Hayat Ne Kadar Cömert
Yaşam nice fırsatlar sunarken biz ona ne kadar cömert davrandığımızı hiç düşündünüz mü?
Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık fırsatlarını ne yapıyoruz?Dostlukları birkaç dünya nimetine yeğleyen ardından yapa yalnız kalmanın ağır faturasının nedenlerini araştıran bizler?
Akşamüstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? Olur olmaz isteklerimizin hepsini gerçekleşmesi için sınır tanımaksızın aşındırdığımız yolları, işimizin bittiği anda birden unutan bizler! Sevdiklerine sarılmak yerine sahiplenerek yaşamı anlamsız kılan nice yürekler
Karşımıza zamansız çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir.
Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün.
Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz, ya da olanlar olması gerekenler değildir.
Hep gidince yada ölünce iyi adam edebiyatını aşmalıyız bence
Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir.
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları "bir gün" geçmişte kalmıştır.
"Nasıl olsa ileride bir gün tekrar karşıma çıkar" dediğiniz kişi tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir, boş yere bu sokaklarda aranırsınız..
Birlikte olduğunuz, tanıdığınız insanların, dostlarınızın, arkadaşlarınızın değerini ne kadar biliyorsunuz, ne kadar farkındasınız, hiç düşündünüz mü ? Yaşam o kadarda cömert değil! Sunduklarını bir bir alırken bazen farkına bile varamayız! T.İşıldarın dizelerinde dile getirdiği gibi:
“Türküsünü kaybeden yürek,
Resmini kaybeden tuval,
Rengini nasıl bulsun
Anlıyor musun?...”
(Önce Vatan-Hür Yıldız Gazetelerinde yayınlandı-Yürek Gözüyle –Ocak 2003 Köşe yazım)
YORUMLAR
Bir sıkan ele, pek çok seven yüreğe, sımsıcak bakan gözlere muhtaç olduğumuz bu devirde kaybettiklerimize yanıyor muyuz? Yanıyorsak eğer, arıyorsak eğer aranıyoruz demektir. Yaşayanlara sarılmaya çalışmak lazım. Yoksa yakında onları da aramakla karşılaşabiliriz. Ya da onlar bizi aramak zorunda kalabilirler. Güzel bir yazı.... Ellerinize sağlık. Sevgiyle kalın efendim.
Yüreğine sağlık;
yazını okuduktan sonra şöyle bir düşündüm.Satırlarınızda kendi hayatımı sorguladım. Kendi adıma söylüyorum; hayatımın son iki yılı nasıl geçecek dediğim çok sıkıntılı dönemleriydi. Her şeyin sonu geldi sanmıştım. Ama rabbime şükürler olsun ki; şu an hayatımın sonu değilde yeni bir başlangıcı olduğunu farkettim. geçmez dediğim günler, benim pek çok ders aldığım,maneviyatımı kazandığım, güzel dostluklar edindiğim günler oldu. DEdiğiniz gibi; hayat aslında çok cömert bizlere ama bunu gören gözlere, hisseden yüreğe sahip olmak gerekiyor. Aslında insnlar çok cimride;hayatın cömertliğini farkedemiyorlar.
Sevgiyle kalın.
Buda benden;
Hayat dediğimiz yola çıktığımızda yazgımız nedir bilemeyiz. Yazgı hissettiklerimizi yaşamakmıdır,yoksa hayatta yaptığımız seçimlermidir. Ya da elimizde, yüreğimizde olanlar mı belirler hayatımızı? Bir çok soru takılır kafamıza aslında bu sorulara cevap ararken, ne düşündüğümüz, ne istediğimiz değilde, sadece olanlardır gerçek.
Bu gerçeğin farkına varmamız bazen çok uzun yıllar alır. Aşık Veysel'in dediği gibi ''Uzun,ince bir yol''dur bu yol. Bazen tek başına yürürsün bu yollarda.Eğer şanlıysan yanında elinden tutan bir kaç dostunda olabilir.
Bu yollarda bazen duraklarsın, bazen yavaşlarsın, bazende son sürat koşarsın yolun sonunu bulmak ister gibi.Yolun sonu dedimde; ölümü aklına getirmek gibi..
Eğer bir insan kişisel yazgısını yaşıyorsa;Hayat böyle kişilere çok cömrttir.
Hayatın cömertliği Aşık Veysel'in dizelerinde kendini çok güzel hissettirir. Dizelerinde; Aşık Veysel'in üzerinde yürüdüğü yollar; çok sevdiği yarim dediği toprakla yoğrulurda; yinede gördüm,bildim diyemez. Aslında bize yaşamın gerçek peşinde koşmak değil, olanı görebilmek hissedebilmek, var olanı yaşamak olduğunu söylemek ister.
İşte insanın bitmez tükenmez arayışlarının cevabı''neredeysen orada olmaktır.''
Kuş misali bir çeşmeye konarsın
Acı tatlı demez içer kanarsın
Ayn-el Hakk’ı gördüm sanarsın
Bu kafada gördüceğin göz ile değil…