- 828 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kabus ve gerçek
Kabus ve Gerçek
Balkonda çamaşır telinde asılı çamaşırları topladı,sepetin içindeki ıslak çamaşırları onların yerine astı. Balkonlardan kulağına gelen sohbet seslerini dinledi. Kahkahalar ardı ardına sıralanıyordu. Marketin önünde birbirlerine şaka yapan gençleri izledi. Sonra gökyüzüne baktı görebildiği bütün yıldızları tek tek inceledi. Gökyüzü ve ormanlar doğada en çok sevdikleri idi. Gözü aya çarptı. Ay gökyüzünün ortalarına kadar gelmişti vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Hava sıcak olmasına rağmen, bir an bütün tüyleri diken diken oldu. Sebepsiz bir şekilde adını koyamadığı bir şeylerden ürktü. Acele bir şekilde balkondan evin içine girdi. Mutfağa gidip bir bardak su içti. Yatak odasına gitti.
Kocası yatağın ortasına uzanmış uyuyordu. Onu uyandırmadan yatağın kıyısına uzandı. Bir ayağı yataktan aşağıya sarkıyordu. Hiç aldırmadı buna. Yarın ve yarından sonraki on günü düşünmeye başladı. Yine Eylül ve yine sorunlar ev taşıma telaşı temizlik, usta işleri ve aşırı sıcak havalar…
Saate baktı saat iki buçuğa geliyordu. Bir an önce uyumalıyım diyerek gözlerini kapadı. Kapanan gözlerindeki karaltıyı baktı. Karaltı yavaş yavaş aydınlanmaya başladı. Şekiller simgelere dönüştü. Bütün düşüncesini görüntülere yoğunlaştırdığında, beynindeki düşüncelerden sıyrılıyor kısa sürede uykuya dalıyordu. Rüyasında kızının yeni kiraladığı evdeydi. Salondaki turkuaz renkli koltukların etrafında aura ışıkları vardı. Koltuklar çok güzel görünüyordu. Evin uzun koridorunda yürüdü, koridorun bittiği yer evle hiç ilgisi olmayan boyasız yıkık bir yere açılıyordu. O görüntü canını sıktı geriye döndü. Bir anda kirpiklerinin arasından kendisine doğru eğilmiş o kadını gördü. O kadını zaman zaman uyku ile uyanıklık arasında kendisine bakarken görüyordu. İlk anda korkmadı, dikkatlice onu inceledi kadın saçlarını savurarak ondan uzaklaştı. Oda kapısının yanında durdu. Kırmızı gömlekli, siyah yelekli bir adama dönüştü. Ona bakmıyordu. Bakmasını çok istedi. Kimdi bu? O ‘nun yüzünü görmek istiyordu. Ya gözleri kırmızı ise.. Birden bunun kabus olduğunu anladı. Hızla gözlerini açıp yatağın içine oturdu. Bildiği bütün duaları okudu. Saate baktı saat üçtü.
Eşinin sesinden bir an ürktü..
“Ne oldu kabus mu gördün?”
“Evet! çok korktum. Yine o kadın gördüm.”
Kocası, onu yavaşça çekerek yatırdı. Saçlarını yüzünü okşayarak.
“Korkma. sen çok stresli olduğun zaman kabus görüyorsun, yine seni ne gerdi bu kadar.”
“Boş ver sen benim neye gerildiğimi, anlatsam anlamazsın, anlattıklarımı benim gibi hissedemezsin, zaten benim ,öyle sıkıntılarımı anlatma gibi bir huyum da yok. sen beni bilirsin”
“Bilirim.. ipe sapa gelmez her olayı sen kafana takarsın.”
“Sence benim kafama taktıklarım ipe sapa gelmez şeyler öyle mi?”
“Evet öyle..”
“Biliyor musun? bazen sen ve senin gibi rahat insanları gerçekten de çok kıskanıyorum, ”Diyerek arkasını kocasına döndü. Oda kapısına doğru baktı. Az önce orada gördüğü neydi. Uyku ile uyanıklık arasında olduğundan adı gibi emindi. İçinden tekrar dua okumaya başladı. Allah ‘ım beni yalnız bırakma diyerek de dua etti. Gözleri açtığında sabah olmuştu.
Devam edecek…