"İnsanlığın" ansızın kendini sorgulaması...
Issız bir gecenin, karanlık örtüsüne bürünmüş çok eski zamanların hayalini yaşıyorum. Zihnimin ara sokaklarına kadar girmiştim; sanki aradığımı bulacakmışcasına. En işlek caddesindeydim; düşünce kalabalığında kaybetmişlik umuduyla.
Ben, "eski beni" özledim, şuan varlığından zerre olmayan ve kaybolan benliğimi. Geçmişimde arıyordum çaresizce. Düşüncelerimde ulaşmak istiyordum o eski benliğime. Kim bilir, hatıralarda yaşamak istiyordum kendimi belki de...
O eski merhametkâr benliğimi arıyorum. Eski de kalan cömertliğimi arıyorum. Bu duyarsızlık keşmekeşinde, o geçmişte kalan duyarlı halimi arıyorum.
Evet, anımsıyorum. Bir mazlum insanın akıttığı tek bir gözyaşı için saatlerce ağladığımı anımsıyorum. Bir dostumun müşkülünü gidermek için, günlerce varımı-yoğumu ortaya koyarak çabaladığımı anımsıyorum. Hiç olmazsa, çaresiz kaldığım zamanlarda, biçare kalmış bir kardeşim için kalben yakardığım o ağıtları anımsıyorum. Evet o ağıtların acısını hissetmek istiyorum. Şuan kalbimde yaşamak istiyorum. İşte bu halimi özlüyorum, asıl benliğim olan bu halimi.
Hem, benim varlığımın sebebi de bu değil miydi? Ben değil miydim bütün güzelliklerin menbâı? Ben değil miydim yapılan her iyiliğin medârı? Öyleydim evet. Zira geçmişte kaldı benim bu halim. Özlemini yaşarım şu sıralar. Hayalini kurar, nostalji yaparım şu karanlık örtünün ardında...
Duyarsızlığın hat safhasındayım. Umursamazlığın doruk noktasındayım. Kendimden ve asıl gayemden bîhaber yaşar gibi yapıyorum. Evet yaşar gibi. Zira bu yaşamak değil ki... Gibiler sarmış her tarafımı. Her şeyin gibisine muhatabım, özümden uzağım. "Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın" düşüncesini çok iyi tatbik ediyorum. Hiç düşünmüyorum ki, o yılanın kudreti, bir gün gelir bana da uzanır.
Peki, beni bu hale getiren neydi? Var oluş amacımı yitirmeme sebep neydi? Varlığıyla anlam kazanmama sebep olan şeyin, şuan yok oluşuna mazeret neydi? Kim bilir belki de düşüncesizlikti. Şuan yaptığım şeyi uzun zamandır yapmıyor olmamdı. Başka ne olabilirdi ki? Başımı, ellerimin arasına koysam, akl-ı selîm olarak düşünsem, farketmezmiydim ki bu hâzin hastalığımı? Farkederdim muhakkak. Farkeder de, çare aradım bu hastalığıma...
Mısırlı mazlum insanlara ithaf, tüm insanlığa ihtar olunur...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.