- 1292 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mahir Bir Adam
MAHİR BİR ADAM
Adı Mahir.Soy adı Bütün.Bir garip adam.Adam gibi adam.İsmiyle müsemma bir insan. Usta,becerikli,eli işe yatkın,maharetli,marifetli…Sözlükler böyle tarif ediyor Mahir’i.Kelimenin kökeni Arapça.Sıfat türünde bir kelime.
Susanoğlu’nda tanıdım Mahir Bütün’ü.Susanoğlu,şimdiki adıyle Atakent.Mersin-Silifke arasında bir sahil beldesi.Denizi,kumu harika.Kumsalı mükemmel.Zaman zaman gideriz Susanoğlu’na. Kalırız birkaç gün.Kafamızı dağıtırız. Denizle,doğayla haşir neşir oluruz.
Böyle bir Susanoğlu kaçamağında sabah yürüyüşüne çıktım.Sahilde takılıyorum.Bir baktım,bir grup insan toplanmış bir alanda.Halka olmuş,sabah sporu yapıyor.Halkanin tam ortasında bir adam.Ak saçlı,uzun boylu.Sırım gibi,tiz sesli,enerjik…Hem spor yaptırıyor,hem de « Gel kardeşim, sen de katıl bize… » diye sesleniyor yürüyüşçülere.Canıma minnet.Katıldım aralarına.
Ne iyi etmişim.Hayat dolu insanlar. Kendileriyle barışık.Sabah sporu yapıyorlar.Yapılan sadece sabah sporu mu? Hayır efendim. Şiirler,şarkılar,türküler,nükteler,fıkralar gırla…Bunları harmanlayıp servis eden Mahir Hoca.Hakikaten çok maharetli bir insan.Sanat,spor,siyaset,aktüalite…Hepsinden birer tutam alıp bir potada eritiyor. Spor alanı şenlik ve şölen havasına bürünüyor bu sayede.
Bu “Mahir” adamı merak etmez misiniz ? Ben merak edip tanımak istedim.Şöyle ayaküstü söyleştik.Bir bardak çay içimi… Bir büfenin önünde.Notlar aldım.Notlarıma bakiyorum.Kendisini uzun bir şiirde anlatmış Mahir Hoca.Şiirin son dörtlüğüne bir göz atalım :
“ Mahir Bütün’üm bütünden yana
1940’ta geldim cihana
Bir çift tatlı söze kahve bahane
Üç beş candan gayrı dost bulamadım”
Evet…Yaş yetmiş üç . Yaş yetmişi aşmiş,ama iş bitmemiş Mahir Hoca’da.Yetmiş üç yaşında bir delikanlı. 1940 Keskin doğumlu.Keskin’in Şidid Abdallı köyünden. Keskinli Hacı Taşan’dan feyiz almış.Muharrem Ertaş’a “emmi” diyecek kadar yakın olmuş.Keman,bağlama,zurna,davul çalıyor.Bazı sabahlar alıp geliyor kemanını.Spor alanında keman dinletisi Mahir Hoca’dan.Türküler söylüyor.Şiirler okuyor.Hem de ezberden…Müthiş bir hafıza.Diline kil dolaşmıyor.Davulu omzuna asınca Mahsuni’den “ Fırıldak Adam “ı çalıp söylüyor davul eşliğinde..Sanırsınız ki çağlar ötesinden kamlar,baksilar,şamanlar çıkmış gelmiş…
Şairliği de var Mahir Hoca’nin.Boşandığı eşi 700 şiirinin yer aldığı iki dosyasını vermemiş.Yakmış. Mahir Hoca en cok buna üzülüyor.”Çok yalvardim.Dosyalarımı ver.Her şey senin olsun, dedim.Ama vermedi,yaktı. O dosyalarla birlikte ben de yandım.” diyor.
Bir aktör. Meddah.O konuşurken herkes kulak kesiliyor.Özel akşamlarda “zenne” rolü dahil kılıktan kılığa giriyor.Ortalığı kırıp geçiriyor. Popüler söyleyişle stand-up’ci.Dört dörtlük bir şovmen…
Mahir Bütün iyi bir atlet.Maratoncu.Yüzücü.Komple bir sporcu.
Mahir Hoca tam 186 maratona katılmış.Berlin maratonunda altın madalya almış.İyi bir yüzücü.Yüzmede tam beş tane madalyası var.
2006’nin 14 Mayıs’ında Türk bayrağını İstanbul’dan alıp Adapazarı il sınırına kadar dört atlet arkadaşıyla taşımış. Bu onurlu koşudan gururla söz ediyor Mahir Hoca.
1967’den beri de sabah sporu onun icin alışılmış bir ibadet olmuş.Hikayesini de şöyle anlattı: “ Askeriz.Sabah ictimasında komutan,bedenciler üç adım ileri çıksın,dedi. Tam on beş kişi çıktı.Gönüllü sabah sporu yaptıracak var mı, dedi.Bedencilerden ses yok.Ben yaptırırım,dedim. O gündür bu gündür sabah sporu yaptırıyorum.”
Yazları Susanoğlu’nda Mahir Hoca.Kışları İzmit’te kalıyor. Sanat ve spor adamı.”Mutfağa girersem mantı bile açarım.”diyor.On parmağında on marifet! Kisaca soylersek bir hayat adamı Mahir Bütün…Renkli bir kişilik.
Bulunduğu meclislerde kahkaha tufanlari estiren güneş yüzlü Mahir Bütün’e selam olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.