Önyargı ve güven
Hikaye bu ya bir zamanlar üç arkadaş varmış. AŞK DOSTLUK ve GÜVEN
Üçü bir arada olduğumu harikaymış her şey. Gün gelmiş aşkın işi çıkmış eh meslek bu kolay mı? Ama dostlarından ayrılmadan önce söz vermiş onlara.
Beni özlediğinizde gelin demiş uzaklarda olmayacağım...
Nerede birbirlerine bakan bir çift göz görürseniz ben oradayım demiş ve ayrılmış yanlarından. Peki demiş DOSTLUK GÜVENE. Madem öyle bende yoluma düşeyim görev çağırır ama merak etme nerede birlikte ağlayan iki insan görürsen bil ki ben oradayım...
GÜVEN Ağzını açamamış veda etmek için ama DOSTLUK ayrılmış arkadaşının yanından, onun sözünü dinlemeden ve sessizce gitmiş uzaklara.
GÜVEN Sessizce içinden geçirmiş elinde olmadan BENİ Kaybederseniz bir daha asla bulamazsınız...
Gerçekten böyledir, insan sevmediği veya dostu olmayanlara güvenebilir lakin güvenmediği birini ne sevebilir ne de dost olabilir.
Dostluk ve aşk evin duvarları ise güven temelidir, temelsiz dostlukta olmaz sevdada...
Birini yargılamadan önce ona sormak ve kendini savunma hakkı vermek gerekir, doğru olan budur. Görünen şeyler nereden baktığınıza göre değişir. Yanlış pencereden bakıyor olabilirsiniz. İnsan beyni yaşadığı şeyler sebebiyle önyargılıdır, ya da en azından önyargılı bakmaya, düşünmeye meyillidir.
Önyargılarından kurtulmadan hür düşünce ve mantıklı karar verme kavramları içi boş hayallerden başka bir şey olamaz.
Önyargılarınızı bırakıp güvenmeyi öğrendiğinizde sevgi ve dostluk sizi bulacaktır.
Sevilmek mi istiyorsun? Sevmeyi öğren. Sev ki sevilesin.
Dost mu istiyorsun? Dost olmayı öğren. Dost ol ki dost bulasın.
Fahrettin Petriçli
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.