- 758 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SERİM-DÜĞÜM
SERİM-DÜĞÜM
Edebiyat alır,edebiyat satarım. Ruhumun tam doyumunu harfleri birleştirerek sağlarım. En yükseğe vardığımda nirvanayı sollar,insanların gözlerine baktığımda karakterlerinin kılcal damarlarına ulaşırım. Ustalarımın açtığı yolda yürümem, koşarım. Ben, hislerimi anlatamam,capcanlı kahkahalar atarım,lakin beni,ağlamalarım anlatır. Kaynağım edebiyat;edebiyatla aklımı sağlarım.
Sermayem hislerimdir. Ruhumun kızgınlığında pişirdiğim hayatı paylaşmak adına yazarım ve bunu okuyan da pay çıkartsın diye -caka anlamında- satarım. Aksi halde çocukluğumuzun ’yağ satarım bal satarım’ oyununu aşkla değil de mendil ticaretiyle bağdaştıcak akla sahibim. Hatta zengin de olabilirdim belliki.. Halbuki ben, mendilin arayışında, melankolik olmadan yaşamayı becerenlerdenim.
Zenginliğim özgür oluşumdur. Özgür olduğumu bilmek yeter bana. Zaten özgürlük benim için ’kanatlarım var olduğu halde uçmadan da durabilmektir..’
Yaz aylarında kışı,bütün gün ise geceyi beklerim. Hangi saçak altında dineceğini beklemem yağmurların,ayaza aldırmam, kış geldi mi gündüzlerinde de severim.
...........
Aslında ben,gençliğini aşkla takas etmiş bir kadınım. Uzun yollara ,karanlık tünellere vakıfım..Bir değil bin gençliğim olsa ve bir daha aşık olsam yine varım.
....
Ve sen, gider misin gençliğe? Geri dönebilir misin,arar mısın düşen mendili? Hangi kumaştan olduğunu getirmeden aklına,satsan kaç para eder diyebilmeden, düşünmeden,sadece aşka aşık kalmak uğruna,yağmurlara,geceye,hiç sevişmeden belki de öylece,hasretliğe aç gezmeye? Yoksa..?
Başka bir ele değdiğinde elin, yada çarptığın ilk duvarda pes edip ebe olmaktan kurtulup,çabucak gözlerindeki bağı sökecek körebe aşığı mısın?
ALMILA ERDEM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.