Göz, Kalp, Dil
Çoğu zaman kelimelerle bıçaklıyoruz birbirimizi...
Kimse suçsuzluğunu ilan etmesin !
Ardından ağzımızdan damlıyor kanlar yeryüzüne.
Kimse suçluluğunu inkar etmesin !
Bak demir bakışlı sert adam !
Göze değen,
Kalpte yer bulur.
Kalpte ne varsa
Dile o vurur.
Kötü bakışları bir tarafa bırak. Onlar seni görmesin. Saklan ! Olabildiğince uzaklaş. Uzak bir şehrine gönder öfkeni. Belki huzuru oradadır. Ve sen de o yokken mutlusundur. Bir kere onsuz etrafına bak. Acı içindekilere ve aşktan başı dönmüşlere. Sadece bir mazlumunki gibi bak. Sessizliğe, yalnızlığa ve sadeliğe...
Sessizliği ve yalnızlığı da suçlama. Çünkü; çok bilen çok susar. Bir tek cesaretli insan yalnızdır.
Toprak kurduğun hayalini iyi bilir. Ağlayıp da çamura bulandırma.
Yüzsüzlük etme hayata. Hataya bulaşmayan kim var.? Yahut bir çareye muhtaç olmayan... Kim var...?
Bir özür gerek !
Göze, kalbe, dile... Yalnızlığa ve sessizliğe...
Birer durak var aralarında. Hüznün akıp gittiği. Son nefeslerin kalp kapakcıklarında molaları. Biraz sendeler yolcu, devam eder... Diğer bir molaya kim öle, kim kala... Son kez sözünü vermiştir kimi. Bu son olsun demeyen kim kaldı. Kalpte son olmaz ta ki beden ölene kadar. Herbiri umud edip tekrar başladı.
Aslında kalp, kendi ölene kadar katilidir soğumuş cesetlerin...
Sağ kolu dil.
Anası bir çift göz.
Bahattin BERKDİNÇ