- 666 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tek Hece "Aşk"
Serginin yapılacağı salona açılıştan yarım saat kadar önce geldim. Sergi salonunun yanındaki kafede bir kahve söyleyerek beklemeye başladım.
Güzel yanaklım, sergiye açılıştan hemen sonra bankada beraber çalıştığı iki bayan arkadaşıyla beraber geldi. Beni görmemesi için bulunduğum yerden biraz uzaklaştım. Sergi salonunun merdivenlerinden itibaren güzel yanaklımı fotoğraflamaya başladım.
Hiç elli yaşına yaklaşmış bir kadın gibi görünmüyordu. Geçen zaman onu daha da güzelleştirmişti. Üzerinde siyah bir elbiseyle çok çekiciydi. Saçları hafif uzamıştı sanki, omuzlarındaydı. Kızıl saçlar her zaman ona çok yakışmıştı.
Tam görememiştim ama geçmişte olduğu gibi yine yanakları eminim yine çok güzeldi. Biraz sonra peşlerinden bende salona girdim. Girişte kendilerini karşılayan ressam hanımla, sohbet etmeye başlamışlardı. Açılış günü olması sebebiyle salon bir hayli kalabalıktı, bu nedenle dikkat çekmeden rahatça güzel yanaklımı gözlemleyebilir ve istediğim şekilde fotoğraf kareleri yakalama şansım olabilirdi.
Sohbetten hemen sonra arkadaşlarıyla sergiyi gezmeye başladılar. Her baktıkları çalışmada birkaç dakikalık kendi aralarında resim hakkındaki düşüncelerini birbirlerine aktarıyorlardı.
Giriş kattaki sergi alanı küçük olduğu için merdivenin yanında beklemeye başladım, biraz sonra bir üst kata çıkmak için buraya gelecekler ve belki de ben güzel yanaklımın iyi bir frikiğini yakalayabilecektim. Kendimi o anlarda avını bekleyen bir aslan gibi görmeye başladım.
Düşündüğüm gibi olmuştu, güzel yanaklım gelmeden fotoğraf makinemin kadrajını ayarladım, o merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken tüm anı yakalamak için elimi fotoğraf makinesinden hiç çekmedim. O üst kata çıktığında ne çektiğimi görebilmek için heyecanlanmaya başlamıştım aslında, kendi kendime az kaldı biraz daha sabır diyordum.
İkinci kattaki çalışmaları gezerken arkadaşlarından ayrılmış ve kendi resimleri incelemeye başlamıştı. Birkaç kez hafifçe başını arkaya çevirmişti. Ancak biraz gerideki kalabalık içinde onu izlediğim için beni fark etmedi.
Biraz sonra bir yarı çıplak bir kadın ve kedinin yer aldığı bir kompozisyonu yansıtan tablonun karşısındaki koltuğa oturdu. Anladım ki Esmer Kedisini bekliyor. Beni fark etmesi için hafifçe yanından geçerek çaprazında durarak tabloları incelemeye başladım. Birkaç saniye içinde beni fark etti, yüzüne yayılan o muzur gülümsemeyi yıllar sonra yeniden görmek güzeldi gerçekten. Bende ona gülümsedim.
Hafifçe başımı eğerek ona selam verdim o da karşılık verdi. Bana yazdığı mektuptaki gibi o Cebelitarık denizcisini aramayı hiç bırakmamıştı. Şu an karşımda ve bana istediğim şekilde kimseye belli etmeden poz veriyorsa, aradığı kişinin ben olduğumu hissetmesindendir diye düşünüyordum o anlarda. Benimde artık tek dileğim istediği şekilde onu eksiltmeden tamamlayarak yaşamak.
Resme başladığım ilk günden itibaren böyle bir şey düşünmemiştim. Ancak güzel yanaklımı tanıdıktan sonra onu düşünerek çizdiğim onlarca resim namına kendime sorduğum bir şey var: “Ben bu resimleri ne için yapıyorum?” Bu sorunun yanıtını yıllardır bulamamıştım. Çünkü o hayatımda yokken nötr bir durumdaydım. Sadece çizmek için bir amacım olmadan resim yapıyordum.
Onu tanıdıktan sonra yaptığım en ufak çalışmadan bile haz almaya başladım. Uçsuz bucaksız zevk denizinde yüzüyordum, biliyordum ki, bu hazzın sınırları ancak benim düşüncemin sınırlarıyla çizilebilirdi.
Güzel yanaklımın tayini çıktıktan sonra ise yine onu düşünmeye devam ettim, ama bu defa hazzın yerini acı almaya başladı. Her resimde, kurşun kalemi elime her alışımda, kağıda çizdiğim her çizgide sanki kendi vücuduma jiletle bir çizik atıyordum.
Güzel yanaklım yanımdayken yaptığım her çalışmada bedenimden akan zevk sıvısı, O yokken yaptığım çalışmalarda bu defa kan damlasına dönüşmüştü sanki. Erotizm bile acı veriyordu artık bana.
“Ben bu resimleri ne için yapıyorum?” sorusunun yanıtını şu an koltukta oturan öğretmenime bakarken buldum. Tek hece “Aşk” evet bunca yıldır farkında olmadan onu gördüğüm ilk günden beri ben ona aşığım. Artık bunu bilmek bana mutlulukla beraber huzur veriyor.
Ben onun “esmer kedisiyim”, artık bunu biliyorum.
xesmerkedix.blogspot.com/2012/11/tek-hece-ask.html
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.