KÜL
Söylenmemiş sözler gibidir gönderilmemiş mektuplar. İçinden söylersin,ağlarsın,bağırırsın,küfredersin. Sessiz çığlıkların yankılanır içinden taşar kaleme kağıda. Ordan ulaşır yare, gidene, sevgiliye…Yar gitmiştir ama içinde sana kalan koca bir boşluk,boşluğu dolduran onun tatlı sesi, gülüşü,kokusu, öpüşü,sarılışı,dokunuşu,sabahlara kadar göğsüne yatışı ,ağlayışınız sabahlara kadar, sabahlara kadar gülüşünüz, iç çekişleriniz,keşkeleriniz, ama olsunlarınız, beraberiz ya deyişleriniz….Nasıl doldurulur bu boşluk yarim de bana hele…Varsa bunun bir tabibi kalkıp gideyim…Baksın içimdeki boşluğa iyileştirsin kanayan yaramı…
Kanıyorum içten içe bu dert beni ne eder bilinmez…Alışırmıyım sensizliği bilinmez.Ama gidiş kesin olmalı bavuluna alarak tüm yaşanmışlıklarınla yaşanamamışlıklarınla sessizce gitmeli…Öyle gürültü patırtı çıkararak yıkarak değil.Sessiz olmalı gidişler kendinden başka kimseye zarar vermeden.Bir daha ardına dönüp bakmadan..İçine ağlayarak gitmeli ..Gözyaşlarını kimse görmemeli. Ahmet Kayanın dediği gibi sinsice olmamalı gidişler içini döküp gitmeli…Tükenene kadar…
Arafta kalmamalı insan gitmekle kalmak arasında ortada bir boşlukta ne yapacağını bilmez halde…. Cennet kısmet değilse sana gözünü karartıp atmalısın kendini yangınlara cehennemin en içine …Arafta kalmak sana yakışmaz..Cennetten kovulmuşsun zaten bilmeden anlamadan….
Yanacaksın ateşlerden taa ki küllerinin kalana kadar. Ama küllerinden doğamazsın ki sen diğer yarın yok gitmiş artık sen külsün. Atsınlar küllerini yârinin memleketine. Oraya……. Orayı hiç sevmem dediğin memlekete …Bir zamanlar sadece dönüşünü sevdiğin sonrasında yar olan memlekete atsınlar küllerini. Şöyle bir havada savrulsun..Sonra insin aşağıya yavaş yavaş.Onun balkonuna konsun.Balkon da bir çiçek olsun o toprakta kalsın küllerin..Beklesin hep akşamları yarin gelişini. Dinlediği şarkıları,türküleri dinlesin, içi yanarak, o ağlarken ağlasın içten içe sessiz, kahkalarında mutlu olsun gülsün onunla, rakıyı içemese de içişini duysun, suya konulan buzun sesini duysun, su soğuyunca, rakıya karıştığında ki kokuyu çeksin içine, kadehler vurulsun , sonra sesiz bir bekleyiş……….. Bakalım masaya vuracak mı yokluğuma dair... Heee tamam bir tak sesi ben ordayım gitmedim ki aslında desin, dost sohbetlerinde olsun, kavgalarında olsun, gelenlerinde gidenlerinde, kalanlarında olsun..Kış gelince saksı odaya alınsın hep beklesin yarin gelişlerini, gidişlerinde hüzünlensin. Arada su döksün, sevsin güzel sözler söylesin çiçeğe…. Sen de mutlu ol .… Yalvar çiçeğe ne olur güzel aç üzme onu kırma… Ben o üzüldüğünde kahrolurum ne olur diye… Solma sakın, bükme boynunu o dayanamaz kahrolur , dik dur ayakta kal.Onun için o üzülmesin diye…….sonsuza kadar kül olarak…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.