ÖÐRENME
ÖÐRENMENÝN YAÞI
Telefonda duyulur duyulmaz bir sesle konuþan Ali Çavuþoðlu, konuþmasý bitince açýkladý. Alçak sesle telefon konuþmasý yapan bir hanýma sordum.
-Muhatabýnýz sizi duydu mu?
-Elbette duydu, neden duymasýn?
-Biz yüksek sesle konuþuruz da, sizin duyulamadýðýnýzý tahmin ettim.
-Yoo, böyle de anlaþýlýyor. Hem de çevreyi rahatsýz etmeden.
Ben yine de inanamadým. Telefonda konuþurken baðýracak çaðýracak, kahkaha atacaksýn. Yerine göre küfür savuracak yerine göre hayýflanacak, haykýracaksýn ki muhatabýna ruhsal durumunu yansýtabilesin. Eve gelince eline bir telefon verdiðim hanýmý balkona gönderdim. Ýçerden aradým. Demin ki bayanýn ses tonuyla konuþtum gayet rahat anlaþtýk. Ondan beri telefonla bu ses tonuyla konuþuyor, þikâyet de almýyorum.
Destekliyorum.
-Geçenlerde Bekir Coþkun, köylülerimizi anlatýrken yan yana oturur baðýrarak konuþurlar diye yazmýþtý. Ayhan Bey karýþýyor söze.
-Sanki öðretmenler öyle konuþmuyorlar mý?
Ali Çavuþoðlu:
-Dikkat edersem her zaman böyle konuþuyorum. Unutursam, eski alýþkanlýðýma devam.
Benim gibi diye düþündüm. Ýlkokul ikiye giden torunum Doða Hanýmýn güzel diksiyonuna özenip onun gibi konuþmaya çalýþmamý, unutunca da Ali Çavuþoðlu gibi kendimi kapýp koyuvermemi geçirdim aklýmdan.
“Öðrenmek, beþikten mezara kadardýr” derler, daha neler öðreneceðiz, kim bilir! Yaþa yaþa, gör temaþa…
YORUMLAR
Henüz yorum yapýlmamýþ.