- 692 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
KİRACI
Zormuş büyük şehirlerde yaşamak.
İnsanlık deriz biz Anadolu’da.
Hal hatır sormak ,
Var mı bir ihtiyacın komşum,
Demekki yok buralarda...
Müdürle tanıştık, öğretmenlere sorduk, kiralık ev var mı bildiğiniz? Saolsunlar ilgilendiler.
Müdür dedi, ’Böyle olmaz çıkın, arayın.’
Üç dört genç ve yaşlı amca dikkat çekiyordu sokaklarda.
Gözlerimiz radar gibi asılan yazıları tarıyordu. Bazen hemen telefona sarılıyorlar.
--Kaç oda?
---Kira kaça?
--- Kira için aramıştık da.
Sonunda bir ev sahibiyle kararlaştırdık gelecekmiş, bekledik .Yaşlı bir amca geldi evine baktık, yeni evdi hoşumuza gitti. Anlaştık sonunda bir ay depozit, yarım ay kirayı ödedik. Anahtarı alıp kiralık yazılarını çöpe attık.Ev bizimdi artık.
Arabadan eşyaları çıkarmaya başladık baba oğul.
Belki kapı dürbününden bakıyorlar kendilerine göre yorum yapıyorlardı.
---Vah vah! Eşyası da yokmuş.
---Bu herhalde babası.
---Memura benziyorlar.
--Doğal gazları da bağlanmadı..
Taşıdıklarımızı ortaya koyduk, perdeleri de takınca ev değişti.
Akşam olmadan çekyat almak gerekliydi yoksa yerde halının üstünde yatacaktık.
Onlarla beraber bir de çamaşır makinesi alınca evimiz değişmişti.
Ertesi gün küçük tüp aldık unutmuşuz çayın tadını.Doğalgaz bağlanana kadar onunla idare edecektik.
Üçüncü gün oldu ne hoş geldin diyen ne de hayırlı olsun diyen çıktı.
İyi ki cep telefonları var, sağdan soldan eş dost nasıl oldu diye hal hatır soruyorlar.
Amca ( Ev sahibi) geliyor ara sıra. Oradan buradan anlatıyor.
--He amca! diyoruz.
--Ne şanslısın bak baban yanında.
Tasdik ettiriyor söylediklerini de .
Gözlerimi kapatsam da İstanbul’dayım
Nerede Galata Köprüsü balık tutayım..
Gidince oğlum okula bir şeyler karalıyorum.
Sakin ortalık,
Herkes işinde.
İstanbul sokakları,
Bana kaldı.
Martılar da mesaide
Yok onlarında sesi.
Çocuklar okullu oldular,
Toplar rahat, tekmelerden artık.
Bugün okul açıldı,
İçimde var bir kıpırtı.
Nereye gidiyorsun be ihtiyar,
Senin öğrencilerin yok sınıfta...
<<Dünyada mekan ahirette iman>> ı daha iyi anladım İstanbul’da.
Burası Avrupa olduğuna göre normal sayılır...
YORUMLAR
büyük şehirler hep böyle işte karşı komşun bile seni görse selam vermez nerede o eski komşuluklar eskiden istanbul böyle değildi yeni biri taşınınca herkes elinde bir tabak hoş geldin koşu diye kapıyı çalarlardı el birliğiyle eşyalar eve taşınırdı ama hocam aç kapıyı ben geldim taze şay semaver elimde kaldım yaaaa zilin çalmıyormu hocaaaaaammm
Can Hasan Hocam.
1978 de bavulsuz mavulsuz bir pantolon,bir gömlekle çıktığım İstanbul'a tam otuz sene sonra kesin dönüş yaptım. Demek ki beş sene olmuş.
Altı dairesi olan bir apartmanda oturuyorum. Üst kat daireleri ev sahibim ve kardeşlerine ait. Diğer dört dairede ise kiracılar var.
Beş senedir bu evin kapısından girenler: Kardeşlerim ( Bayramdan bayrama--Bazen ) Halam ve çocukları ( iki defa) Çok nadiren çocukların iş arkadaşları...Ve bir defasında Sandıklıdan bir arkadaş ( Bir iki saatliğine ) Son olarak da sen...Apartmandan her hangi bir Allah'ın kulu henüz kapımı açmış değil. Hatta 2009 da ayağım kırıldığında bile kapımızı tıklatıp da geçmiş olsun diyen ollmadı.
Yaniiii.. Yanisi sen ve Alican'ın durumu bizden çok çok daha iyiymiş..Ev sahibinizle sohbet edebiliyorsunuz en azından.
İstanbul böyle maalesef...Alışırsınız alışırsınız...İnsanoğlu neye alışmıyor ki.
Selam ve sevgilerimle.
Samimi ve duygu yüklü anlatımıyla derinden etkiledi yazınız beni.Malesef Sayın hocam.Malesef değişen değer yargıları, insanlar, koşullar ...hele ki bütün bunlar yabancısı olduğumuz bir coğrafyadaysa olabildiğinden daha ağır ve yorucu olabiliyor.
Ama derim ki inadına inadına dimdik yine doğrularımızın arkasında durmaya devam etmeliyiz.
Gönül dolusu tebriklerim yetkin kaleminize ve yön veren asil yüreğinizedir.
Selam ve saygılarımla.
Hasan Hocam, İstanbul'umuz dünyanın en güzel şehirlerinden birisi.Görüp de mest olmamak ne mümkün.Yalnız, orada az parayla geçinmek her babayiğidin harcı değil. Alah, kolaylık versin size.Öğretmenimize de başarılı bir eğitim öğretim dönemi dilerim.Saygı ve selâmlarımla...
EEEE KARDEŞİM APARTMAN HAYATI BÖYLE.BİZ BU EVDE 3. SENEMİZİ YAŞIYORUZ,TOPLASAN BİNADAN 2 KİŞİ GELMİŞTİR.ONUNDA BİRİ KAPICI VE AİLESİ.NEYMİŞ LÜKS DAİREYMİŞ.TÜKÜREYİM LÜKSLÜĞÜNE.Bİ,R TEK GÖZLEM KAMERASI VAR O KADAR.SEN YİİNE HER AY EV SAHİBİNİ GÖRÜYORSUN BİZ YILLIK VERDİK 7700 TL Yİ SENEYE ALLAH KERİM.ONUDA EV SAHİBİNE DEĞİL BİR AKRABASI OLAN EMLAKÇIYA VERİYORUZ.HADİ GENE SEN BENDEN İYİSİN.SELAMLAR.....
Anlatım içtendi ve İstanbul'da yaşanılanlar dökülmüş satırlara.
Baba ve öğretmen yüreğinin duyguları öyle içten,öyle naif ki...
"Dünyada mekan,ahirette iman" doğru söze ne denir ki...
Bu arada yine İstanbul'un martıları ve balıkları unutulmamış.
Anlatımı ve içeriği ile sade yazınızı kutlarım.
Saygı ve selamlarımla.
sayın hocam niye yalan söyleyim tebessüm ettim okurken öyle güzel anlatmışsınızki o halleriniz filim şeridi gibi gözümün önünden geçti gülüyoruz ağlanacak halimize misalinden hani ağlanacak bir durumda yok hani de ben öyle diyorum büyük şehiri bildiğim için anadoludan gelipte helede ilk an için kalabileceğin bir yer yoksa hayırlı olsun yeni eviniz güle güle oturunuz nihayetinde bulmuşsunuz hocam siz alışık olmalısınız bu gibi durumlara sizde bir yere atandığınız zaman aynı durumlarla karşılaşmışsınızdır mutlaka yazınızı okuyunca ilk istanbula geldiğim günleri hatırladım da benimki ise sizinkine hiç benzemiyordu neyse sizi fazla sıkmayım hocam oğlunuza görevinde başarılar dilerim saygılarımla selamlarım