- 676 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Suriye Konusu Hiç İçime Sinmiyor
Bundan birkaç yıl önce Başbakanımızla Esad birlikte tatile gitmişlerdi.O günlerde Suriye, hedefteydi, İsrail ABD, ve İngiltere üçlüsünün hedefiydi.
Basına sızmadı ama Suriye bu üçlünün şerrinden korktuğu için diplomatik kanallar kanalıyla Türkiye’nin Suriye’yi ilhak etmesini bile istemişti.
Çünkü bu şer üçlüsünün bir iki saldırı hamlesini Türkiye önlemişti.
Bunu bilen Esad, saldırıya uğramaktansa, Türkiye’nin vilayeti olmaya bile razıydı.
Dikkat ederseniz o dönemlerde Hatay ilimizi artık haritalarında kendi vilayetleri gibi göstermekten de vazgeçmişlerdi, gerçeği görmüşlerdi çünkü.
Eskiden nasıldık Suriye ile ?
Baba Esad zamanında ilişkilerimiz çok kötüydü Suriye ile, PKK’nın en belirgin hamisiydi çünkü, bir dönemler savaşın bile eşiğinden dönmüştük hatırlarsanız.
Sonrasında oğul Esad’la ilişkiler iyi bir düzeyde uzun bir süre yürütüldü.
Mevcut iktidar başarılı bir dış politika yürütüyordu.
Ama Suriye konusunda sanki bir yerde hata yapıldı?
Daha barışçıl ve olumlu bir politika yürütmek yerine aleni bir biçimde Oğlu Esad’ı hedefe oturtmak dışında her şey güzeldi.
Kendi halkına yaptıklarına bakınca gerçekten zalim bir adam Esad.
Bunu oraya giden ve birebir orda yaşananları görüntüleyen arkadaşlarımızdan biliyoruz.
Fakat o zalimin zulmüne son vermek isterken, ABD, İsrail, İngiltere üçlüsünün kucağına oturduk farkında mısınız ?
Bir zalimin hakkından gelebilmenin yolu açıkça taraf olup hedef haline dönüşmekten mi geçiyordu?
Yoksa bir zalimi devirmenin yolu başka zalimlerle işbirliğinden mi geçiyordu?
Suçsuz insanları öldürmenin savunulacak bir tarafı yok bunda hemfikiriz, kendi vatandaşına kimyasal silah atan biri elbette ektiğini biçmeli.
Ama diyorum ya birkaç yıl önce koruduğumuz ülkeyle neden bu hale geldik?
Devlet politikaları menfaatler üzerine kuruludur, ahde vefa olmaz, şartlar her an değişebilir, hepsine eyvallah.
Ama kısa süre önce savunduğumuz bir ülkeyi, üstelikte ABD ve saz arkadaşlarından koruduğumuz bir ülkeyi şimdi onların kucağına atıyor olmak size de tuhaf gelmiyor mu?
Düne kadar himaye ettiğimiz bir ülkeyi bu üçlü çeteye peşkeş çekmek başarılı bir politika mı soruyorum size ?
Bu üçlünün elini atıp düzelttiği bir Müslüman ülke oldu mu?
Diyorum ya Esad gitsin eyvallah, ama bu işin işleyiş biçimi hiç içime sinmiyor, kime karşı kimlerle birlikte adım atıyoruz düşündükçe kafam karışıyor.
Tarafız ülke olarak.
Ama hangi taraftayız ?
Kime karşı kimin yanındayız ?
Esad mı zalim?
ABD ve saz arkadaşları mı zalim ?
Yoksa zulme bir şekilde bulaşan bizler mi zalimiz ?
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
İsrail Esadın gitmesini isteseydi çoktan giderdi bence. ABD,Batı ve İsrailin istediği durumun bu şekilde, iç savaş halinde stabil kalması. Çünkü Esadın artık gideceği kesin. Bunca katliamdan sonra kalması mümkün değil. Fakat batıyı düşündüren yerine kim gelecek? Gelecek olan ne kadar geç gelirse o kadar iyi onlar için çünkü ne kadar gecikirse yada bu savaş ne kadar uzarsa Suriye o kadar güçsüzleşir ve alt yapısı o kadar zarar görür. Zaten operasyonun sınırlı olması isteğide buradan geliyor. Bu yüzden bence Türkiye Esadın bir an önce gitmesini isteyerek batıyla aynı çizgide olmaktan uzaklaşıyor yani kucağına oturmuyor.
Ortadoğu'da olan biten hadiseleri anlayabilmenin yegane geçer akçesi, olayları BOP çerçevesinde değerlendirmekten geçer. O nedenle uygulanan politikaların sebeplerine takılmadan sonuçlarına odaklanmak gerek.
İlginizi çeker mi bilemem ama Suriye'de yapılmak istenenleri ve olası müdahaleyi anlatan çok kapsamlı bir yazım mevcut sitede.
Şimdi gelelim konuya: Baba Esed'in Türkiye tutumu hepimizce malum. Burda bir ayrışma olacağını sanmıyorum. Lakin oğul Esad döneminde aynı politikalar hiç bir zaman uygulanmadı. Zaten o nedenledir ki çok da takdir ettiğim 2011 yılına kadar inanılmaz güzel bir politika uyguladı Türkiye.
Bu gün Arap Baharı diye adlandırılan süreçte, oğul Esed sıranın Suriye'ye geleceğini çok iyi biliyordu. O nedenle olaylar başlamadan çok evvel demokratikleşme yolunda çok ciddi adımlar attı. Halktan da inanılmaz destek aldı. Esed'in bu gidişi ABD ve İsrail'in işine gelmediği için Yugoslavya'yı parçalayan ''OTPOR ve CANVAS'' örgütlerinin uzantıları bu ülke içinde eylemlere başladılar. Bu örgütlerin SOROS vakıflarıyla olan ilişkileri de aşikar.
Esed'in bir miktar yanlış hareketi oldu. Lakin hiç bir zaman geniş kitlesel kırımlar yapma niyeti taşımadı. Nusra ve Taliban militanlarının yaptığı pek çok katliam bu gün ALJAZEERA ve AL ARABİA televizyonları kaynak gösterilerek Esed'e mal edildi. Ki bu iki televizyon da SUUD ve KATAR sermayeli aslında CIA operasyon merkezi gibi çalışan sözde haber kanallarıdır.
Zaten Esed'e halk destek vermeseydi Saddam gibi Mübarek gibi çok geçmeden devrilir giderdi.
OLASI MÜDAHALENİN SURİYE DEĞİLDİR. NİHAİ HEDEF İRAN-TÜRKİYE-LÜBNAN VE SURİYE DÖRTGENİNE SURİYE SAVAŞINI YAYMAKTIR. BU KARIŞIKLIKLA KÜRTLERE ÖZERKLİK GELECEKTİR.
gezgin1985 tarafından 9/4/2013 11:27:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Düne kadar himaye ettiğimiz bir ülkeyi bu üçlü çeteye peşkeş çekmek başarılı bir politika mı soruyorum size ?
Bu üçlünün elini atıp düzelttiği bir Müslüman ülke oldu mu?
Diyorum ya Esad gitsin eyvallah, ama bu işin işleyiş biçimi hiç içime sinmiyor, kime karşı kimlerle birlikte adım atıyoruz düşündükçe kafam karışıyor.
Tarafız ülke olarak.
Ama hangi taraftayız ?
Kime karşı kimin yanındayız ?
Esad mı zalim?
ABD ve saz arkadaşları mı zalim ?
Yoksa zulme bir şekilde bulaşan bizler mi zalimiz ?
......Suriye sorunu öyle bir çıkar savaşına dönüştü ki; kimin eli kimin cebinde değil. ABD bugüne kadar bulaştığı hangi ülkeye barış ve demokrasi getirdi ki Suriye'ye getirsin. Büyük Orta doğu Projesi emellerine ulaşmak için yazdığı senaryoyu adım adım uyguluyor ve bu konuda da baş rol oyuncusu olarak bizi kullanıyor. Emperyalizm kendi doymaz egoları adına bizim gencecik fidanlarımızı ateşe atıyor. Afganistan, Libya ve Irak'ta ne kadar demokrasi var sa Suriye'de de o kadar olacak. Sonunda aynı oyunlar Türkiye ve İran için oynanacak.
......Yazınız bu konuda kafalardaki soru işaretlerini tartışmaya açması anlamında önemli bir yoldur.Kime, neden yardım edeceğimizi tekrar tekrar düşünmeliyiz. Son pişmanlık fayda etmez. Çünkü kaybedeceklerimiz eşya değil. Bu ülkenin geleceği ve gencecik fidanlarıdır. Savaşta savaşanlar değil, savaşı başlatanların kazandığı gerçeğini unutmamak gerekir.
......Yüreğinizi ve kaleminizi kutluyor, barış ve kardeşlik duygularının egemen olduğu bir dünyada sağlıklı ve mutluluklar diliyorum.