VİCDAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hiç birimiz yoktur ki ailesinden birini kaybetmemiş olsun.Evinde bir matem yaşanmamış olsun.Kimimiz evladımızı, kimimiz anne babasını, kimimiz kardeşini vs. bu liste çoğalır gider.
Hayat ve ölüm her ikisi de ne kadar yakından tanıdığımız kavramlar değil mi ? İnsanlar yaşar ve ölür.Bu doğanın kanunu deriz.Evimizde yaşadığımız yasları, bitmez tükenmez özlemi, hani gözlerimize cehennem közü düşmüş gibi olur da acısından açmayı bile istemediğimiz hallerimiz olur da ; hâlâ ölümü bilmezmiş gibi davranırız.
Düşündüklerimiz, gördüklerimiz, yaşanılanlar her şey herşey bitecek biliyoruz.Oysa yaşarken öldürdüğümüz onca insan var ki.
Bu ölümün salt gerçeğinin kabulünden daha ağır, daha canice değil midir ? Hadi biri öldü.Allah rahmet eylesin toprağın bağrına kondu.Dualar okundu.Bilinir ki bir daha gelemeyecek.
Gittiği o yerden.Ya dediğim gibi yaşarken gömdüklerimiz? Vahşetin en büyüğü değil midir?
Ki nihayetinde gerçek ölüm olduğunu bile bile bunu yapmak, ben hiç bir kelimeye sığdıramıyorum. Sevgi ertelenir mi ? Onun için hep zaman var mı deriz ? Hep oysa zaman birimize cömertçe davransa diğerine cimri davranacak belki bilemezken.
Böylesi aymazlık nedendir hep merak etmişimdir.
Gelinde şimdi üstadın dizelerini hatırlamayın;
"Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı."
Hep yanlış tanıtıyoruz kendimizi eşimize, dostumuza, arkadaşımıza, neden ? Oysa bizler insandık hani.Hani sevmeyi, hoşgörüyü, duyguyu, insanın ruhundaki incelikleri bilendik.
Hani bizler bir ekmeği bölüşendik, hani acısını acısı, sevincini sevincimiz bilendik.
Yanlış tanıtıyorduk evet çünkü bizler, her olumsuz gidişatta, kavgada, tartışmada; sorumsuz ve kayıtsızca ölüm yokmuş gibi davranıp sevgiyi ertelemeyi seçiyorduk.
Daha mı kolaydı acaba ? Hani yukarda ölüm dedik, yaşarken öldürdüklerimizden bahsettik.Hangi gurur bir insanın diri diri öldürülmesinden daha önemli olabilir?
Hangi gurur ve kalpsiz, duygusuz, gibi yanlış tanıtacak bir önyargı; bir insanın kalbine ulaşmış olmaktan daha yaşamsal olabilir, hayatı anlamlı kılabilir.Yaşıyorum diyebilmenin anlamını kapsayabilir, insanım ben diyebilmenin haklı gerekçesi olabilir.?
Değildik işte.Sözde öyleydik çoğu zaman .Özde ise bencil, gururlu, egosu tavanda harman dalı oynayan, her şeyi ben bilirim, her şeyi en iyi ben yaparım diyen, gözünü hırs bürümüş, yeri geldiğinde küçücük menfaati için bir kalbi kırmaktan zerre kadar pişmanlık duymayacak eylemlerde bulunandık.
Yaşamsal diye niteledim gördünüz mü bakın yaşamsal...yani tek önemli olan aslında bu hayatta bir soluk insanlık onurunu taşıyarak yaşayabilmek.
Ve aynı zamanda bunu başkalarının da yaşayabilmesine imkan tanıyarak ölümü ertelemek.Sevgiyi değil...Hep yaptığımız bu.Sevgiyi ertele ve öldür.Üstelik gerçekten öldürmeden öldür.Katiliz hepimiz hemde binlerce insanın katili.
Bir kerecik elinini vicdanına koyup da; ya A şahsı da böyleydi aslında o gerçekten bunu haketmemişti dediğimiz anlar oldu mu? Hani gömdükten sonra bir sevdiğinizi bir acı yerleşir ya yıllar yıllar yıllar boyu gitmez.
Hani bir an aklınızdan çıksa sanki anısına ihanet etmiş gibi hissedersiniz. O acıyı öldürdüğümüz yaşayan insanlarda zerre kadar yaşıyor muyuz? Hiç sanmıyorum.Bu kadar soğuk kanlı katilleriz işte.
Ölüm dedik evet .
ölümü kimse bildiğini iddia etmesin bana, ölüm sadece yakınlarımızın yokluğunda yaşanılan o dayanılmaz yokluk, özlem değil ölüm aynı zaman da yaşarken de kendimizi başkalarından sevgisizlikle, başkalarını kendimizden gururla soyutlamamızdır.
Ha toprağa gömmüşüz. Zaman öylesine nankör işliyor ki oysa.Ömrümüzden akıp giden her bir anın, sevgilerimizi ertelemeye niyeti asla olmadı.Biz öyle sandık.Biz ona kendimizi uydurmak yerine onun nankörlüğüne ortaklık edip, hatta onun maşası olup hep öldürdük insanları.
Düşünüyorum da ; hani çok büyük bir sıkıntı olur ne bileyim bir yangın tehlikesi atlatırız, bir yaşamsal olay.Bir trafik kazası o an da duaya başlarız hani.Koru bizi Allahım deriz.Bir şekilde kurtulmuşuzdur.
Elbette kurtulamayan insanlarda olmuştur bu kazalardan.Ben konumuzla ilişik olarak kurtulabilenlerden bahsediyorum.
Hani kurtulmuşuzdur.Sonra unutuveririz yaptığımız duaları o an da can korkusuyla yaptığımız tüm dualar unutulur.Yaradan unutulur.Ve belki ilerde aynı kazaya sebebiyet verebilecek hatayı yine yaparız.
Yaradanı bile gün geldiğinde unutacak kadar nankörsek .
Demek istemiyorum ama işte bir şekilde aklıma geldi.İnsan insanı daha kolay gözden çıkarabiliyor.Sevmeyelim mi, inanmayalım mı , güvenmeyelim mi.
İşte bütün hatayı burda yapıyoruz en başta ; vefa, sevgi, emek, hoşgörü, anlayış.Hepsini bir çuvala doldurup egonun, gururun, çıkarın ateşine atmakla yapıyoruz.
Ateş, içine atılanlar çoğaldıkça devleşiyor devleşiyor devleşiyor.
Ve kendimizi yakan bir hale geliyor.Farkında değiliz.
Sözün özü; diyorum ki ölümü bilelim.Ama sözde değil gerçekten özde bilelim.Ve ona göre yaşamımıza yön verelim.Yaşamsa önemli olan, hani gurur falan dedik ya hadi kendimizse önemli olan önce kendimiz için madem öyle yaklaşayım konuya kendimiz için bile olsa gurur denen illetten uzak kalalım.
Ölüm, sadece yaşlılara miras değil biliyoruz.Ve ne kadar vaktimiz var.Ertelediklerimize, söyleyemediklerimize bilmezken.
Şükran AY
YORUMLAR
Yaradanı bile gün geldiğinde unutacak kadar nankörsek .
Demek istemiyorum ama işte bir şekilde aklıma geldi.İnsan insanı daha kolay gözden çıkarabiliyor.Sevmeyelim mi, inanmayalım mı , güvenmeyelim mi.
Butunuyle bastan asagiya guzel bir sorgulama, sorgulamada durak noktasiydi gozden ve ozden gecirilenler..
Farkli tinisiyla yaziya, kalemine, yuregine tesekkurler...tesekkurler..
Kutladim gonulden..
Selam sevgimle..
Şükran AY
Canımmmmmmmmmmmm çok teşekkür ederim.Hoş geldin.Şeref verdin gönül sayfama.Sağolasın bitanem.Özledim hem de çok.
Bu arada mavi radyo ne alemde :) devam mı :))
kaptanı, diğer arkadaşları çok özledim :))
Çook sevgimle, saygımla ve dua ile gül yüreğine canım arkadaşım. Sağol.
Nezahat Yıldız Kaya
Radyo bu aralar kapali, herkesin yogun yasantisi musait kilmiyor, benim ise gece nobetlerimin fazlaligindan sebep aksam belli satten sonra ve hatta bazi gunler nete gelmemi engelliyor, simdi birazdan cikip yine iki gecesi kalan nobete kaldigim yerden devam edecegim Sukrancigim, sevgili arkadasim..
Cok sevgim, saygim, selamlarim guzel yuregine...
Oysa ki hepimiz çok yakınızdır elvedalara...
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarız hep ve tek tek kaybederiz sevdiklerimizi. Neyi bekleriz, niçin bekleriz ki bilinmez...
Oysa hayat sevdikçe, sevildikçe ve paylaşıldıkça güzeldir, anlamlıdır her zaman.
Vicdanlarımız bizleri sorgulamadan dileriz ki, her kes sevdiklerine sevgisini haykırsın. Çünkü en kolayı ve en ucuzu budur yaşamın."Vicdan hatırladıkça hiç bir suç unutulmaz" diyor ünlü yazar Stefan Swaige ünlü romanı "Merhamet" te...
Her okuyanın kendini bulacağı değerli ve seçkiyi hak etmiş harika bir yazıydı Şükran Hanım.
Paylaşıma teşekkürlerim, selâm ve saygılarımla...
İnsanlığı sağılmış bir vicdanla siyaset yapıyoruz,kişileri değerlendiriyoruz.Gözümüzün biriyle gülüyor,diğeriyle ağlıyoruz.Beğendiğimizi alkışlıyor beğenmediğimizi ayyaş,çapulcu diye dışlıyoruz.
Kapızın önünde insanlık katledilirken , muhaliflerin katliamını görmeyen gözler utansın...
Vicdan kararırsa adalet vurulur.
Adalet vurulmasın.
Hakikata ışık tutan kaleme saygılarımla.
İçinde insan olan her konu hoştur; çünkü bizden bir parçadır olumlu ya d olumsuz halleriyle. Ben insana vahşeti yakıştıran yazıları da, insana insani değerleri konduran yazıları da severim. İşlenen insandır...
İnsana vahşeti yakıştıran yazıları sevişim yadırgansa da gerçek budur; doğruluk payı çoktur. Hatta ders alınası yanı boldur. Gerçek olan ve beni çok endişelendiren konu, her zaman için, insanın kendi türünü katletmekteki hünerli elleridir. Hiç bir canlı, kendi türünü katletmezken insanlar bunu maalesef zevkle yapmaktadırlar. Bir kişi bile olsa ibret alınası bu yazıları okuyup kavrasa ve insanlığını hatırlasa insan kötü mü olur ki?
İnsani değer üzerinde duran yazıları zaten söylemeye gerek yok. Tıpkı bu yazı gibi işte. Güzel bir örneği okuduk.
Yazarımızın deneme ve diğer yazı türlerindeki, şiirlerdeki tekniği, her zaman zevkle okumamızı sağlayacak kadar güzeldir zaten.
Yürekten kutluyorum...
Saygılar...
Çok güzel bir çalışma.
Çok da uzun kaleme alınmış ama,
insan ne zaman başlamış, ne zaman okuyup bitirmiş anlayamıyor.
Şüphesiz, değerli zamanlarından bir bukle ayırarak bu yazıyı okuma zahmetine katlanan her insan, kendini ilgilendiren bir kaç söz bulacaktır...
Aslında bir kaç söz lafın gelişidir...
Bu yazınının tümünde kendini bulacaktır insanlar.
Ne yazmalı bilemiyorum?
Her zaman düşünüp de açıklayamadığımız,
açıklayıp da anlatamadığımız,
söyleyip de dinletemediğimiz konuları ele almışsınız.
Umarım ve dilerim,
bir tutam da olsa faydalanır insanlar...
Pek umudum yok ya aslında, neyse...
Emeğinize, bileğinize, güzel düşüncelerinize teşekkür ediyorum hocam...
Hem kendim, hem tüm insanlar adına...
Önce ben demekten vaz geçmek lazım.Sonra yüzümüzde ki şu her renk her çeşit maskeyi çıkarmamız lazım.Kim cesaret edebilir buna?
Aslında öyle çok maske takmamızın tek sebebi çok kırılgan olmamız.Ödümüz kopuyor kırılacağız gerçek duygularımız belli olacak diye.Suç kimin?Hepimizin.Maske takandan çok taktıranlara sözüm.Güvendik allak bullak olduk.Sevdik aldatıldık.Gelde takma maske:)
Ölüm..O çok sonra ki mesele.Ölümü düşünen kim.Herkes ancal ölünce düşünür belki.:)
Sevgilerimle..Kutluyorum.
Ayvazim Deniz tarafından 9/13/2013 5:14:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ölmeden ölümlerime şâhit olduğun olmuştur.. Biz elesine insanız işte. Barış deyi, insanlık deyi yapmadık kepâzelik bırakmayız ama..
İllâ ki dedirteceğiz ele "bu ne perhiz ne lahana.."
Sevmek...karşında işte, erteleyip duran. İnsanız işte. Atalay da "insanoğluyuz.." demişti. Beşer şaşar derler bir de.
Kör olası gözler. Entârileri ömürde bir olsa da değiştirmeyi denesek ya..
Sabah vakti, ezan henüz kulağa değmemişti. Düet yorum dedik, sonra cesâret edemedik. Vicdan, insanız dedim ya. Önce korkar sonra kurşun kurşun öptüğümüz eli deleriz..
İnsan diyorlar işte, başka yakışan söz yok diye. Öylesine. Hakikatte insanlık var diye değil hani, öylesine..
Gönüldendi. Emeğine teşekkürle..
**Havin_** tarafından 9/13/2013 3:41:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Ölmeden ölmek" benim algıma göre ilk doğal hale gelebilmektir, sanıyorum sufiler, ozanlar bunu anlatmak istemişler hep; bu güzel bir şey...
Yaşayan bir canı duygularıyla, umutlarıyla öldürmekse başka bir şey ki yazınızda bun çok doğru biçimde irdeleyip bizlere göstermişsiniz...
Gurur, bencillik gibi illetler belki her insanda az da olsa vardır, aslolan bunu görmek ve nefsinden temelli silmektir, silmenin yollarını bulmaktır;
Birbirini tanıyan insanların birbirine gurur yapmaları, bencillik göstermeleri bir bakıma anlaşılır; kabul edilmese de onun nedenleri fark edilir, ancak hiç tanımadığı kimselere karşı takınılan bu tür tavırlar anlaşılır değil, işte burada başka duygular, başka saikler devreye giriyor olmalı...
.....
Yazınızı okuyup az düşünmek ve az nefis muhasebesi yapmak gerek, o zaman varsa nefsimizde böylesi illetlerden izler, onları da yok etmek için çabalamak en doğru şey diye düşünüyorum...
Teşekkürler kaleminize...
Selam ve saygı ile...
Güneri Yıldız tarafından 9/13/2013 2:21:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
İçerik bakımından dolu bir makale-Bildiğimiz ve ihtiyacımız olduğunda kullandığımız duygular.Oysa insanı insan yapan duygular -hisler değilmi..Kıymet ve değerlerimize sahip çıkanların sözleri-yazıları ne yazık'ki öldükten sonra değer görmekte..Tıpkı dün ölen bugün en çok satılan kitap ilan edilen yazarlarımız gibi...
Yaşarken kıymet bilecek ve bir ömür beraber yaşanacak güzel insanları ALLAH karşımıza çıkarsın.tebrikler şükran hanım.
çok beğendiğim bir şiirin dizeleri görünce/tamamını paylaşmak istedim.
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
( Siz böyle olsun istemezdiniz )
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.
Behçet NECATİGİL
Ölümü ve ölüm öncesi yaşamı hatırlatan güzel etkleyici bir yazıolmuş tebrik ederim,
Yanlız nefes alıp vemek değildir yaşam,
önemli olan nekadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımızdır. haksızlığa,zulme ve zalime karşı tavır albilmek cesur olabilmektir yaşam,
sevebilmek,merhametli olabilmektir yaşam.
her şey duyarsız ölü gibi yaşamakdansa,ölüme eyvallah diyebilmektir,ölümün hakını verbilmektir yaşam.
Güne gelen yazınızı ve kaleminizi kutlarlarım,
saygı selamlarımla.
Şükran hanım,
Ders gibi adeta..
Yaşam, İnsanlaşma sürecidir diyorum ben.. Yaşadıklarımız dan görüyorum ki; süreç sanki tersine akıyor.
Bir bebekten katil yaratabiliyor bu toplumsal yapı.Ve hiç ölmeyecekmiş gibi çalabiliyorlar..Yarın ölmeyi kimse düşünmüyor.
Güne çok ama çok yakışan bir yazıydı..
Kutluyorum.
Emeğinize saygılar selamlar....
Yaşarken ölmek !
ve
içimizde öldürmek insanları
bunlar korkutur beni daha çok.
Ölüm gerçek mutlak!
tabi ki gençlerin kaybı daha acı
her kendine acı.
Elbette çok haklısınız ki; Ölüme her daim hazırlıklı olmak lazım.
her insanın dersler alabileceği kendinden bir şeyler bulduğu güzel bir yazıydı.
tebrikler/sevgimle
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya,yarın ölecekmiş gibi ahirete inanan dünyada eziyet etmez onun yarattıklarına.
Kan emen, kanla beslenen, kanla hayatı gören ,kanlı olsun yediklerim içtiklerim demeyen.Oldukça zordur.
Vicdan kalple birleşince görür o zaman gerçeği,kuru çiçek getirir hocasına görür canlıların o zikrini..
Süleyman'dan alır bir karınca hakkını derse ötesini düşünmek kalır geridekinlere..
Vicdanlı olur inşallah dünyada yaşayanlar,yatınca rahat olur yataklarında.Tebrik ederim saygılarımla.