- 1106 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gökyüzünün Yıldızları ile Yeryüzünün Çocukları
Gökyüzünü gökte parlayıp yanıp sönen yıldızlar, yeryüzünü de yerde koşup oynayan çocuklar süsler. Onun için gökyüzündeki yıldızlarla yeryüzündeki çocuklar birbirine çok benzerler. Her ikisi de özgürlüğün timsalidir. Işık ve çocuk hapsedilemez. Özgür olmayan ışık, ışık sayılmaz. Çocukta çocuk sayılmaz.
Dünyanın gelecekteki karanlıklarını aydınlatacak olan her bir çocuk bir ışık, bir yıldızdır. Onun için çocukların her biri bu karanlık dünyanın birer yıldızıdırlar. Onları ne kadar çok okutup, eğitirsek, ne kadar yüceltirsek dünyamız aydınlık, hayatımız ışıklı olur.
Yıldızın yanıp parlamadığı, ışığın girip aydınlatmadığı, çocuğun koşup oynamadığı yer dünya olmaz. Bu dünya hepimizin hep birlikte gece gündüz birbirimizle oyun oynadığımız büyük bir mekân, büyük bir sahnedir. Bu sahnenin ışıkları çocuklardır.
Işıksız dünya / sahne karanlıkta kalır. Karanlıkta oyun oynanmaz. Çocuklarımız bu dünyada özgür olup, özgür oyun kurup, oyun oynamak için bu koca dünya sahnesini aydınlatacak olan birer ışıktırlar. / Işık olmalılar.
Işığı olmayan bir dünya karanlıktır. Karanlıkta kalan dünya soğuktur. Karanlık ve soğukta kalınan bir dünyada oyun oynanmaz. Hayat oyununun oynanmadığı bir dünya ölüdür. Ölü dünya da hiç kimse yaşayıp varlığını sürdüremez.
Onun için çocuklarımızı dünyayı aydınlatacak derece de iyi yetiştirmeliyiz ki, onlarda gökyüzünü aydınlatan yıldızlar gibi yerde yanan ışık olup, yeryüzünü aydınlatıp parlatsınlar. Aydınlatıp parlattıkları sahnelerde oyun kurup, oyun oynatsınlar.
Işık harekettir. Gülen yüzdür. Somurtkanlık yakışmaz. Onun için çocuklarımız, oynarken gülüp, eğelensinler. Neşelenip hayattan zevk alsınlar. İçinde bulundukları hayatı her şartta güzel yaşamayı öğrensinler. Yoksa beslenmeyen hayat ışığı çabuk kararıp söner. Karanlıkta ışıksız hayat uzun süre sağlık içinde yaşanmaz.
Işık hayatın ve varlıkların var olup yok olmalarını sağlayan en temel unsurlardandır. Işık olmadan hayat, zaman, mekân hiçbir şey olmaz. Bunlar olsa bile, biz ve çocuklarımız olmadan da dünya, dünya olmaz.
Dünyanın ve dünyadaki varlıkların var olup yaşamalarını sağlayan ışıktır. Işığı hareketlendirip canlandıran doğa ve çocuktur. Işık doğa ve çocukla, çocukta doğada ışıkla oyun oynar. Çünkü Işık var oluştur. Yaşayıp aydınlanmadır. İnsan olmadır. Yücelip yükselmedir. Tanrı’ya yakınlıktır.
Onun için çocuklar bize, Tanrı’ın kendi ışığıyla gökyüzünde renk renk boyayıp yeryüzünü yaşarken süsleyip aydınlatmaları için gönderilmiş her biri yüce can taşıyan, ışıklı varlıklardır.
Bu ışıklı varlıklar dünyada olmadan / çocuklar doğmadan güneş dünyaya ne kadar parlak ve yakıcı doğarsa doğsun, ne dünya aydınlanır. Ne de hayat bulur. Çocuk doğmadan ne yuva, ne de dünya şenlenir. Ne dünya aydınlanır. Ne de toplumlar hayat bulup, yaşayıp var olurlar.
Toplumların var olup, yaşaması, dünyamızın karanlıktan kurtulup aydınlanması için bu ışıklı varlıkların sayılarının çoğaltılması, daha özgür bir dünya yaratılıp var edilmesi için de çocuk /insan hak ve özgürlüklerinin çıtası yükseltilerek çok daha geniş bir alana yayılmalı. Bütün dünyada genişletilip yayılan bu özgürlük alanıyla da çocukların / insanların daha rahat bir hayat yaşamları sağlanmalı. Sağlanmalı ki, her kes özgür dünya da yaşamanın tadına varıp sayılarını çoğaltmalı. Sayılar çoğaltılıp dünya daha çok ışığa kavuşup aydınlatılmalı ki, yaşam kolaylaşsın. Ömürler uzasın.
Uzayan ömürlerde yanan ışıklar yükselsin. Dünyamız her geçen gün daha çok aydınlanıp, yaşam daha çok kolaylaşsın. Ama buna izin vermeyen bazı bağnaz düşünceli insanlar maalesef yanan ışıklarımızı yıldızlaştırmayıp ateş böceği olarak yerde yanıp sönmelerini sağlayarak dünyamıza en büyük kötülüğü ediyorlar.
Çocuklarını iyi yetiştirip yıldızlaştıramayan toplumlar, ateş böceği ettikleri çocuklarıyla ancak kendi gözlerinin önünü görebilecek kadar dünyayı aydınlatıp yaşayabilirler. Yoksa çocuklarına ileri dünya şartlarında eğitim ve öğretim verip yıldızlaştıran diğer dünya milletleri ile boy ölçüşüp yarışamazlar. Yaşadıkları dünyayı da onlar kadar aydınlatamazlar.
Biz bu kafayla gidersek, daha çok gerilerde kalıp, nal toplamaya devam ederiz. Eğitim ve öğretim sistemimiz dökülüyor.
İyi ve uysal vatandaş yetiştirelim diye genişletilmiş bir din bilgisiyle yetiştirilen teslimiyetçi bir yapıdaki insan ışık olup parlayamaz. Parlasa da ışık olup yıldızlaşamaz. Yıldızlaşamayıp ateş böceği kafasıyla kalanlarda yaydıkları ışıkla dünyayı aydınlatıp, dünya ile yarışıp, dünyayı yönetemezler.
Dünyayı yönetmeye talip olanlar her şeyden önce büyük düşünüp, büyük düş görüp büyük hayallere sahip olmalılar.
Çocuklarını sağlıklı bir yuvada, iyi besleyip iyi doyurmalılar.
Gökteki ışığın kaynağı ateş, yerdeki ışığın kayağı bilgidir. Onun için çocuklarımızı iyi okutmalıyız. Okuturken de kendi yapımız içindeki evrensel doğru bilgiyle eğitip, öğreterek büyütmeliyiz. Yoksa sen ben kavgası içinde ne dağda ağaç, ne de tarlada arpa buğday, mısır yetiştirir gibi nesiller yetiştirmenin hiç birimize bir yararı olmaz. Aksine geleceğimize ışık tutacak olan tüm nesillerin ışığını da şimdiden kendi ellerimizle köreltip yok ederiz.
Yetiştirdiğimiz her bir çocuğa kendi başına dünyayla oyun oynayıp, eğlenip gülmesini, gülerken de yaşadığı hayattan haz alıp neşelenip mutlu olmasını öğretmeliyiz.
Başarısız ve mutsuz olduğunda da dünyanın sadece bizim olmayıp, her zaman bizim etrafımızda dönmediğini, dünyanın her kes için tarafsız olduğunu, başarı ve mutluluğun çalışıp kazananın hakkı olduğunu söyleyip anlatmalıyız.
Hayatı biraz vurdumduymazlık içinde yaşayıp çok ciddiye almadan yaşayıp mutluluğu her şeyde yeniden arayıp bulmasını, hayatta yaşanılan her şeyin olduğunu onun için mızmızlanıp ağlayıp hayatı kendine ve çevresine zehir etmeden yaşamasını, yaşarken de yaşadığı hayata dört elle sarılıp kazanmasını ve kazandığı yerden yeniden başlayıp devam ettirmesini öğretmeliyiz.
Yoksa çocuklarımız dünya ile yarışıp özgürlüklerini koruyup, özgür olup, özgür yaşayamazlar.
Çocuklarımızın yıldız olup gökyüzünde parlayıp ülkemizi ve dünyayı aydınlatıp özgür yaşamaları çok iyi okutup, öğretip eğitmeliyiz ki, insan olup insanca yaşasınlar. Yaşarken de kendi nesline ve dünya insanlığına insanlığı öğretsinler.
* İnsanlık, insanlıkla gelişir.
* İnsan, insan olmadan dünya aydınlanmaz.
* Aydınlanmayan karanlık dünyada insan yaşamaz.
* Yıldızlar karanlıkta yaşar, aydınlıkta kaybolurlar. Çocuklar aydınlıkta yaşar, karanlıkta kaybolurlar.
* Yıldızlar aydınlıktan, çocuklar karanlıktan korkarlar.
* Yıldızlar gökyüzünün, çocuklar yeryüzünün çiçekleridirler.
*Yıldızlar meleklerin, çocuklar dünyanın acımasız yüreğine dokunan en sıcak elleridirler.
*Dünyayı güneş, yeryüzündeki katı yürekleri bir tek çocukların bakışı yumuşatır.
*Yıldızlar yükselince, çocuklar cahil kalıp küçülünce kaybolurlar.
*Yıldızlar karanlık çökünce parlar, çocuklar okuyunca parlar.
*Yıldız doğunca gökyüzü, çocuk doğunca ye yüzü aydınlanır.
*Karanlıkta yıldızlar, aydınlıkta çocuklar göze güzel görünürler.
*Yıldızlar aydınlıkta, çocuklar karanlıkta ışığını kaybederler.
*Dünya için her çocuk gökten düşmüş bir yıldız gibidir.
*Gökyüzünü yanan ateş, yeryüzünü okuyan çocuk aydınlanır.
*Gök, gökyüzünde bir yıldız kayınca; Yer, yeryüzünde bir çocuk ölünce ağlar.
*Çocukların özgür olmadığı bir dünya, evrende tutsaktır.
*Oyun oynamayan çocuk büyüktür.
*Çocuğu büyüten oyuncaklarıdır. Oynamayan çocuk, büyümeyen dünyanın esiridir.
* Oyun oynamayan çocuk, dünyanın büyük oyuncağıdır.
*Güneş doğunca, çocuk doyunca parlar.
*Dünya güneş doğunca, çocuklar okuyunca aydınlanır.
*Dünyada özgürlüğün üç büyük timsali varsa; Bunlar biri zifiri karanlığa rağmen gökyüzünü aydınlatan yıldızlar.
İkincisi rüzgâra karşı meydan okuyarak gökyüzünde özgürlüğünü ilan edip uçan uçurtma.
Üçüncüsü de dünyanın her türlü kirliliğine, pisliğine, zulmüne karşı saf duygu ve düşüncelerle meydan okuyup, çocukça özgür yaşarken, insanlık onurunu yükseltip bu güne kadar yaşamasını sağlayan çocuklarımızdır.
*Çocuklar bu dünyanın yenmeyen en tatlı meyveleridirler.
*Çocuğunu seven evlat, döven kendine düşman yetiştirir.
Onun için kendini, dünyayı ve ahret hayatını düşünen her kes güzel evlatlar yetiştirip bu dünyaya armağan etsin…
Çünkü dünya hem matematik, hem edebiyattır. Her ikisini de okuyup, öğrenmek insanlıktır. Bu ikisini öğrenip yaşamayan nesillere dünyada yer yoktur. Herkes her şeyi okuyup, yazıp öğrenip, öğretmeli.
Dünya da gelecek, bu günden yarına okuyup öğrenip aydınlanmış, sağlıklı yaşayıp, gelişip çoğalan nesillerindir.
18.08.2013
Cahit KARAÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.