- 514 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DUYMA MÜSLÜMAN, SEN UYUMANA BAK!
Sevgili Dostlar; Ne zaman duygularım yoğunlaşsa, üzüntüden boğazım düğümlense, alırım elime bir ozanın kitabını kelime kelime, hece hece içime sindirircesine okudukça okur, hisseme düşen payımı da alabilirsem almaya çalışırım.
Sizleri bilemem ama bu günlerde haberleri izlemekten korkar oldum. Bir Müslüman olarak Müslüman’ın Müslüman’a yaptığı vahşeti seyretmeye yüreğim dayanmıyor. Elimden de bir şey gelmeyince inanın kahroluyorum. Tam da burada “Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin, ona gücünüz yetmezse, dilinizle müdahale edin, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz edin…” hitabı imdadıma yetişiyor, kalbimle buğz ediyorum. Eğer dilim dönerse birkaç da kelam etmek isterim.
İşte bu gün o günlerden biri. Kütüphanemden bir kitap aldım elime. Kitap “DÜŞ YAMAN OLDU” adını taşıyor. Âşık Rifat Kurtoğlu’nun en son yazdığı yeni bir şiir kitabı bu. Önsözünde Cemal Safi’nin bir takdimi var. Âşık; en son şiir kitabı olmakla birlikte içinde önceki kitaplarında olan bazı şiirlere de yer vermiş bu kitabında. Her şiiri ayrı bir tat bırakıyor insan dimağında. Ancak beni etkileyip bu yazıyı yazmamda ilham kaynağı olan şiir “Haller Üstüne” adlı altı kıtalık bir şiirdi ki işte o şiirin iki kıtası:
“Yalansız yeminsiz rızık mı kaldı,
Haramsız bir lokma azık mı kaldı,
Ayıp mı günah mı yazık mı kaldı,
Daha ne denir bu haller üstüne?
Bilen var mı “madde” nedir “mana” ne?
Kimde kaldı adet töre, anane?
Yedi bizi “neme lazım” “bana ne”,
Vebali yıkalı yıllar üstüne!..”
Yalanın, yeminin bininin bir para olduğu, haramsız bir lokmanın dahi azığımızda bulunamadığı, ayıpla günahın unutulup hatırlanmadığı bir zaman diliminde yaşıyor olmalıyız her halde sevgili dostlar.
“Mana”ya sırt çevirip “madde”ye tapar duruma gelince “adet, töre, anane” hiç görülmez oldu. Bunun vebalini de “yıllar üstüne” yıkıp kurtulacağımızı zannettik. Öyle olunca da “neme lazım” “bana ne” hastalığı kapladı bünyemizi ki; o da yedi bitirdi bizleri.
Oysa ki, aynı sokakta, aynı köyde, aynı ilçede, aynı şehirde… aynı ülkede yaşayan insanların birbirlerine karşı yazılı olmayan ama bir o kadar da yazılı metinlerden daha geçerli olan örfleri, gelenekleri vardı. Komşuluk hakkı her haktan üstün tutulur, “ev alma komşu al” diye komşunun iyisi vurgulanır, “komşu, komşunun külüne muhtaç” diye de bir gün komşunun işi sana düşmüşse bir günde senin komşuna işin düşer gerçeği beyinlere nakşedilirdi. Bu hakikat Sevgili Peygamber(s.a.v) Efendimiz tarafından “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” ihtarı ile daha da sağlamlaştırılmıştı.
Komşu denince elbette ilk olarak aklımıza apartmanımızın aynı katındaki karşı komşumuz gelmekte ki gelmesi de doğrudur ve en doğalıdır. Ancak, aynı sokakta, aynı köyde, aynı ilçede, aynı şehirde… aynı ülkede komşularımız olacağı gibi ülkemiz dışında ülkemize sınır komşularımızda olacaktır, vardır da…
Doğumuz da İran, Güneyimiz de Irak, Suriye en yakın sınır komşularımız. Bir de Mısır var bunlara komşu olan. Hepsinin ortak özellikleri Müslüman olmaları ya da Müslüman olduklarını söylemeleridir. Bizleri de burası ilgilendirmektedir. Çünkü “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir” der yüce kitabımızda
Ne hazin bir durumdur ki, “neme lazım” “bana ne” hastalığı Müslüman’ın tüm benliğini sarmış, adeta kulaklarını sağır gözlerini kör etmiştir. Öyle olmasa gözler önünde özellikle de Müslüman oldukları için kıyımlara ve katliamlara sebep olanlara ve seyirci kalanlara sessiz kalabilirler miydi? Madem duymuyor, görmüyor sessiz kalıyor Müslüman; o zaman bizlerde biraz daha sessizlik yapalım da uykusundan uyandırmayalım ne dersiniz? Sizler sessizliği sağlarken bende ninni olsun diye kulağına şunları fısıldayayım isterseniz.
MÜSLÜMAN, SEN UYUMANA BAK!
Neler oluyormuş Çeçenistan’da
Katliam varmış Doğu Türkistan’da
İşi ne Coni’nin Afganistan’da
__”Bir olun, dağılmayın…” dese de Hak;
__Duyma(!) Müslüman, sen uyumana bak!
Avrupa’nın göbeğinde daha dün
Bosna’da yapılan vahşeti gördün
Sıra Suriye ve Mısır’da bugün
__”Bir olun, dağılmayın…” dese de Hak;
__Duyma(!) Müslüman, sen uyumana bak!
Zulmü yaşarken yıllardır Filistin
Bitmedi, bitmeyecek de gafletin
Ya körsün, ya kapalı basiretin
__”Bir olun, dağılmayın…” dese de Hak;
__Duyma(!) Müslüman, sen uyumana bak!
Parmağında oynatırken İsrail;
Seyirci kalacak dünya, iyi bil
Gücün yok, bari kalpten buğzet Halil
__”Bir olun, dağılmayın…” dese de Hak;
__Duyma(!) Müslüman, sen uyumana bak!
HALİL MANUŞ
17/08/2013 15:38
YORUMLAR
ne diye bilirizki BU YAZI KARŞISINDA
hoş milletim yine dünyada her yere her köşe el uzatmaya çalışan onların derdi ile dertlenen bir millet çogunlukla
ama bazen sizin de dediginiz gibi bugzetmekten başka bir elimizden bir şey gelmiyor
bütün dünya bir olmuş müslümanı kırdırmak bir birine düşürmek için uğraşıyor
içteki tefrika yetmez miş gibi dıştaki bin atıyor
Rabbim yar ve yardımcımız olsun
o yüzdendir ki ne yapıp ne edip bir birimizi tenkit kapısını kapayıp gayret kapısı açmalı gördüğümüz iyilikleri ön plana çıkarmalı bir birimizin eksikliklerini ön plana sürmemeliyiz
kurt içte olunca atması zorlaşıyor
o güzel yüreğinizi kutluyorum
ölmemiş vicdanlar yanıyor ölenler oyun oynaşta
aman banane diyorlar
BOZKIR''İ tarafından 8/19/2013 12:14:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hak kelimesine bir k harfi daha gerekli mi?... Hakk... Hakk'ın...
Hiçbir milletin başına, durup- dururken felâket gelmez!... inanıyorsunuz değil mi?.
"Ayağın taşa değdiğinde kalbini yokla"
Bir küçük yanlış yapsam, günü- gününe, saati- saatine karşıma çıkar... yıllardır bu böyle; hayat filmimi çok değil azcık, geri sardığımda nereden geldiğini hemen bulur ve tevbe(tövbe) ederim...
Niyette değil de dilimde ve yazımda kusurlarım oldu, oluyor ve olabilir...
Samîmi bir yazı ve şiirini okudum... okunmaya değer.
Sağlıkla kal...
Selâm ederim.
kadiryeter
19.8.2013- TRABZON.
tp://edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=119815
Halil Manuş'a