- 1065 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
PEŞKEŞ ÇEKİLEN HAYATLAR
Bulutlar toplanmış kararıyor gökyüzü yavaş yavaş . Rüzgar hızını kesmiş başakları okşuyor sanki, bir sessizlik çöküyor semalara. Melekler bir telaş içindi koşuşturuyorlar bir o tarafa bir bu tarafa yüzlerinde bir hüzün tarifsiz. Yeryüzünde bir kadın sancılar ile kıvranıyor dualar dilinde acılarının bitmesi için ve beklenen o an bir ağlama sesi yürekleri serinleten kadının yüzündeki heyecan “ bir kız “ asılan yüz gözlere biriken yaşlar. Bulutlar şimşekler eşliğinde sağanaklara dönüyor meleklerin talaşı bitmiş sessizce ağıtlar yakarak ağlıyor. Dünyaya bir kadın daha geldi bitimsiz çilesine ağlayarak merhaba dedi.
Kaç acı barınabilir insanın yüreğinde?
Çelimsiz bir bedenin omuzlarına ne kadar yük yüklenir ?
Ve ne kadar zaman gözyaşı denizinde yüzebilir boğulmadan ?
Acılar kadınlara biçilmiş bir kaftan sanki kundak olup sarıldıkları son nefeslerine kadar kurtulamadıkları. İlk nefes alışlarında melekler karalarken alın yazılarını bundandır gözyaşı dökmeleri. Bazen düşünüyorum dünyada kersiz destiz bir kadın var mı acaba ? bir çoğunu hüzünler çocukluğunda yakalıyor hayatı boyunca bir karabasan gibi üzerinde taşıyor talihsizlikleri yinede pes etmeden dimdik durabiliyor ayakta. Hayat akıp giderken mutluluk bir çoğuna uğramadan transit geçip gidiyor ama onlar en küçük şeylerden dahi bir mutluluk bulabiliyorlar hayatları Polyanacılık oynamak ile geçiyor .
Çevreme şöyle bir bakıyorum gülen kadınlar ne hoş ama dikkatli baktığımda her kahkahanın ardında bir hıçkırığın gizlendiğini görüyorum. Bu yüreği Allah bizlere verirken mayasına kayayı da katmış olsa gerek yoksa nasıl dayanılır bunca yaşanan olumsuzluklara?
Hayatımızı en çok mahveden de şu aşk denen illet değil mi? Sevmek sevilmek birkaç tatlı sözün ardına takılıp gitmek. Neden bu kadar sevgiye açlık körü körüne sahte sevdaların ardına takılmak? Bazen geleceği göre göre eyvallah demek. Tek başına yaşamaktan korku mu? Sahiplenilme arzusu mu? Bunca çileye dayanma güzü veren? Yoksa ya gerçekse dedirten yala mı bizi onlara bağlayan?
Ömür bir mevsim gibi çoğumuz sahte baharları yaşıyoruz kendimizi kandırıyoruz sevdiğim kadar seviliyorum zırvaları ile. Derin bir uykuda katran karasında pembe düşler görüyoruz. Asıl ilginç olan bizim canımı yakanın yine hayatı mahvolmuş bir kadın olmasıdır hak mıdır bir çok acıyı yaşamış bir kadının başka bir kadına bu acıları yaşatması?
Bir erkek kadınını aldattığında elimin kiri yıkar geçerim der peki bu kadınlar nasıl razı oluyorlar el kiri olmaya ya da aldatılan kadın hangi duygular ile mücadele ediyor hiç düşündünüz mü? Genelde söylenen aman yuva yıkılması varsa çocuklar onlara yazık olmasın ama biliyorlar mı ki yarım bir kadının kimseye faydası olmaz. Yıkılmasın denen o yuvayı ihanetin taşını atarken erkeğin çoktan yıktığını kadının en değerli parçasını öldürdüğünü kimse düşünmez. Dedikodu deryasında gün be gün boğulur bakamaz kimsenin yüzüne ar duyması gerek o olmadığı halde.
Bir kadın ne için yaşar namusu, sevgisi için bunlara her durumda sahip çıkmaya çalışır aradan geçen zamanla anlar değerli bir şeyini daha yitirmiştir gururu da terk etmiştir onu. Peki değer mi bu kadar acıya katlanmak onu hala mutlu etmeye çalışmak ki o kadını bir başka hatta bir çok başka kadın için defalarca silmişken.
Neyin mücadelesini veriyoruz biz kan kusarken kızılcık şerbeti içtik diye kandırıyoruz avuçlarımıza bırakılan acıları sarıp sarmalıyoruz açın avuçlarınızı savurun acıları rüzgarlara içinizde biriktirdiğiniz kini kusun yüzlerine izin vermeyin sizi ezmelerine yüreğinizi kanatmalarına hemcinsleriniz olsa da canınızı yakanlar suçu onlara yüklemeyin kadını el kiri görenlerden hesap sorun.
Onlar değimli yürek gezginleri senden esirgediklerini başkalarına peşkeş çeken sonrada hiçbir olmamış gibi nankör kedi misali sırnaşan açın kapılarınızı kovalayın gitsinler elalem ne diyecek kaygısı taşımadan kurtulun asalaklardan diyeceğim ama bekara kadın boşamak kolay derler ya işte aynen öyle kahrolsun ki bizler sevdik mi ölümüne sevenlerdeniz i gururumuz sevgimiz ömrümüz elimizden alınmış olsa da biz sevgimizin ardında dururuz yıkılmaz bir dağ misali biz kadınız kendi hayatını hiçe sayan fedakar kadınlarız ….
N.C.U ESKİŞEHİR 27. 08 . 2013
YORUMLAR
Yaşadığımız hayatın bir alternatifi olduğunu düşünürsek, yaşadığımız hayatı ne kadar sürdürebiliriz?Daim ve hain suçluları,suçlarından ötürü ne kadar cezalandırabiliriz ki?Elleri kana bulaşmış,yüzlerinde utanç izlerini taşıyabilen kaç kişiye selam verebiliriz ?
Her dünya için bir dünya feda edilirken,son dünyasını yaşayan,kendisinden başka neyi feda edebilir ki?Mecbur olduğumuz hayatı yaşarken,mahkum olduğumuz beden,ölümü her daim reddedecektir.İşte Tanrı, her bir düşüncemize şahitlik ederken,hiçbir eylemimize müdahale etmeyecektir.
Saygılar...
hayatın gerçekleri dile getirilmiş.
acı çeken kadınlar olsada çok kere kendi acıları kendi hatalarındandır.
Aynı acıları yaşayan erkeklerde vardır.
lakin hep içine atarlar da çok insan anlayamaz.
aşk hem kadına hem erkeğe derin acılar yaşatır ki zaten adı aşk değil mi?
ilgiyle okuyup dinledim.
Yaşadığınız şehirde yaşayan bir güzel de aynı acıları yaşamam neden oldu ve hala dinmeyen bir sancı olarak yaşayacak gönlümde.kader diyelim hanımefendi...elden başka ne gelir.
saygılarımla