10
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1862
Okunma
Her kayıpta biraz daha uzaklaşıyoruz birbirimizden. Biraz daha hissedemiyoruz kalplerimizi. Biraz daha anlayamıyoruz dilimizi. Her kayıp, biraz daha uca itiyor bizi.
Kötü adamlar, kötü emelli adamlar böyle istiyorlar. Küselim istiyorlar. Küfredelim istiyorlar. Ağlayalım istiyorlar. Ekmeklerine biraz daha yağ sürmemiz için, ellerinden geleni yapıyorlar.
Her kayıpta biraz daha mutlu oluyorlar çünkü, planları tıkırında gidiyor. Oysa hepimiz hepimize misafirliğe gidiyoruz. Birimiz bir sokakta diğerimiz de arka sokakta oturuyor. Hepimiz tanıdık bir simayız. Okula, işe giderken karşılaştığımız tanıdık eşgalleriz.
O Kötü adamlar istiyor ki, birimiz iki parmağını kaldırsın, birimiz dörtparmağını, birimiz üç, birimiz beş. Ama asla istemiyorlar, hiç bir parmağımızı kaldırmadan ellerimizi birleştirmeyi. Ellerimiz birleşirse fakirleşeceklerini biliyorlar.
Kimse ortada durmasın. Herkes safında dursun, taraf olsun istiyorlar. Çünkü ortada duran öfke duymaz. Onların tek geçim kaynağı öfke. O yüzden ya bir uçta, ya da en uçta olalım istiyorlar. Her an düşecekmişiz gibi.
Artık bırakalım o yüzden her kayıpta, o kötü adamların bize ezberletmeye çalıştıkları şeyleri tekrarlamayı.
Artık silkenenip, sevme zamanı, inanma zamanı; daha da önemlisi birbirimizi kabullenme zamanı. Yoksa uzayıp gidecek bu kayıplar listesi.