Yangılar içinde çocuk olmak...
Tek odalı küçük eve gecenin korkunç karanlığı çökmüştü. Yarım bir mumun titrek ışığı odayı aydınlatmaya yetmiyordu. Kesik kesik hıçkırıklar yankılanıyordu boş odada. Yaşlı bir kadının alçak sesle okuduğu ayetler, evi huzurla dolduruyordu. Uzaklardan bir patlama sesi duyuldu, hıçkırıklar derinleşti.
“Anne!” diye fısıldadı küçük çocuk. Korku doluydu sesi.
“Şşş… Korkma yanındayım.”
Her ne kadar sesini sakinleştirmeye çalışsa da tedirginliği belli oluyordu. Şefkatle sarıldı kızına. Daha dün eşini kaybetmişti. Vücudunun delik deşik olduğunu söylemişlerdi haberi getirenler. Hiçbir şey diyememişti, ne feryat edebilmişti, ne de gözyaşlarına boğulmuştu. O an hissizleştiğini anımsıyordu, bir de boğazına bir şeyin düğümlendiğini. Neden sonra koşarak eve girdiğini ve kızına sımsıkı sarıldığını… Yaşı küçük olmasına rağmen anlamıştı çocuk, babasını kaybettiğini. Lakin bağırıp çağırmamış, hırçınlaşıp etrafa saldırmamıştı. Yaşından büyük bir olgunlukla annesine sarılmış, gözyaşlarını içine akıtmıştı.
İkinci bir patlamayla düşüncelerinden sıyrıldı kadın. Küçük kızın titremeye başladığını fark etti. Teselli edici kelimeler aradı, bulamadı… Onun yerine küçük çocuk konuştu;
“Anne…” dedi. “Bizi de vuracaklar mı?”
“…”
Üstelemedi çocuk. Annesinin suskunluğundan çok şey anlamıştı. Daha sıkı sarıldı annesine. Kendince dualar etmeye başladı. Dışarıdan siren sesleri geliyordu, çığlıklar, feryatlar… Korkuyordu çocuk. Dünyadaki diğer çocuklar gibi yaşını yaşamak istiyordu. Gündüzleri sokakta dilediğince oynamak, yemekleri keyifle yiyebilmek… Babası mesela, ölmesin istiyordu. Ya da akşamları bomba sesleri yerine masallar duymak, huzurla uyumak istiyordu. Belli belirsiz mırıldandı;
“Belki bir gün… Neden olmasın…”
Yaşlı kadının okuduğu ayetler çocuğun sesini bastırmıştı. Yaşlı sesi kısılmaya başlamıştı;
“Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.”*
Tam da bu sırada bir patlama daha oldu. Yoğun bir ışıkla doldu oda, sonra alev alev yanmaya başladı her yer. Uğultular duydu çocuk, sonra sımsıkı kapattı gözlerini, bir daha açılmamak üzere…
*Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. (Bakara, 156)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.