- 669 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AHLAK VE ÜMİT
İnsan hakkında bugüne kadar çokça konuşulmuş, insanın çeşitli yönleri ve özellikleri üzerinde bir hayli yazılar yazılmıştır. İnsanla ilgili görüşlerde, insanın düşünme, inanma, çevreyi yaşamına uygun bir şekilde düzenleme, kendi kendini ve diğer varlıkları anlayabilme gibi yönleri hakkında bilgi sunulmuş, insan, insanlara tanıtılmaya çalışılmıştır.
İnsanı tanıtan, ele alan yazı ve konuşmalarda, insanın başarısı ya da başarısızlığının sebepleri üzerinde de fikirlerini paylaşanlar az değildir elbette. Kimi yazar, başarılı insanların başarılı olmasının nedenleri arasında bilgiyi, ilmi, tekniği, aklı ve anlayışı sayarken; kimileri de sanatı, edebiyatı, sabrı, gayreti ve kararlılığı bulmaya ve görmeye uğraşmışlardır.
Şüphesiz bunların hepsi de doğrudur. Başarının temelinde sıralamaya çalıştığımız özelliklerin ve güzelliklerin hepsinin de payı vardır. Birinin kabulü, diğerinin yok sayılmasını gerektirmez. Ancak başka sebeplerin de başarıda veya başarısızlıkta etkisinin bulunduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır.
İşte bunlardan biri de ahlak ve ümittir.
Biz ahlak sayesinde iyinin iyi olduğunu anlar, benimser, kötüyü kötülüğü nedeniyle benimsemeyiz. Ahlak sayesinde, toplumsal kurum ve kuruluşlar üzerinde kontrol kurar, bekçisiz. muhafızsız insanları dizginleriz. Ahlak sayesinde insan, insan kalarak yüceltilir ve hayvanlardan daha önemli bir duruma ulaşır.
Onlarca eser yazıp yüzlerce talebe yetiştiren, ömrünün sonuna kadar vatan ve millet yolunda okuyan, yazan, düşünen merhum şair-yazar, araştırmacı, bilim adamı ve düşünür S.A.Arvasi’nin de dediği gibi, hem gerçekçi, hem pratik ve hem de âlemşümul bir ahlaka sahip insanlar, hem ahlaklı hem de ümitlidirler. Ahlaksız bir ümidin de, ümitsiz bir ahlakın da noksanlığını bilirler. Ümit ışığını asla ve asla karartmazlar.
Sadece milletler mi ümitlidir diyeceksiniz? Değil tabii. Cemiyetler de ahlaksız ve ümitsiz ayakta kalamazlar. Fertlerin ümitsizliğinden cemiyetin ümitsizliği daha kötüdür, korkunçtur.
Öyleyse, İmam Gazali’nin dediği gibi “dış gözleri ile baksa da iç gözleri ile gören” aydınlara düşen görev; her zaman ahlaklı ve ümitli kalmak ve etrafındaki insanlara, topluluklara sürekli ahlakın ve ümidin önemini anlatmaktır.
Unutmayalım Mevlana’nın buyurduğu gibi “Hayvanlar hayvanlıklarıyla, melekler meleklikleriyle kurtuldular.” Biz, insanlığımıza yaraşır bir tarzda yaşamak niyetindeysek, mutlaka ahlaka ve ümide en büyük ilgiyi göstermeli, bu iki çok önemli değeri başımızın tacı bilmeliyiz.
Fikri HAKLI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.