- 1539 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aynaya Bakmaktan Korkan Yüz Çirkindir
AYNAYA BAKMAKTAN KORKAN YÜZ ÇİRKİNDİR
Aynaya bakmaktan korkan yüz, çirkindir. Aynaya bakan göz, güzel çirkin ayırt etmez. Güzel çirkin ayrımını yapan akıldır. Akıl da aynaya bakmaz. Akıl ancak gözün gördüğünü söyler. Çünkü Aynaya bakan gözdür. Göz aklın gör dediğini görür. Onun için hepimizin gözünün gördüğü yüzdür. Çünkü hiç birimizin yüreği ve düşüncesi temiz değil. O nedenle de hiç birimiz yüzden göze, gözden öze geçip kendimizi tanıyıp insanca yaşamayı sevip içselleştirmiyoruz. O da bu coğrafya insanının akılsızlığı mı? Yoksa bölgenin sıcak iklimine bağlı genlerinde oluşturup taşıdığı bir şeytanlık mı var. Onu da bilemiyorum ama kesin bildiğim bir şey var ki, o da melek olmadığı kesin.
Aynalara sordum. Aynalar bile biz bu güne kadar, bu bölgede doğup büyüyüp hiç bakmayan birini görmedik. Ama aynaya bakanlar arasında biz hiç melek görmedik dediler
Demek ki, bu coğrafyada aynaya bakacak güzellikte Hz. Muhammed ile Atatürk dışında (elbette isimlerini burada tek sayamayacağım birçok güzel insanlarımız var. Olmalı da. Ama benim kast ettiğim o değil.) sayısal olarak bu vasıflarda çok fazla insanımız yok demek istiyorum.
Bunu da burada söylemek çok acı, ama gerçek bu. Bunu haykırarak söylemeliyiz ki, birileri çıkıp aynaya bakıp güzelliklerini göstersin. Ama hani nerede, aynaların bu güne kadar görmediğini ben mi göreceğim. Görmek istesem bile hepsi bana çok uzak. Bu gün için hiç birine inancım yok. Hiç biri de bana güven vermiyor.
Bana güven vermiyorlarsa, koca ülkede ayna mı yok. Baksınlar birine, bir anda boylarının ölçüsünü alsınlar.
Ayna hiç kimsenin yüzüne sen güzelsin, sen de çok çirkinsin demez. Ama ona öyle bir bakar ki, aynaya bakan aynanın ona ne dediğini çok iyi anlar. Çünkü hiçbir ayna hiç kimseye yalan bir şey söylemez. Aynaya bakan o kişi, aynanın onun gözlerinin içine bakarak söylediği sözden korkup kaçar. Çünkü ona o sözleri söyleyen ayna değil, akıldır. Aklı başında olan her akıllı da sağduyulu aklın uyarısını dikkate alır. Çünkü ayna akıldan hem cahil, hem de cesurdur. Cahilin cesuru atılgan olur. İnsanın yüzüne her şeyi olur olmaz zamanda korkmadan söyler. Onun için ayna hiçbir şeyi sır arkasına saklamaz. O her şeyi ona baktığın her yerde ulu orta gözünün içine sokar gibi, aleni gördüğü gibi gösterir. Gösterirken de gözün gördüğünü bir de dilaltında saklı olan insan özüne, akıl vasıtasıyla anlattırır. Onun için aynaya bakmadan bir başkasını eleştirmek doğru değildir.
Ayna insanın güzeliyle konuşur, çirkiniyle konuşmaz. Çirkin olan zaten aynaya bakmaz. Aynada çirkinle konuşmaz. Onun için aynaya bakmaktan korkan yüz, gerçekten çirkin olur. Çünkü onun içinde onun utancı vardır. O, onun aynadan kaçmasına yeter. Çirkin bir yüzle de ayna bile konuşmak istemez. Çünkü yüz çirkinleştikçe ayna da çirkinleşip gerilir. O yüzden ayna da kendine bakan yüzde asalet arar. Varsa rahatlar. Yoksa o da gerilip bakanın yüzüne suratını asar. Onu ciddiye alıp sevip muhabbet etmez. Onunla konuşup rahatlamayı düşünmez. Çünkü ilk bakıştan sonra karşılıklı silahlar gözden yüze, yüzden göze çekilmiştir. Artık geri dönüş yoktur.
İşte bu yüzden aynalar hiçbir güzele çirkin, çirkine de güzel demezler. Aynaya bakan her kim, neyse o’dur. Asla hak yiyip haksızlık, yalan söyleyip arsızlık, hırsızlık etmez. Sen aynaya nasıl bir yüzle bakıp, nasıl bir yüzle karşısına çıkarsan ayna da sana aynı yüzle, aynı şekilde görüntü verip yüzüne bakar. Yani senin ona baktığın yüz ifadenle o da sana bakar.
Yani sen, aynaya nasıl bir görüntü verirsen, ayna da sana karşılık olarak bire bir aynısıyla cevap verir. Yani senin ona gösterdiğinin aynısını oda sana gösterir. Onu söyler. Onu anlatır. Yoksa senin benim gibi boş konuşup, dedikodu yapmaz. Boş yere kimsenin kalbini kırıp, gönlünü incitmez. O kendine yapılan hiçbir şeyi karşılıksız koymaz. Her hareketin karşılığını aynısıyla verir. Ne bir eksik, ne de bir fazla. O ne kadar sevinirse, o karşısındakini de bir kadar sevindirir. Ne kadar üzüldüyse, o da karşısındakini bir o kadar üzer.
Her karşısına geçip her baktığımız aynanın ön yüzü her ne kadar cahil olsa da sırrı olan arka yüzü en az aynaya bakan kadar akıllı, bilgili, eğitimli ve terbiyelidir. Bundan hiç şüphen olmasın.
Aynayı konuşturan güç, senin aynaya baktığın o andaki halini konuşturmaz. Ona sadece senin o andaki aynada görünen halin lazım değil. Ona aynaya baktığın o andaki halinden bebekliğine doğru git gidebildiğin kadar. Ona yaşadığın o ana kadar olan tüm hayat kaydın, tüm hayat hikâyen lazım. O kayıt ve yaşantıya ait tüm hayatın izleri de senin yüzündeki çizgilerde saklıdır.
Sen aynaya bakınca yüzündeki o çizgilerde saklı olan tüm hayat hikâyen ayna tarafından anında kopyalanıp tercüme edilerek yüzüne bir bir okunur.
İşte senin yüzüne okunan o son halin, senin daha önceki hallerinin belleğinde toplanıp birikmiş olan senin son hailindir. O halin senin benliğini oluşturan en son halindir.
Aslında sen ayna da gördüğün o en son haline kızıp, öfkelenip, bağırıp çağırıp çirkinleşme de haklısın. Çünkü o güne kadar yaşadığın hayatı, sen hep yanlış yaşayıp, koca ömrü boşuna geçirmişsin. Şimdi sen, sana bu hayatı böyle yaşatanlara nasıl kızmazsın. Seni bu güne kadar kandırmışlar. Senin öfken aslında aynaya değil, senin öfken ayna nezdinde seni kandıranlaradır. O da sensin, senin hiç kullanmadığın aklın. Bunda senden başka hiç kimsenin sucu yok. Bütün suç sende, sen kendine kızamadığın için aynaya kızıp öfkelenmekte haklısın. Çünkü ayna senin çirkinliğine dair ölüm fermanını açık seçik yüzüne okudu. Artık senin için kızmaktan başka yapılacak hiç bir şey yok. Onun için istediğin kadar kızabilirsin. Şayet bu kızgınlığın sebebini ayna değil, senin kulağın duyacaksa. Yoksa; Keşkenin önce pişmanlık, sonrası şişmanlıktır. Bu şimdiden kulağına küpe olsun.
Çünkü sen, bu güne kadar olan yaşantının dışa vurmuş son halini gördün. Gördüğün o hal, hali senin en son o, ayna marifetiyle gördüğün; hayatın içinden süzülerek gelip sonunda seni sen yapan, sensin o. Sen. Çünkü aynada kalbin görünür yüzüne, yüzün görünür gözüne.
Gözünün gördüğü güzel, çirkin her neyse; O da sensin. Ben değilim. Bakma benim yüzüme.
Sen neysen ayna sana onu gösteriyor. Bak sen kendi yüzüne. Bakıp gördüğün yüzden memnunsan, kalsın son halini gösteren yüzün aynada.
Yok, bakıp gördüğün yüzden memnun değilsen, aynaya bakıp bulma kusur. Ne ararsan sen, kendinde ara, hepsi sende bulunur. Sen, önce kendini tanıyıp, sende sen kendini bulmalısın. Sonra sen, sende bulduğun kendinle kendini değiştirmelisin. Ki, aynada güzel görünesin. Yoksa hep çirkin olur. Çirkin görünür, çirkin gezer, çirkin kalırsın.
Senin sevmediğini kim sever?
Bunu sana söyleyen aynanın dostluğunu unutma sakın..!
29.08.2013
Cahit KARAÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.