- 3104 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
AİLEM
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında,düşündüğümde sizi; içime yayılan sıcaklığı...
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp,kahkahamın en güzelini sizinle atıp, yemeğin en güzelini anamın minicik ellerinden, babamın eve geldiğimde o yüzünde ki tebessüm, gözlerinde ki ışıltıyı ve güveni hissedip, hoşgeldin kızım derken, gözlerinde ki gurur(u) almak kadar keyif verici ne isim ne cisim... yok dahası.
Yol boyunca kusurlarımı görmediniz,yeteneklerimi abarttınız,toz kondurmadık üstümüze. Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım.Sevginizle donandım,şımardım...
Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi ;
Büyüdüm;senin kollarında ’sen’den habersiz, bambaşka bir ’ben’ çıktı ortaya anne...Bazen o eski ’ben’ e benzemeyen bir ’ben’... Ben küçükken anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş..Yalandan burnumu yokladığım ne çok oldu :) ninnilerin modasının geçtiğini gördüm sokakta.Şimdi söylesem sana, ne çok üzülürsün değilmi anne...Evlerin artık direği olmuyor baba,temelini hiç sağlam yapmıyorlar! hüzün kokan,ağlayan duvarlar var.Sen daha güçlüsün baba,söylesem sana, üzülme emi...
Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden; ’Devir de amma değişti’ diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim. Bir yerim yaralandığında ’Anam görürse ne kadar üzülür’ diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilirim ben. Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını...oysa ne çok acılar paylaştık...Şimdi ben kendi kendimi üzüyorum ya;aşk meşk olaylarınada kafa yormuyor değilİm hani. Yorganın altında ağladığım geceleri bilseniz vayy beni üzenin haline! Lakin artık kafesten uçma vaktiydi. Danaların girdiği bostan’da ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu.Yargıladık birbirimizi bir dönem.. sorguladık...Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun. Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor, sonrası kâh bir kapı zili beklentisi, kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi...Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları.
Yazılarla konuşup,bakışlarla anlaştık çoğu zaman.Her misafirliğe gittiğimizde acıktım dememem için defalarca uyardığın o ses tonu gitmez kulaklarımdan.Babama ’bu kıza sen yüz veriyorsun’ diye haykırdığın zamanlarıda unutmam. Ya sana ne demeli,açık saçık giydiriyorsun, sonra elalem ne der! Kıskanç babam benim :) kıyafetlerime her zaman karışmıştır... Hep öyleydi ya döngü,kendini haklı çıkartmak için binbir bahane bulabilir kadın(lar). Ben giyemedim kızım giysin,ben gezemedim kızım gezsin..Oyy anacımmm :)
Gel zaman, git zaman büyüdük işte. Şimdi çok iyi anlıyoruz birbirimizi.Şimdi babamın ne (el)alem kaygısı var nede anamın uykusuz gecesi.Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk. Ben büyürken seni de büyüttüm...
Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin geçersizleştiğini anlatan kitapları kaldırıyoruz salondan gizli gizli. O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye devam ediyor. Zaman, öğütüyor kuşakları,insan ancak mahrum kalınca anlarmış sevginin değerini.Bense sizden mahrum kalmaya fazla dayanamayacağımı biliyorum.Yanımdayken kıymetinizi biliyorum çünkü yarın çok geç olabilir...
SİZİ SEVİYORUM...
YORUMLAR
aile yaşama başladığımız , ilk adımlarımızı attığımız, ağlarken dünyaya gelip yeni yuva kurana kadar barındığımız. kimi kıymetlerini bilmediğimiz, kimi sarılıp ağladığımız canlarımız..bir yazı değil bir yaşam okudum. kaybetmeden kıymet bilmeniz dileklerimle..
Gülden Demirkoparan
kaybettikten sonra herkes sever özler...
tşk ederim güzel içten yorumunuza...
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında,düşündüğümde sizi; içime yayılan sıcaklığı...
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp,kahkahamın en güzelini sizinle atıp, yemeğin en güzelini anamın minicik ellerinden, babamın eve geldiğimde o yüzünde ki tebessüm, gözlerinde ki ışıltıyı ve güveni hissedip, hoşgeldin kızım derken, gözlerinde ki gurur(u) almak kadar keyif verici ne isim ne cisim... yok dahası.
Yol boyunca kusurlarımı görmediniz,yeteneklerimi abarttınız,toz kondurmadık üstümüze. Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım.Sevginizle donandım,şımardım...
Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi ;
Büyüdüm;
merhabalar gönül dostu insan ;
bir kısmını okudum yazılarınızın...zaman buldukça diğerlerinide okuyacağım..zira şimdi çıkmam gerekiyor..çok beğendim..enaz bu yazı kadar..bir çoğumuzun bilipte anlatma acizliği yaşadığımız yaşanmışlık hikayeleri ne hikayesi gerçekleri demek daha doğru..
kutluyorum emeği ve yüreği..selam ve saygımla.
He yürek ebeveynleriyle yaşadıklarını anımsar,o bir gönül sevgisinin tazelenme-sidir.Yüreğin rahat,onları ne kadar sevdiğini,özlediğini ne güzel ifade etmişsin .Yüreğine sağlık...
Yaşamın kendine göre çetrefilli çıkmaz sokakları vardır.Ne yazık ki her şey insanın istediği gibi olmuyor...
Sevgilerimle can dost