- 948 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ALAY VE ALAYCILIK
Alay, istihza, küçümsemek; birebir ayını manayı karşılamamakla beraber etkisi bakımından karşımızdaki kişide aynı memnuniyetsizliği doğuran bir zararlı alışanlık, çok tehlikeli hastalıktır.
Alay hastalığına tutulan kimseler, kendilerini dev aynasında erişilmez, ulaşılmaz heybette gören birer piredirler. Kendileri hiçbir zaman kendilerini gördükleri ya da görmek istedikleri kadar büyük değildirler.
Alay hastalığı ile malul kişilerdeki sıkıntı; iğreti, çirkin ya da kinayeli sözlerle saldırdıkları kişilerden daha fazladır her zaman.
İnsan niçin alaycılığı benimser?
Alaycı insan aslında küçük insandır. Fikirleri güdük, cesareti az, düşüncesi dağınık, inancı zayıf kişidir.
Alaycı kişi; varlığını vakarıyla donatamadığı için, karşısındakinin donanımı karşısında aşağılık kompleksine düşmenin verdiği tedirginlikle saldırır sürekli.
Topluluk içerisinde tutunamamış, toplumun dışında kalabilme konusunda cesaretsiz kalmış, varlığını vakarıyla bütünleştiremediği için ciddiyet cıvımış kişidir, alaycılık hastalığına tutulmuş kişi.
Alaya uğramak da, alaycılık da kaliteli, karakterli insanları üzer elbette.
Üzülmek de üzmek de normal bir davranış şekli değildir.
Sebepleri anlamak, doğru algılamak, anlaşılmanın ve anlaşılmaz hadiseleri anlamanın işaretidir.
Alaycı kişiler ne bir işaret bırakır, ne de bir işareti doğru algılayıp doğru değerlendirir.
Bu tip kişiler; günlük yaşar, anlık düşünür, saniyelik konuşurlar. Konuşmaları cümlelerden değil kelimelerden ibarettir. Bir, bilemedin iki kelime ya da kelime gurubuyla mutsuzluk kaynağı kocaman bir bataklık görüntüsü verirler. Bataklığı bilmek kolay, kurutmak zordur.
Alaycılık bir bataklıktır.
Alay konusu olmak da, başkalarını alay konusu eylemek de bize göre değil.
Bilmem anlatabildim mi?
Fikri HAKLI[
/kalin ]