Gül Bahçesi Gibi!
Bir gül bahçesi düşününüz! İçinde sıra sıra dikilmiş fidanlar tomurcuk açmaya başlamış.
Gülfidanlarını yabancı otlardan arındırmak, diplerini çapalamak, sulamak, … gibi daha nice bakım ve çalışmalar yaparız. Tüm bunlar bahçenin temiz, bakımlı ve verimli olması içindir kuşkusuz.
Güllerin açtığı ve etrafa mis gibi kokunun saçıldığı bir ortamda huzur ve mutluluk duyulmaz mı? Böyle bir bahçede bir bardak demli çay içerken rahatlamaz mısınız?
Güle ilgi, sevgi ve şefkatle yaklaşıp gelişmesine, canlanıp güçlenmesine, baktıkça ve kokladıkça yüreğinizin coşkuyla dolmasına razı olmaz mısınız? Böyle bir uğraşı sizin ne zamanınızı ne de enerjinizi boşa harcatmasa gerek!
Çocuğun iç dünyası da tıpkı gül tomurcuklarıyla dolu bir gül bahçesi gibidir. Çocuk ruhunun dinginliği, yüreğinin sıcaklığı, size sevgiyle bakışı ve içten yaklaşımı ne büyük bir haz verir!
Dünyaya ‘Merhaba!’ dediği andan itibaren tüm gelişim evrelerini gözlemleyebilmek ne güzel!
Hele konuşmaya ve yürümeye başlaması, bazı gereksinimlerini karşılayabilmesi hatta gülmesi ve ağlaması bile bir başka güzellik sergiler.
Tüm bu güzelliklerin bilimsel bazda adım adım ve nakış gibi işlenmesi, eğitimin etkin teknik ve yöntemleriyle ruhsal ve bedensel yapının güçlenmesi, bilgi ve beceri gelişimiyle görkemli hale gelmesi eğitimcileri, anne ve babaları pek mutlu kılar.
Öğrenci merkezli eğitimde öğretme ve öğrenme çocuğun yaşına ve ilgi alanlarına göre işlev kazanır. Bu bağlamda okul öncesi 0 – 6 yaş aralığı eğitimi son derece önemlidir. Nasıl ki hamura biçim vermek ve anlam kazandırmak bilgi ve beceri ister, çocuğu yönlendirmek ve eğitmek de o denli birikim ve uzmanlık gerektirir.
‘Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.’ atasözünü anımsayalım! Demek ki bebek ve çocuk gelişiminde duyarlılık ve titizlikle bilimsel uygulamalara başvurulmalıdır.
‘Ağaç yaşken eğilir.’ atasözü de aynı noktada bizi ışıtmaz mı? Okul öncesi süreçte bilgi ve beceri gelişimini alarak özgüveni güçlenen çocuklar okul yaşantılarında uyumlu ve başarılı olmaktadır.
Eğitimcilerin, anne ve babaların ortak arzusu ve beklentisi çocukların ve öğrencilerin güçlü ruh ve beden sağlığı ile huzur ve güven ortamında yeterli başarıyı göstermeleri değil midir?
Anne ve babaların eğitim düzeyleri ve eğitsel kimlikleri okul öncesi eğitiminde büyük rol oynar. Özellikle annelerin çocuk eğitimi ve gelişimi konusunda mutlak bilinçli olmaları gerekir.
‘Saldım çayıra, Mevlâ kayıra!’ anlayışına asla itibar etmemeliyiz. Aksi takdirde her türden olumsuz dış etkenin çokça var olduğu zamanımızda çocuk ve öğrenci harcanmış olur ki sonuçta yitiren/yitirecek olan tüm ulusumuzdur.
Eğitim öğretimin bütün aşamalarında tüm çalışma ve uygulamalarda asla göz ardı edilmemesi gereken bir yöntembilimsel kuralı vurgulamadan geçemeyeceğim, izninizle:
1- Kolaydan zora
2- Yakından uzağa
3- Somuttan soyuta
Güllerin bir tekinin bile solması ve yitmesi doğal olarak nahif yüreklerimizin daralmasına, ruhumuzun kararmasına ve yaşama coşkumuzun azalmasına neden olur.
Güle sormuşlar:
__ Güler misin?
Gül dile gelmiş:
__ Gülerim hem de güldürürüm.
Hepimizin yüreği, yüzü ve gözleri her zaman gülsün!
2013 – 2014 eğitim öğretim yılında tüm öğrenci, eğitimci ve velilere esenlik, mutluluk ve başarılar dilerim.
YORUMLAR
Değerli Arkadaşım ,gül ile çucuğu karşılaştırmışsın ya ! Her ikisine de aynı ihtimamı
göstermek gerektiğini söylüyosun ya bu arada özellikle anaların bilinçli olmalarına dikkat
çekiyorsun ya ayrıca eğitimde dikkat edimesi gereken -kolaydan zora,yakından uzağa,
somuttan soyuta gibi- noktaları sıralıyorsun ya içim rahat1 Sana teşkkür ederim saygılar.