EŞİN AŞKIN ya da SEVGİLİN GERÇEK Mİ ? BELKİ !
…..
“Ben kimim Sevgili ?” Söyledi birkaç kelime, birkaç sıfat…
“Hayır “ dedim. “Ben kimim ?” Birkaç kelime ve sıfat daha ama bu sefer biraz da şaşırarak …
“ Hayır “ dedim. “Ben kimim ?” Birkaç kelime ve sıfat daha söylemek istedi ama dudakları kıpırdamayı reddetti.
Sonra “Sen söyle kimsin ? “ dedi.
“ Şimdiye kadar hep kendi kafanın içindekileri söyledin, kendi kafandaki tanımları, sıfatları ki gerçekten kim olduğumla, önceden içinde yaşattığın görmek istediğin kimlik, imaj arasında bir ayrım, bir farkındalık üzerine hiç düşündün mü ? Belki de beni tanımlarken, sıfatlarken aslında kendi içindeki görmek istediğin kişiyi, imajı tanımlayıp, sıfatlıyordun ve bunu bana ben oymuşum gibi aktarıyordun…”
Susuyordu ama gözleri gözlerimde beni okumaya çalışıyordu, okuyup anlamaya…
“Belki de …” dedim, “belki de kafanın içindeki o imajı benim üzerime giydirip, benim yanımdayken aslında o imajla yaşıyordun.”
Gözleri aklımın, kalbimin, ruhumun kapısının önündeydi ilk defa. İlk defa bana bakıyordu, beni dinliyordu…
“Sen “ dedi, ”bana hep böyle mi baktın ?”
“Hayır “ dedim. “Ben hep sana baktım.”
“O kadar emindim ki “ dedi, “gördüğümün, bildiğimin sen olduğundan. Hatta dostlarımın, ailemin tanımladıkları kişinin sen olduğundan.”
“Peki kalbin, kalbin ne diyordu ?” diye sordum.
Elini kalbine koydu, derin bir nefes aldı ve başını öne eğdi. Gözlerinden yağmur başlayacak gibiydi.
“Sanırım…” dedi. “Onu dinlemekten korktum ya da çekindim, erteledim. Bilmiyorum belki de imajın, seni gölgesine saklamasını farkedemedim.”
“Biliyorum” dedim. “Buna rağmen yanında kaldım”
Gözleri yüzümün her yerinde geziniyordu.
“İyi ki kaldın ………”
İsmimi ilk defa bu kadar güzel söyledi ve ardından ilk defa dudaklarımla tanışmak istedi…