- 662 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İSYAN-9-
-Alo Mavi Şafak , Akıncıyı arıyor..Beni duyuyor musun Akıncı?
-Akıncıdan Mavi Şafağa..Olumlu...
-Ne durumdasınız?
-Çatışma bitti komutanım.
-Zayiatımız var mı?
-Bir yaralımız var komutanım.
- Karşı taraf?
- Bir sağ, Üç eks, iki çok ağır yaralı...Ağır yaralıların yaşamaları mucize olur.Yaktıkları ormanın içine kaçarken yanmışlar büyük ölçüde. Ayrıca kurşun yaraları da var.
-Allah Allah...Bana beş eks, bir sağ diye haber gelmişti.
Asteğmen İhsan anlamıştı... Alay komutanı ağır yaralı terörist istemiyordu. Kendisinden başka ona operasyonun sonucu hakkında bilgi verecek kaynak olmadığına göre komutan gayrı resmi olarak emir veriyordu. Zaten ağır yaralılar da ha öldüm, ha öleceğim durumundaydı. Belki de hastaneye filan taşınırken yolda öleceklerdi. Onları böyle acı içinde kıvrandırmak zulümdü.
Beline sokmuş olduğu tabancasını çıkararak iki kez dokundu tetiğe ve sonra yine telsizi aldı eline.
-Haklıymışsınız komutanım. Beş eks, bir sağmış. [*]
-Aferin evladım. Haa bu arada gözün aydın. Baba olmuşsun.Haydi çok geç kalmayın da hem bu günkü operasyonu, hem de senin baba oluşunu kutlayalım.
-Baba mı olmuşum?
-Evet. Hem de çifte baba...
-Nasıl yani çifte baba?
-İki kızın olmuş. Eeeee erkek adamın erkek damadı olur. Neyse sen gel buraya..Daha fazla konuşarak teröristlerin kafalarını iyice karıştırıp ’ Bunlar nasıl bir şifre kullanıyorlar.’ Diye adamları fazla yormayalım ha???Öküzler şimdi şifre görevlileri ile bu konuşma üzerine ne yorumlar yapıyorlardır Allah bilir.Haa haaa haaaa.
Komutan gülüyordu telsizin öteki ucunda ama İhsan Asteğmen donup kalmıştı adeta. Hayatla ölüm hiç bu kadar iç içe, hiç bu kadar birbirine yakın olabilir miydi? Daha bir kaç saniye önce iki kişiyi bu hayattan tamamen ayıran da kendisiydi, aynı saniylerde bu dünyaya iki yeni hayatın gelmesine sebep olan da...Birbirlerinden kilometrelerce uzakta olmasına karşın iki ölümün de, iki doğumun da müsebbibi kendisiydi. Daha doğrusu Yüce Rab aynı anda gerçekleşen iki ölümü de iki doğumu da onun vasıtasıyla tecelli ettirmişti.
İhsan hiç de gülecek halde değildi
Mervan da hiç gülecek halde değildi. İhsan’a öfke ile bakıyor ve içinden ’ Şu durumdan kurtulursam ahdım olsun komutan, sana öyle bir acı tattıracağım ki iki yaralı insanı gözünü kırpmadan öldürmek neymiş anlayacaksın .’ Diye geçiriyordu. Hiç bir zaman İhsan’ın o iki teröristi - acılarına son vermek için - öldürdüğünü idrak edemedi, etmek istemedi.
O gün alayda konuşulan tek şey Asteğmen İhsandı. Hem teröristleri nasıl öldürdüğü hem de baba oluşu konuşuldu. Onun ise aklı Samsun’daydı. Doğumu iyice yaklaştığında Ayla’yı Samsun’a göndermişti kayınpederiyle birlikte.
***********
-Hımmm...Demek ki Nesrin ve Perihan bu yüzden Samsun’da dünyaya geldiler. Yani Samsun doğumlu olmalarının sebebi bu.
-Evet.
-İyi de yıllar sonra o teröristlerin içinde ne işleri varmış. Üstelik de bir asker çocuğu bunlar.
-İşte o noktada işin içine Mervan giriyor.
-Nasıl Yani?
-Sabırlı ol, anlatıyorum.
-.........
-Operasyonun ertesi gün İhsana izin verilmiş. Bir hafta içinde memleketine gidip karısını ve yeni doğmuş çocuklarını görmüş ve tekrar birliğine dönmüş. Bu arada Mervan çıkartıldığı mahkemede pişmanlık yasasından faydalanmış. Hiç bir eylemde tek bir kişi bile öldürmediği anlaşılmış. Ayrıca Örgüt hakkında çok önemli bilgiler de vermiş. O bakımdan bir örgüt itirafçısı olarak kendini kurtarmış. Artık yeni bir kimliği ve hatta işi bile varmış. Evet..Yeni bir kimliği, yeni bir işi ve o günden başlayarak tam on altı sene süren bir kini...Hani çocukların yumurta ile ilgil o komik olayını anlatmıştım ya.
-Evet..Tavuğun poposundan çıktığı için yumurta yemek istememişlerdi
-Evet..İşte o gün yani kızlar yedi yaşındayken olmuş ne olmuşsa.
**********
Ayla heyecanla telefona sarıldı:
-Alo İhsan..Çocuklar eve gelmedi.
-Servis getirmedi mi çocukları?
-Hayır. Okuldan telefon ettiler. Servis minibüsünün arıza yaptığını söylediler. ’ Çocuklarınızı gelin alın ’ Dediler. Ben de okula gittim ama ne Nesrin vardı ortalıkta ne de Perihan.
-Arkadaşlarıyla oyuna filan dalmışlardır. Arkadaşlarına, onların ailelerine sorsaydın.
-Tek tek sordum. Gören olmamış. Çok korkuyorum..Başlarına bir şey mi geldi acaba? Sapığı var, kopuğu var..Allah muhafaza..İnsanın aklına bin türlü şey geliyor.
-Korkma ve telaş yapma. Sakin ol. Bir Türk Subayının çocuklarına, üstelik de bu sakin kasabada kim ne yapabilir ki?
-İyi de İhsan nerede bu kızlar?
-Tamam..Ben de geliyorum.
İhsan eve geldikten sonra Nesrin ve Perihan’ın gidebileceği her yere bakıldı. Ama ikisinden de en ufak bir iz yoktu.
Bir taraftan asker, bir taraftan polis , gece geç saatlere kadar arama yaptılar ama tek bir ize rastlamadılar. Nesrin ve Perihan sanki buhar olup uçmuştu.Ayla sinir krizleri geçirmeye, ağlama nöbetlerina başladı. İhsan’ın ise aklı almıyordu. Yedi yaşındaki iki küçük kız nereye kaybolabilirdi ki bu küçük ilçede?
Tüm ilçede Perihan ve Nesrini arama seferberliği başlamıştı adeta. Bakılmadık bir tavuk kümesi bile kalmamıştı. O gece boyunca tüm ilçe ayaktaydı. En sonunda bir fısıltı kulaktan kulağa tüm ilçeye yayıldı.
’ Nesrin ve Perihan’ın kaybolması ile ilgili olarak bir kişi ifadesi alınmak üzere karakola götürülmüş’
Bir anda tüm kasaba ayaklandı adeta. Herkes karakol binasının önünde toplanmış iki kıza birden tecavüz eden bu sapığın kim olabileceğini konuşuyordu.
***********
-Bir dakika bir dakika...Kızlar bir çatışmada ölmedi mi..Tecavüz sonucu öldürülme de nereden çıktı?
-Yok zaten..Ne tecavüz ne de tecavüz sonucu öldürülme diye bir şey yok. Ama bir kişinin yakalandığı haberi duyulması üzerine halk kendisi bir sürü senaryo üretmiş.
-Karakola götürülen kişi? O hangi sebeple alınmış?
-İki küçük öğrenci ifadelerinde Nesrinle Perihanı en son olarak okulun dışında Öğretmen Mustafa ile gördüklerini, öğretmenin onlara pamuk şekeri aldığını söylemişler. O bakımdan öğretmen Mustafa’yı ifadesini almak üzere karakola çekmiş polisler.
-Eee ne var bunda? Bir öğretmen iki küçük öğrencisine pamuk şekeri alamaz mı yani?
-Alır elbette. Ama bu öğretmen sık sık çocuklara ’ Sokak satıcılarından bir şey almayın.’ Dermiş. Üstelik de nöbetçi öğretmen olduğu günlerde sokak satıcılarını kovarmış okulun önünden.Şimdi ise kızların kaybolduğu bir günde kızlara pamuk şekeri almış olması tüm dikkatleri onun üzerinde toplamış.
-Aslında bir öğretmenin iki küçük kıza bir kötülük yapabilecek olmasını düşünmek bile iğrenç bir şey. Ama öte taraftan ben kendi mesleğimde öyle iğrençliklere şahit oldum ki bunları anlatsam şaşarsın.
-Öğretmenin o gün Nesrin’le Perihan’a pamuk şekeri alması dışında onlarla herhangi bir teması olmadığı anlaşılmış . O kızların yanına gittiğinde kızlardan birinin elindeki parayla bir tane pamuk şekeri aldığını, ikincisi için paraları yetmediğini ve pamuk şekerciyle adeta pazarlık yaptıklarını görmüş. Sonuçta parasını verip bir tane aldıkları için bir tane de kendisi alarak kızlara vermiş ama her zamanki gibi bir daha sokak satıcılarından bir şey almamalarını tembihlemiş onlara.
-Kızlar okulun önünde annelerini beklerken onları yalnız mı bırakmış peki?
-Hayır bırakmamış. Anneleri gelinceye kadar kapının önünde beklemeye karar vermiş ve kızlarla havadan sudan konuşarak Ayla’nın gelmesini beklemiş.
-Eee..Bu durumda kızlar nasıl kaybolmuş?
-Öğretmen Mustafa kızlarla beklerken okulun önünde bazı öğrenciler kavgaya tutuşmuşlar. O da kavgayı ayırmak için öğrencilerin arasına dalmış. Kavgayı ayırıp döğüşen öğrencileri ayırdıktan sonra tekrar döndüğünde Nesrin ve Perihan’ı bıraktığı yerde görememiş. ’ Herhalde anneleri gelip götürdü’ Diye düşünmüş ve o da evine gitmiş. Öğretmenin tüm söylediklerinin doğru olduğu kanıtlanınca da serbest bırakılmış tabii ki.
-O zaman Öğretmen Mustafa’nın intihar etmesinin sebebi kızların kaybolmasıyla, yani bu olayla ilgili değil ?
-Hayır bu olayla ilgili.
-Nasıl yani adamı suçlayacak hiç bir kanıt yok ortada. Yoksa o bir şeyler yaptı da vicdanı mı arahatsız oldu? Ama o da değil. Çünkü olayda bir Mervan faktörü olduğunu söylemiştin? Allah Allah kafam karıştı.
-Öğretmeni suçlayacak hiç bir kanıt yoktu. Hatta İhsan ve Ayla bile öğretmenin yüzde yüz suçsuz olduğuna inanıyorlardı. Ama tüm aramalara rağmen çocukların bulunamaması üzerine özellikle kız çocuk velileri Mustafa öğremenin sınıfından kendi çocuklarını alıp başka sınıflara verilmesi için okul idaresine dilekçe üstüne dilekçe vermeye başlayınca ve tüm bunlar Mustafa Hoca’nın kulağına gidince adam üzüntüsünden intihar etmiş.
-Yargısız infaz yani.
-Bir nevi öyle ama infazı kendi kendine yapmış Mustafa Hoca.
-Velhasılı kızlar senelerce bulunamamış değil mi?
-Evet..Ta ki İhsan onları bir çatışmada öldürene kadar...İşte o gün İhsan’a bir telefon gelmiş. Telefonun öteki ucundaki ses kendini tanıtmış önce ’ Komutan..Ben Mervan..Hatırladın mı beni...Sana bu dünyada çekebileceğin en büyük acıyı tattırmaya yemin etmiştim. Artık benim kafama da bir kurşun sıkabilirsin o iki yaralı gerillanın kafasına sıktığın gibi...Hiç fark etmez.’ Demiş ve kapatmış telefonu.
-Çok acı bir olay...Peki Mervan yakalanmış mı daha sonra?
-İhsan ne Mervanın yakalanıp yakalanmadığı ne de Nesrinle Perihanın öldürülmesinden sonra onarın cesetlerin ne yaptığı konusunu hiç bir zaman anlatmadı.Neticede bu kimliklerin araştırılıp bulunması ve öldürülen iki kız teröristin İhsan’ın kızları olduğunun anlaşılması hiç de zor değildi.
-Bir soru daha sormak istiyorum.
-Vakit çok geç oldu. Onu da daha sonra sorarsın olur mu?
-Tamam..İyi geceler.
-İyi geceler...Allah rahatlık versin.
[*]Komutanı ile İhsan arasındaki bu konuşma bu bölümde kurgu olmayan tek husustur.
DEVAM EDECEK.
YORUMLAR
Bu olay gerçekten yaşanmışsa çok acı.
Öldürülen yaralı teröristlere yapılan da, alınan intikam da insani değil. Önce insanız. Asker de olsa bunu asla
gözardı etmemeli..
Benim aklımın ve duygularımın kabul edeceği davranışlar değil bunlar..
tebrikler,
gerçek değilse bile gerçek kadar etkileyiciydi..
selâm ve sevgiler..
İhsanın acısını sol tarafımızda hissederek okuduk.Böyle bir durumun bir kurgu olarak kalmasını kimsenin yaşamamasını dilerim.Hikaye komediyle başladı içinden yoğun bir dram çıktı.İlerledikçe kimbilir daha ne sürprizlerle karşılaşırız kestiremiyoruz.Okuyucu olmak bu noktada en rahat konum olsa gerek ve 9.partıda tükettik e ilhamın bol olsun abim biz 10.partı beklemedeyiz.Saygı ve sevgilerimle.