Şişik Kalpler
Harp esiri kırık kalplerin şikayet kutuma yazdığı mektupların cevaplarına yazdıklarım şöyle başlar: ”Üzülme, giden gitmiştir. Gitmenin ne olduğunu iyi bilirsin. Çünkü; bir öncekinden giden sendin!”
Yaldızlı sokakların perişan ettiği umut yalnızlarının seslerine bürünmüş her sabah. Ezandan önce ilk haykırışın temsili yürekleri, elleri de olmasa ne yaparlardı bilmiyorum. Düşünceden düşen, düşünmeden öten her kuşun mürekkepli sesleri, sessiz harflerde biraz daha yoğun. Gecenin kollarına sardığı yalnızlık içinde,sönük mumların bıraktığı isleri temizleme derdinde bilekler.
Yoksunlukların her dakikasında kendinden geçişleri kendinde bulan kişiler yine de ruhlarını o sempatik bataklıklardan kurtarma çabasındadır. Bazen bir avuç mutluluğun bile hesaplandığı beyaz sayfalar, yerlerini karşılığı gelmeyen telefon mesajlarının ekranlarına bıraktılar. Çiğneyip yutulmaya kıyılamayan fallı sakızların hatırı, kahvelerin dibinden daha karanlıktalar. Bir sahtekarın kahin gibi görünmesine aldanan umut zedeleri, maden işçiliklerini kahvelerin fallarında sergilemekten çekinmediler. ”İnanma da onsuz da kalma” gibi bir sözün sırt çantasında gizlenip fermuarı çektiler dudaklarına kadar.
Sonrası kader…
Ahkamı öyle güzel ve usulüne uygun kurban ettiler ki gören ne mekruh sayabildi ne de günah. Toy kabadayıların sözde delikanlılık sözlerine büründü tesbihleri. Kaç şiirbaz kelamı, basit ve sahte sevgilerin kurtarılma çabalarına kurban gitti, gökyüzünü yere indirsen hesap edilmez.
Sırra kademi çamurlu postallarıyla basan kalp yağmacıları,hak etmedikleri sevgiyi bir başka ruhun aydınlığında güneş gözlükleriyle aramaya kalkıştılar. Son model otomatik kalplerine şarjoru takmayı unuttuklarından haberleri olsaydı keşke. Bilselerdi gittikleri yolun bir çıkmaz ve korku masallarındaki kahramanların abartmalarıyla dolu olduğunu, ne bir adım ileriye ne bir adım geriye atamazlardı.
Bahattin BERKDİNÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.