- 2142 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
NEFS
NEFİS
Yaratılan her insan bir şöfördür onun elinde nefis diye bir direksiyon var kullanmak baya bir emek ister hade biraz anlatayım
kaleme alayım dedim bizi her yere atan inşallah anlata bilirim rabbim mahcup etmesin?
Bildigimiz gibi yedi nefis vardır önce bunları bir okuyalım rabim ömür verdikçe sayılı ve bir lahzalık olan bu ömürde elimizden geldiği kadar bilgi paylaşım yapacağız inşallah
1- Nefs-i Emare: Allah’ın emirlerine uymayan, yasaklarını çekinmeden yapan ve zevkine tabi olan nefistir.
2- Nefs-i Levvâme: Allah’ın emirlerine bazen uyan, bazen uymayan, işlediği günahlardan dolayı üzülen ve sevaplardan dolayı sevinen nefistir.
3- Nefs-i Mülheme: Mümkün mertebe Allah’ın emir ve yasaklarına uyan nefistir.
4- Nefs-i Mutmaine: İman esaslarına inanan, İslâm’ın emir ve yasaklarına uyan, bu konularda hiç bir şüphe ve tereddüdü olmayan, neticede Allah ile manevî bir bağ kuran ve bunun lezzetine ulaşan nefistir.
5- Nefs-i Radi’ye: Her yönüyle Hakk’a yönelen, Allah’tan gâfil olmama şuuruna eren ve O’ndan razı olan nefistir.
6- Nefs-i Mardiyye: Bütün benliği ile Hakk’a teslim olan ve böylece Allah’ın kendisinden razı olduğu nefistir
7- Nefs-i Kâmile: Bütün kötülüklerden sıyrılıp manevi olgunluğa eren nefis. Bu mertebeye erişen bir kişinin bütün sıfatları güzeldir ve her hali ibadet sayılır
Beyit Toprağın Altı
Saatimin dişlerinde; dönüyor zamanın çarkı
Beyin dünyadan büyüktür; ilmin işte budur farkı
Hiza nedir bilmeyenler; mezarlıkta dizildiler
Mezarımı görmeyenler; vebalimden ezildiler
Karıncanın yedigi tırnaklar;
toprakda küflendi
Beni hor gören çaylaklar; bir zerre sevvab dilendi
Anla bak sende cahil hey; karnına toprak dolacak
İster aga ol ister bey; elbisen arşın olacak
Bak dinsizler toplanmışda; yıgıyorlar künde künde
Kafamı kaldırdım baktım da; azrail
tam üstümde
Korkma; korkma; sahidir; şaşırdım bu durum cok vahim
Defterin açıliyor bak; başlancak taraf cok mühim
Düşün gene düşün işte bak; gelmedi hırkaların
Kimseden umudun kalmaz; senden kaçar tırnakların
Demlikdeki çay gibi; oturup köpüresim gelir
Can dedigim insalara; şimdi tüküresin gelir
HARUNİ de beyitte anlatmış biraz dünyayı
Allah Teala Kuran-ı Kerim’de nefs-i emmareden bahsetmiş ve onun kişiye devamlı kötülük emrettiğini söylemiştir. Toplumda öyle insanlar vardır ki devamlı kötülük yapar ve bundan mutlu olurlar. İşte bu tür insanlar nefsi emmarelerinin tuzağına düşmüş zavallı kimselerdir. Bununla beraber her mümin için böyle bir nefs, bilmesi ve mücadele etmesi gereken bir manevi düşmandır. Zira mücadele edilmezse kişiye galip gelmesi ve sonunda en çirkin günahları işletmesi muhtemeldir. Güneşin yaş diye ateş döktüğü Yıldızların korkup boyun büktüğü Gökkubenin arştan kopup çöktüğü Senin şanınladır yüce ALLAHIM
Rabbimiz seni de bizleri de, şiddetle kötülüğü emreden nefs-i emarenin kötülüklerinden korusun! Zira o düşmanların en zararlısı, belalıların en zorlusudur. O tedavisi en zor ve doktorları çaresiz bırakan hastalık, ilacı da en zor bulunan ilaçtır. Bunun da iki sebebi var: • Nefs İç Düşmandır: Nefs insanın bünyesinde bulunan bir düşmandır. Eğer hırsız evin içinden olursa içerden kuracağı tuzaklar daha etkili ve zararı daha büyük olur. Şu sözün sahibi ne kadar doğru söylemiş: Nefsim beni çağırır hep zarara, Dertlerime dert katar, boğar hep acıya. Düşmanıma nasıl karşı koyabilirim acaba? O düşman hep kaburgalarımın arasındaysa? • Nefs Sevimli Düşmandır: Nefs insanın hem düşmanı hem de sevgilisidir. İnsanoğlunun gözü, sevgilisinin kusurlarına karşı kördür. Şairin de dediği gibi, göz sevgilinin kusurlarını hiç görmez: Sen sevdiğin kişilerin, dostların kusurlarını göremezsin Yaptıklarından hoşnut olduğun kişilerin de… Sevgi gözü kör eder, görmez hiçbir kusur Ama kızgın göz bütün kötülükleri ortaya çıkarır. İnsan nefsinden kaynaklanan kötülükleri iyi görürse, işlediği kusurların neredeyse hiç farkında olmaz. Halbuki nefsi o kötülüklerle kendisine düşmanlık yapmakta, zarar vermektedir. Onu her türlü kötülüğe ve felakete sürüklemektedir. Gafil kimse ise bunun farkında değildir. Ancak Allah’ın rahmetiyle koruduğu, azgın nefse karşı rahmetiyle yardım ettiği kimseler bunun farkına varabilir ve kurtulabilir. Sonra ey insan, şu ikna edici nükteye kulak ver! Eğer ilk yaratılıştan kıyamet gününe kadar işlenen fitne, kötülük, kabahat, rezalet, günah ve kötülüklere şöyle bir bakarsan, bunların hepsinin nefsten kaynaklandığını görürsün. Bunlar ya doğrudan doğruya nefsten kaynaklanmıştır ya da onun yardımı ve desteğiyle işlenmiştir. Allah’a isyan ilk olarak İblis ’ten gelmiştir. Bunun sebebi, Allah’ın takdirinden sonra kibri ve hasedi sebebiyle nefsin arzularına uymasıdır. Seksen bin sene ibadet ettikten sonra nefsi onu sapıklık deryasına itmiş ve sonsuza dek orada boğulup helak olmuştur. Zira o zaman daha ne dünya ne insanlar ne de şeytan vardı. Sadece nefsi vardı, haset ve kibri ile baş başaydı. İşlediği günaha nefsi sebep olmuştu. Sonra Adem As. ile Havva validemizin işledikleri günahın kaynağı da nefs idi. Allah’ın yasaklamasına rağmen, nefslerinin ölümsüz olma arzusuyla yaptığı teklife aldandılar. İblis’in bu yöndeki sözlerine kandılar. Böylece nefs ile onun ortağı durumundaki İblis kendilerini aldattı. Allah Tealâ’ya komşu olmaktan ve içinde yaşadıkları Firdevs cennetinden çıkarıldılar. Bu hakir, çileli, fani ve tehlikelerle dolu dünyaya atıldılar. Başlarına pek çok şeyler geldi. Onların evlatları da pek çok felaketlerle karşılaştılar ve kıyamete kadar da karşılaşacaklar. Daha sonra meydana gelen, Adem a.s.’ın evlatlarından Kabil ile Habil arasında cereyan eden olayın ve işlenen suçun da nefsin hasedi ve cimriliğinden kaynaklandığını görürsün. Diğer suçları ve günahları bunlara kıyas edebilirsin. Özetle, insanlar arasında işlenen masiyet, rezalet, sapıklık ve fitnelerin sebebi mutlaka nefs ve onun arzularının etkisi vardır. Eğer nefs olmasaydı bütün insanlık selamette olurdu. Eğer nefs saydığımız bütün bu zararları veriyorsa, akıllı insanın da bu konuyu ciddiye alıp gereken önemi göstermesi gerekir. Hidayetin yegane sahibi Cenab-ı Hakk’tır, başarı da onun bir lütfudur.
Harun yıldırım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.