- 641 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ÇİFTLİK ANI'IM (1)
İlk okula gittiğim yıllardı her zamanki yaz tatili gibi Bursa’daki dedemin çifliğine gitmiştim. Çifliği üç gün gezseniz yinede mutlaka görmediğiniz yerler olacaktır.Çok büyük bir dönüm bağ bahçe, meyve ve sebze tarlaları,işçilerin kaldığı konutlar,ahır,kümesler dört,beş tane havuz,çardak v.s...
İşçi kadınların giydiği şalvarlara öylesine özenmiştimki,babaannemi günlerce kandırdırdıktan sonra ikna edip çarşıdan en allı dallı,güllü kırmızı bir şalvar aldırmıştım.Çok mutluydum.Eve gelince hemen giyinip, elime sepet aldım doğru koşa koşa tarlaya domates toplamaya gittim. Ancakk sepet boşken bile çok ağırdı ve ben uçsuz bucaksız tarlanın başındaydım henüz. Önceleri koparmaya kıyamadım ya da koparırken zorlanıp bazılarına zarar veriyordum. Neyse becerebildiğim kadar olmuş,olmamış,yeşilmiş,kırmızıymış derken sepet minik ellerime ağır gelmeye başlamıştı hemde yolun başında...
Ikına sıkına bir durup, bir yürümeye çalışırken bir anneyle ben yaşlarındaki kızı beyaz tülbentin üzerinde biraz helva,birazda sarımsakla ekmek yiyorlardı, öylesine iştahlı ve öylesine mutlu gözlerle birbirlerine bakarak...
Nasıl imrenerek baktıysam benide yanlarına çağırdılar ve o küçük sofralarına davet ettiler ev ekmeğinden koparıp elime uzattı kadın ve ben öyle bir iştahla helvaya ve sarmısağa doğru uzattımki elimi anlatamam. Şu an bile kokusunu hissettim. Ama çocukluk aklı işte hiç düşünemiştim birkaç domates koparıp ikram etmeyi...
Birkaç lokma yedikten sonra dedemin bana seslendiğini duydum, yanına gittiğimde eve yemek yemeye çağırdığını söyledi. sabah,öğle,akşam yemekleri belli saatlerde yapılırdı ve sofrada ben olduğum için dahada sağlıklı yiyecekler düşünülüp mükemmel bir sofra hazırlanılırdı. Ancak benim aklım helvadaydı,sarmısaktaydı en önemlisi anne ve kzının yüzlerindeki mutluluktaydı. Dedem ısrarla eve girmemi söyledi. Ellerimi yıkadıktan sonra helva ve sarımsak istedim heyecanla.. dedemler çok şaşırmıştı yaz günü evde helva ne arar demişlerdi. Bende sadece ekmek ve sarmısak yedim ama tarlada yediğim lezzet gibi değildi...
Şimdi düşünüyorum da ben birkaç domates,biber ya da karpuz ikram etmeyi düşünemezken onlar bana azıcık katıklarını paylaşmayı düşünmüş, yüzlerindeki gülümsemeleride baklava, börekmiş meğer...Utandığım ve o lezzetle o yüzleri asla unutamam...
*Şu an içimden geldiği gibi sizlerle de paylaşmak istedim...
YORUMLAR
Şimdi düşünüyorum da ben birkaç domates,biber ya da karpuz ikram etmeyi düşünemezken onlar bana azıcık katıklarını paylaşmayı düşünmüş, yüzlerindeki gülümsemeleride baklava, börekmiş meğer...Utandığım ve o lezzetle o yüzleri asla unutamam...
Onlar ki son katıklarını bölüşmeyi yada eski dille üleşmeyi bilen ve bunun mutluluğu yüzlerine gülümsemeyle yayılan insanlardır..
Hoş bir anı-yazı.
Kutladım yazarı.
tüm odam domates koktu)nasılda canım istedi.benimde küçüklüğüm o kokulu domatesler ve mutlu anne kız yüzleri arasında geçti..(gerçi şimdide bahçede domatesimiz oluyor ama asla o domatesler gibi kokmuyor..)çok güzel bi anı..hele de sizin kaleminizden yazılınca daha da okunulası oluyor..anılarınızı paylaşmayı düşündüğünüz için teşekkürler..
teşekkürler ayşegül hanım..Çifliğin kokusu,domatesin,salatalığın,karpuzu havuzun içinde soğuturduk,yumurtayı tavuğun altından alıp babam zorla sabahları içirirdi anlayacağınız hormonlu yiyeceklerle büyümediğimiz için daha sağlıklı,dayanıklı,mücadeleci olduk sanırım...ve en önemlisi yaratıcılık tabiiki,çünkü teknoloji yoktu,oyuncaklar sınırlıydı o yüzden kendimiz oyunlar üretirdik...çiftlik anılarım okadar çokki bazıları fıkra gibi vala...zaman zaman paylaşmayı düşünüyorum...Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler...
sevgilerimle...
maviler,baharlar yüreğinize...