Ben Hiç Ölmedim

• 3 Eylül 2013 Salı 20:06:59

Her şey sigaramı ters yakmamla başladı. Tersten bakıldığında çok da kötü bir durum değil aslında, sigarayı ters şekilde iki dudak arasına yerleştirip düz yakmak daha vahim sonuçlar doğurabilirdi. Sigara olmuş 9 lira: Dokuz bölü yirmi, eşittir 45 kuruş zarardayım. İçilebilen normal yakılmış sigara hem sağlığa hem cebe zararken, tersten yakılan sigara çöpe atıldığından sadece cebe zarar veriyor.

Sigara ile yapılan gereksiz 69 pozisyonunun tekrar yaşanmaması için ayna karşısına geçip sigaranın filtre kısmının ağzımda olduğundan emin olarak yeni bir sigara yakıp düşünüyorum; acaba filtresiz bir sigaraya mı başlasam? Onun öyle tersi düzü yok, her iki tarafı da düz. Kıçı başı belli olmayan filtresiz sigara gayet mantıklı. Durduk yerde sigarayla ters ilişkiye girmenin bir anlamı yok.

Mesela gecenin bir körü “son bir sigara içelim öyle git gideceksen” şarkısı bizzat ve canlı bir şekilde yaşanıyor. Pakette kalan son 2 sigaranın birini “son bir sigara içelim” otlakçısına verip kendi sigaranı –“Ohh! Be bitti” duygusuyla - tersten yakmışsın. Son bir sigara ters yakılıp içilemediğinden gidememe durumu söz konusu olabilir. Son bir sigara için sabaha kadar bakkalın gürültülü kepenk sesine kulak kabartıp beklemenin hiç gereği yok. Sigaranın yanmış filtre kısmı makasla kesilip mecburen filtresiz içilecek yoksa son sigara içilemediğinden gitmek söz konusu olamayabilir.

Madem bir fırt daha fazla birlikte olmanın ince hesapları yapılıyor, ince hesap sahibi kişi, son bir sigara yerine son bir puro içelim hem de en Küba’sından diyerek teklif getirebilir. Beş dakikalık finali gereksizce esnetip sündüren TV dizileri misali olay saatlerce dumanlanabilir. Tabi iki kişinin aynı anda içecekleri Havana tarzı bitmek bilmeyen puro dumanının camdan çıktığını gören komşuların itfaiyeye “yangın var” ihbarında bulunma ihtimalleri de var. İlla son bir sigara içilecekse o içilecek sigara öncesi girizgâhı uzun bir takım aktiviteler yapıp son içilen sigaranın daha anlamlı olması sağlanabilir.

Geçen ay tam sigarayı bırakmaya niyetlendim; bugün mü bıraksam yarın mı bıraksam en iyisi bu konuyu haftaya bırakarsama karar verip süreyi uzatma hesapları yaparken zır diye zırlayan ve ayrıca soğuk sudan çıkmış gibi titreyen telefonumu açarak aldığım haber tüm hesaplarımı alt üst etti. Telefondaki ses, ortak arkadaşımızın sigara kaynaklı akciğer kanserine yakalandığını, bir süredir kemoterapi tedavisi gördüğünü ve an itibari ile hakkın rahmetine kavuştuğunu iletti. Ayrıca ortak arkadaşımız vefat ettiğine göre bir daha görüşmemizin gereksiz olacağını söyleyerek kapattı telefonu.

İki arkadaşımdan birinin ölmesine diğeriyle son bir sigara bile içemeden arkadaşlığımızın bitmesine çok üzülerek ve sinirlenerek ve sigaranın filtre kısmını iki dudak arama doğru şekilde denk getirerek ve en acilinden ateşleyerek yaktım sigaramı. Ölüm haberinin verdiği acıyla sigaranın dumanını harman edip çektim dumanı akciğerime. Zaten “ak” adlı her şeye gıcıklığım hat safhada.
Hem sigaradan öldüğü ne malum diye düşünerek bir önceki sigarayı bir sonrakine vagon yapıp ray güzergâhından zincirleme içmeye ve duman çıkarmaya devam ettim.

Sigaranın öldürdüğü falan yok; bunca yıldır içiyorum hiç ölmedim!

Eylül 2013

ABDAL YAZILAR