Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
@esmize-perihankilic

ÇİRKİN DİL

22 Ağustos 2013 Perşembe
Yorum

ÇİRKİN DİL

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1617

Okunma

ÇİRKİN DİL

Allah’tan ki bu ülkede hala iyi yürekli insanlar var..

Tüm kendini bilmezlere rağmen..Bir an imkansız mı acaba; bu insanlarla barış dostlukla dolu bir ülke ve hatta dünya kurulamaz mı diye sorgularken vardığım sonuçla başladım cümleye..Sahi hala iyi yürekli insanlar var.

Sosyal medyayı yakından takip edenlerdenim... Mısır halkının uğradığı zulüm malumunuz güncel bir konu ve bu konuda “Mısır halkına yanınızdayız… Darbecilere ise kimse yaptığınızı doğru bulmuyor mesajı başta ülkemiz duyarlı vatandaşları tarafından olmak üzere İngiltere’den tutun Amerika’ya oradan duyarlı birkaç İslam ülkesine varana dek verimekte: hatta darbe hükumetine destek veren Arap ülkelerinde bile şükürler olsun ki cılızda olsa tepkiler gösterilmeye mesajlar gelmeye başladı.

Buraya kadar her şey iyi hoş ancak her zaman olduğu gibi insanlığın acısı karşısında tek yürek olan insanların karşısına Münker ve Nekir gibi sorgucu bir grup dikildi..” Eee sen Mısır’a ağlıyorsun ama Uygur Türklerine, Türkmenistan’a, Batı Trakya’ya, Tebrize, Çeçenistan’a bir diğer grupça da sık sık sorulan falan yerde katledilen Kürtlere ağladın mı hiç?.”.sorgusu gelmekte…
Hatta sorgu yetmiyor bacım ya da gardaşım teşhisi de koyuyor “ Cıkk yok sen hiç ağlamadın, eminim ağlamamışsındır”…

Sanki tüm bu ülkedeki 70 küsür milyon insanın omzuna binmiş birer sorgu meleği olmuşlar kim kime ağlamış, kime ağlanmamış hatta az ağlamışının kaydını tutmuşlar…Bunları Hangi Allah görevlendirdiyse benim dini bilgim bunu idrake yetmiyor…Bildiğim tek şey o Allah benim Allahım değil bunu iyi biliyorum…

Kızıyorlar öfkeleniyorlar yazıp çiziyor bir de ceza kesiyorlar..”İki yüzlüsünüz, insan değilsiniz..sizler zalimlerden yana zalimsiniz..Bakın yakın ahret var, yargı var, adalet var, infaz var….” sahi bunlar ne zamandır kalpleri yarıp içindekini okuma marifeti kazandılar bizim haberimiz yok…

Bilindik bir kıssa vardır.” USAME B.ZEYD anlatıyor: Resulûllah aleyhisselam bizi bazı kabilelere gönderdi. Onlar da bizim gelişimizden haberdâr olarak kaçtılar. Biz bu grubun içinden birisine yetiştik. Onu yakalayınca, ‘Lâ ilahe illâllah’ deyiverdi. Fakat biz kendisini öldürdük. Döndüğümüzde bu olayı Peygamber aleyhisselâm’a aynen anlattım. Peygamber aleyhisselâm:

‘Kıyamet gününde o adamın söylediği bu tevhid kelimesinin kıymet ve büyüklüğünden dolayı sana kim yardımcı olacak?’ dedi. Ben: ‘Ey Allah’ın Resûlü, o adam, bunu ölümden korktuğu için söyledi,’ diye cevap verdim. Peygamber Aleyhisselâm:

‘Kalbini yarıp baktın mı ki, bunu başka bir sebepten dolayı söylemiş olduğunu bilesin! Kıyamet gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?’ buyurdu. Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, ‘keşke Müslümanlığa o günden sonra girmiş olsaydım,’ dedim.”
Daha sonra Üsame’nin pişmanlık ve yakarışları üzerine Peygamberimiz onun için istiğfar edi­yor, bir köle azat etmesini emrediyor... Konu ile ilgili şu ayet nazil oluyor :

"Ey iman edenleri Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin, size selam verene, dünya hayatının geçici menfatına göz dikerek "Sen mü’min değilsin" demeyin. Çünkü Allah’ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haber­dardır." (Nisa-94)

Kalbini yarıp baktın mı ki? Tokat gibi bir cevap buyurun hepimize...Anlayanlara tabii..
Allah’ın rahmeti sanki kendi ellerinde imiş gibi (haşa!) Allah’a ortak koşup haklı haksız bir yargılama ve gösterilen tüm iyi niyetleri dışlama yarışındayız... “İni’l-hükmü İllâ lillâhi...”[1] Hüküm ancak Allah’ındır...

Öyle ise bu hüküm verme yetkisini bu Allahlık makamını bu insanlar nereden alıyor..Hiç çekinmiyoruz neyimize güveniyoruz insanları yaftalamaktan… Kalplerin içindekini bilmeden yargılamaktan..Su-i zanla insanlara tavır koymaktan...Türkün acısı, Arabın acısı, Kürdün acısı, hatta gezicinin acısı…. Yuh artık ne diyeyim size ben..Ne zamandan beri acıları ötekileştirme vazifesi size verildi..İnsansan insana ağlarsın ve asla şu olay bu olay demezsin bu gün Mısıra, dün Gazze’ye, Bosna’ya yarın nereye ateş düşerse oraya yanmalı eğer insansan için…Yok niye buna ağladın diye insanlara sözün varsa ben senin insanlığından şüphe ederim..

Bakın bu zihniyet hep vardı. Somali’de dakikada iki insan açlıktan ölürken aynı zihniyeti bu ülkeye yapılan yardımların karşısına dikildi. ” Vay efendim balık tutmayı öğretin, balık vermeyin ya da Somali’ye varana kadar ülkemde de yokluk var bizim de halkımız yoksul” Dili varıp da gönülden diyemedi ki açlık ayrı, yoksulluk ayrı …Bir insan kurtulsun bir ucundan da ben tutayım ne olur. İster Somalili, ister Vanlı olsun demekten acizdir bu kara yürekli insanlar…. Nerede bir iyi niyet varsa o iyi niyetin karşısında dikilmiş mutlaka bu gibi yüreksiz tabir edilebilir cenahı da maalesef hemen oracıkta görmek mümkündür.

Hatta ülkenin geçmişten gelen acılarını da paylaşmıştır bunlar Bir grup duyarlılık adına “Madımak, Maraş unutturmadık; unutturmayacağız der.. Diğeri başka bir acıya sahip çıkar…Biri der yandınız öbürü der ohh dondunuz!... Diğer grubun acısı söz konusu iken yek diğerini yanında asla göremezsin...Sor bir Allah aşkına der ki hepsi insanlık adına.. Güldürme beni sen gibi şaşkına da ben diyeyim bari…Derdiniz bu toplumun acılarından yararlanıp nefret semirtmek ne yazık ki…

“Yüzü dost, özü düşmandan usandım.
Dili mü’min, kalbi şeytandan usandım.
Dostum; herkesin kahrı çekilir amma
Ben, davasız Müslüman’dan usandım!”

Der Şemsi Tebrizi Yeminle ben de bu tip insanlardan usandım..Etrafa bak hep kıyl ü kâl…. Yani bugün anladığımız gibi sadece gıybet manasına dedikodu demek değildir. Faydası olmayan, gereğinden fazla uzatılmış her söz, her iddia ve izah çabası kıyl ü kâldir.Bana neyi izah ediyorsunuz bu boş sözlerle..

Kibir, haset, riya, öfke, tamah gibi böyle hâller karartıp katılaştırdığı kalbin idrakini engeller, bu da gönülden gönüle giden yolu kapatır. Var mı buna hakkın? Birbiriyle diyalogunu kaybeden ötekileştiren gönüller sen-ben davasına düşerler hiç mi geçmişten ders almadın..

Öyle ise ne yapmalı Yürümek, yol almak söz ile değil hâl ile mümkündür. Hâlinizi iyi niyetiniz koyun ortaya mısıra ağlamayacaksan ağlama ama kimseyi de Allahlık taslayıp suçlama..Her acı bizim değil ise her gün bir yerlerde insanlık bin kez ölüyorsa birazda aynaya bak kendini yargıla…

perihan kılıc
esmize/izmir

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çirkin dil Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çirkin dil yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇİRKİN DİL yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
22.8.2013 20:05:19
Her yazını yüz binler okusun isterim sevgili hocam.

Aklı selimlere ihtiyacımız var çünkü.

Sevgilerimle.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
22.8.2013 10:09:52
yine güzel anlatımla anlatmışsın can
gerçeklerdi saygımlasın herdaim
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.