- 466 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Darısı Başınıza
Yaptığım uzun araştırmalar sonucu, boşanmaların çoğu evlendikten sonra gerçekleşiyor. Çoğu diyorum, çünkü dini nikâhla evlenip üç kere “boş ol” söyleviyle kadınını boş veren adamlar ve bu boş verilmişlikten dolayı boşlanıp boşluğa düşen kadınlar da gayet mevcut.
Demek boşanmamak için hiç evlilik olayına girmemek gerek. Evlenmeyince boşanma gibi bir gereklilik de söz konusu değil. Fakat evde bir ses, bir nefes olmalı dürtüsü ha bire dürtükleyince evleniyorsun. Evlendiğin kadının nefesinden çok desibel aşımı sesinin duyulduğu kulak tırmalayan durumlar yaşanmaya başladığında “en büyük servetim yalnızlığım, ben servetimi kaybettim.” söylevleri kaçınılmaz oluyor.
Hep bir memnuniyetsizlik durumu ve hiç bitmeyen istekler silsilesi, süreklilik arz eden zevzeklenmelere sinirlenip üç kere boş ol demekle bitmiyor iş.
Son 10 yıldır boşanmaların çok moda olduğu söyleniyor. Ben hiç 10 yıl süren bir moda görmedim. Gerçekten moda olsaydı her yıl kesinlikle değişirdi. Moda denilen şey; her yıl değişen hiç güven vermeyen bir olgu. “Geçen seneyi boş verin, o acemiliğimize geldi. Size çok salak şeylerin moda olduğunu söyledik fakat yanılmışız. Sanırım bu sene başardık! Siz geçen sene size giydirdiklerimizi atın, bu sene moda olanları alın.” demeseler de sistem bu şekilde işliyor.
Evliyseniz eve gelir gelmez bir baş ağrısı hapı atarak işi garanti altına almak lazım.
-Hayırdır hayatım başın mı ağrıyor?
- Şimdilik hayır.
- Neden baş ağrısı hapı aldın?
- Ya ağrırsa diye önlem amaçlı
Bakış açıları farklı olunca, düşünce açıları da açmaza girip çilingir ihtiyacı doğuruyor.
Mesela: Sabah kalkıyorsunuz eşiniz “günaydın hayatım” diyerek sizi kahvaltıya buyur ediyor. ( Nerede öyle kadın demeyin var hala öyle kadınlar ) Buyurduğunuz kahvaltı masasında ekmeğinize yağ sürerken söyle bir diyalog gelişiyor:
-Hiç fark ettin mi? Yağ sürülmüş ekmek yere düştüğünde hep yağlı taraf alta geliyor.
- Olur mu canım öyle saçma şey? Yağlı taraf altta kalınca temizlik meselesinin can sıkacağını bildiğinden sana öyle geliyor… Yok öyle bir şey!
- Var mısın iddiaya?
- Varım…
Diyerek yağlı ekmekle yazı tura oynamaya başlarsınız. Ekmeğin yağlı kısmı altta kalırsa…
-“Gördün mü ben kazandım.”
Diğer tarafı gelirse…
-“Sen yağı yanlış tarafa sürmüşsün” der.
Dik gelirse nimetle yazı tura mı oynanır, çarpılacağız diye ekmeği yerden alıp üç kere öpüp alnına götürerek bu salak oyunu bitirebilirsiniz, fakat bunu ekmeğin yağlı tarafıyla yaparsanız hem alnınız hem dudaklarınız yağ olacağından gereksiz bir duş ihtiyacı doğabilir.
Dik gelmezse, ki gelmez genelde...
Bu durumda yapılacak en mantıklı şey, ekmek dilimini yazı tura misali havaya atıp, yağlı taraf alta gelinceye dek uğraşıp “Evet aşkım sen haklıymışsın.” diyerek ve kahvaltıyı hızla bitirerek sıvışmak.
Haklı hatun sizi işe uğurladıktan sonra haklı olma duygusuyla yapsın temizliğini…
Yere yapış yağı ben temizleyecek değilim ya!
Uzun lafın Tweet’i bazı kadınların bir eli yağda… Diğerini siz tahmin edin…
Eylül 2013
ABDAL YAZILAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.