- 1870 Okunma
- 15 Yorum
- 4 Beğeni
HUZUR İÇİNDE UYKUYA DALMAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
HUZUR İÇİNDE UYKUYA DALMAK
Günümüzde bazı değerlerin kaybolduğunu görüyoruz ama bu güzel değerlerimizi yaşayanlar yok değil. Mahallenin Sarı Sedat’ı da bunlardan biridir.
Sedat’ın saçları biraz sarı olduğundan annesi onu ,‘’Sarım’’diye severmiş. Küçükken, aile arasında da söylendiğinde duyanlar,’’ Bizim Sarı Sedat mı?’’ derlermiş. Sonra sokakta arkadaşları, komşuları, tanıyanlar hep ona Sarı Sedat demişler.
Sedat’ın güzel bir ailesi vardı. Annesi Şule Hanım çocuklarına her konuda çok özen gösteriyor. Saygı, edep, inanç konusunda... Sedat evin en küçük erkek çocuğuydu. Bir de abisi Şahin ve ablası Işıl ile üç kardeş diler. Babaları Kürşat Bey de çok titizmiş. Helal-haramı, adet- töreyi çok iyi bilir ve çocuklarını da edepli, ahlaklı, dürüst yetişmesi için elinden geleni yapar; eğitimlerini de aksatmazdı.
Bir gün Sedat mahalleden, okul arkadaşı Cengizhan’la dondurma yemek için dışarı çıkmışlar. Annesinden izin istemiş, annesi de, ’’ Gidebilirsin, baban eve gelmeden önce gel, baban kızar.’’ diye tembihler.
İki arkadaş bulundukları semtte dolaşmaya çıkarlar. Maraş dövme dondurma satan bir dondurmacı varmış. Sedat vanilyalı, çilekli; Cengizhan ise sade dondurma almış ve ayrılmışlar. Eve doğru gelirken Sedat park etmiş arabaların arasında, banka şubelerinin olduğu yerde bir miktar para bulmuş. Kimse parayı araba ile kaldırımın arasında fark etmemiş.
Sedat parayı görür görmez almış. Cengizhan, ’’Yaşadık lan!’’der.
Sedat, ’’ Niye? Bizim değil. Kim bilir kimin parası.’’ der.
Cengiz han, ’’Sen manyak mısın? Nerden bileceğiz kimin? Boş ver. Para bizimdir.’’ demiş ama Sedat kabul etmemiş. Haram para ona göre değilmiş. Almamak için ısrar etmiş.
Sedat etrafına bakınır. Bir kenara çekilip, parayı saymış. Toplam para bin sekiz yüz elli TL çıkmış.
Sedat çarşıdaki karakola götürmek istemiş. Cengizhan şiddetle karşı çıkar,‘’Karakol nerden bulacak sahibini?’’
Sedat dinlememiş,’’Ben buldum ve bu para bizim değil. Ben görevimi yapayım da kim ne ederse etsin. Günahı benden gider. Allah var.’’kardeşim Cengizhan’ı da ikan ederek birlikte. Parayı götürüp semt karakoluna teslim etmişler.
Polis, Sedat’a,’’Nasıl buldun? Nasıl oldu?’’ diye sorar ve bu davranışından dolayı başını okşamış. Bir de çay söylemiş. Polis bu güzel davranışından dolayı isimlerini almış, adreslerini almış. Tam dışarı çıkacakları zaman yaşı altmışı geçmiş bir amca karakolun kapısında,’’ Paramı çaldılar!’’ diye feryat ediyormuş.
Polis ile çocuklar olduğu yerde kalmış. Polis,’’Ne parası amca? Paran ne kadardı?’’ diye sormuş.
Yaşlı adam,’’Oğlum, maaşımı aldım. Eve giderken paramı çarptılar,’’ diye ifade verir polise. Polis içeri almış ve nerede yitirdiğini sormuş. Bin sekiz yüz elli TL olduğunu söylemiş ve banka makbuzunu göstermiş. Polis parasını kimsenin çalmadığını, düşürdüğünü ve karşısındaki iki gencin parayı bulup getirdiğini söyler. Ayrıca parasını sağlam yere koymadığı için sitem etmiş.
Adam sevinmiş. Sedat paranın sahibini öyle görünce TV’de izlediği kapkaç olayları gözünün önüne gelir ve parasını kaybedenlerin, feryatları gözünün önüne gelmiş.
Paranın sahibi bulunduğu için sevinmiş. Sedat,’’Biz gidelim.’’ demiş ve polise teşekkür etmiş. Polis, çocuklara, ’’ Sizler gelecek nesillere örnek olacaksınız. Aferin Sedat. Arada bir de bana uğrayın.’’ diye söyler.
Paranın sahibi Abdullah Amca, ’’ Çocuklar durun durun. Nereye gidiyorsunuz.’’ der. Polis Abdullah Amca’nın parasını vermiş. Abdullah Amca çocuklara yüzer TL vermiş. Sedat almamış, ’’O sizin paranız. Biz görevimizi yaptık amca.’’ olmaz diye söyler ama Abdullah Amca,’’Oğlum siz olmasaydınız paranın hepsi gitmişti. Nerede sizin gibi dürüst insanlar çok az.’’ demiş. Sedat gene de parayı almamış, teşekkür etmiş. Abdullah Amca çocukları öpmüş. Sedat da Abdullah Amca ve polisin elini öpmüş, sevinerek ayrılmışlar.
Cengizhan,’’ Ya sen adamın verdiği parayı niye almadın?’’diye giderken Sedat’a söylenir. Sedat, ’’ Çok şükür her şeyimiz var. Belki adamın ihtiyacı vardır. Orada biz insanlık görevimizi yaptık. O da insanlığın gereği olarak bizi ödüllendirmek istedi ama gerek yok.’’ diye karşılık verir Cengihan’a.
Eve gelirler. Olayı Sedat, ailesine anlatır. Annesi, ’’Kimin sarısı, annesi kurban olsun. Çok iyi yapmışsın.’’ diye kucaklar öper. Ağabeyi Şahin de koçum diyerek O da öper. Akşam babası geldiğinde. O da,’’ Aferin! Kimin evladı.’’ demiş. O da çok sevinmiş ve hanımı Şule ile konuşmuş,’’ Şükür hanım, çabalarımız boşa gitmiyor. En azından çocuklarımız hakka hukuka uygun, tam istediğimiz gibi güzel ahlaklılar.’’ diyerek sevinmişler.
Tabi ki bu olay sokakta, apartmanda duyulunca herkes Sedat’ı daha bir başka sevmeye başlamış. Sedat da,’’Ben insanlık görevimin gereğini yaptım. O para bizim değildi.’’ demiş mütevazı bir tavırla ve akşam olunca. Yaptığı davranıştan dolayı ilgi yoğunluğu yormuş olacak ki huzur içinde güzel bir uykuya dalmış.
Bekir Akbulut
23.08.2013
YORUMLAR
Ahlak ,erdem ,fazilet herkeste olması gereken vasıflar iken. Günümüzde ;Sarı Sedat ve ailesi gibi kaç aile vardır dersin.Masal gibi geliyor artık bu anlatımlar.Bu milletin yarısı hırsız be.Ha ;ceza'sıda yok.Şu Cumuk yasalarını değiştirecek bir tane babayiğit varsa onuda alnından öperim.Soyulmadık bir yer,çarpılmadık bir adam varsa beri gelsin.Selamlarımla...
böyle ülkemizde sarı Sedatlar olduğu için gurur duymalıyız vicdanı rahat olanlar nasıl uyuyabiliyorlar okumaları lazım vicdan muhasebesini yapan çok var yüz tl için adam öldürüyorlar paylaşıma teşekkür ederim küçük çocuğum olsaydı mutlaka okutturudum bu yazıyı örnek olsun diye paylaşıma teşekkürler hocam kutlarım
ALINACAK DERSLER VARDI HİKAYENİN İÇİNDE..O UYKUNUN HUZURU GÜNÜN YORGUNLUĞUNDAN ZİYADE ,VİCDANIN RAHATLIĞINDANDI..Kİ ALLAH KİMSEYİ VİCDANIYLA AYNI ODA DA YALNIZ BIRAKMASIN...KALEMİNİZE SAĞLIK..SONSUZ SAYGI SELAM İLE..
Sibel Gökben tarafından 8/23/2013 12:42:39 AM zamanında düzenlenmiştir.