birçok özürlü çocuğa annelik ediyormuş. Hatta birisini askerlik çağına getirmiş, iş imkânı sağlamış bir çok çocuğa yer/yurt imkânı sağlamış kısıtlı durumlarına rağmen.
-Aslında maddi durumum hiç iyi değil. Kredi çektim ev aldım eşim öldükten sonra kayın pederim bana kalacak diye o evi bize vermedi açıkta kaldım.Tekrar kredi çektim kredilerim devam ediyor. Bu yaştan sonra ehliyet aldım (55) ki; gönüllü anne olup birkaç çocuğu evime getirip götürmek için. Onlar ev hayatı görüp yaşasınlar diye tüm gayretim çabam diye –
Anlatırken benim tüylerim diken dikendi.
Belki de gözümüzün önünde bu şekilde yardıma muhtaç binlercesi var. Ama biz/ler görmüyor ya da ilgi alanımız da olmadığı için görmezlikten geliyoruz.
Günün içine sığdırdığımız o kadar farklı hayatlar gelip geçiyor ki kimine el sallıyoruz kimine ise davetiye çıkartıyoruz.
İçimden anlattıklarını dinlerken kendimle mahkeme kurmuş kendi kendimi
yargılarken;
Derin gözlerindeki siyahlığa tutunmuş dev bir uçurum çiçeği gördüm.
YORUMLAR
Derin gözlerindeki siyahlığa tutunmuş dev bir uçurum çiçeği gördüm.
Özünde uzun bir yolculuktur insanı tanımak deriz ama genelde insanlar yaşanmışlıklarını ve karakterlerini gözlerinin derinliklerinde ve yüzünün çizgilerindeki yumuşaklığında veya sertliğinde saklarlar bir yüze baktığımızda ya bir sıcaklık duyarız yada bir üşüme ki; genelde bu gözlemimiz bizi yanıltmaz ve sevgili yazarda anlattığı konuya girerken ve yazının içeriğinde bir insanın sevecenliğinin içindeki o derinlerde kanayan yarasının aslında gözlerine yazıldığını vurgularken her yaşamın aslında gözlerinin derinlerine kendi öyküsünü yazdığını ve çoğunu fark edip çoğunu ise yaşam koşturması içinde görmezden geldiğimizi imliyor..
Olağan zamanlarda düşünmediğimiz düşünmekten kaçındığımız ama yaşamın içinden olan bir gözlemin anlatımıydı yazı ve okudukça uzadı beynimde düşündürdü sevgili yazarım...
Ve yazıda diğer bir göze batan şey ise
Şiirlerde özgün anlatımında ki kalemin sıcaklığı ve insancıl bakışı yazıda da hemen fark ediliyor olması
Gözlemdeki ve olayı anlatırken kendini sorgulamada ki o alçak gönüllülüğün yazıyı daha bir okunası yapıyor
Çok güzeldi
Tebrik ederim sevgili
Yazarım
Emeğine
Yüreğine sağlık
Sevgimle....
Taylan KOÇ tarafından 9/19/2013 10:52:02 AM zamanında düzenlenmiştir.