- 793 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KATLİAM
Ah susuz şehirlerimin kan sıvısı. Sadece damarlarımda akman gerekirken sokaklarda akıyorsun nehirler gibi. Yıkıyorsun dünyayı boydan boya. Başımıza kadar kanlar içinde nefes aldırıp yaşatıyorsun bizleri. Bizleri insan olmaktan utandırıyor ve ona rağmen unutturmayı da başarıyorsun kendini. Katliam! Yaşatıyorsun kendini... Öldürerek ölümsüzleşiyorsun Dünya tarihinde...
Uzaklardaki çığlıklar kalbimde yankılanıyor benim. Her masum ruh bedeni terk ettiğinde bir can kopuyor canımdan ve bilmiyorum bu Dünya’da yaşamaya hala nasıl katlanıyorum.
Ölüm kusan şehirler yaşıyorlar midemde. Ayakta duramıyorum bu günlerde hastayım bende. Kan kusuyorum her sabah, her akşam. Masum değilsin diyor çok uzaklardan bir ses penceremde kan ağlıyorum ve saksılarım kan kokuyor yıllardır.
Sessizlik kapımın ardındaki deli yumruklar, sanki beni de alıp parçalayacaklar. Katliamların ruhunda dolaşıyorum. Hayır diyorum! Hayır! Ben bir karıncayı dahi incitemem! Ben kimseyi öldürmedim! Asla! Bir bebeğe kıydığımı nasıl söyleyebilirsiniz? Ben Katliam yapmadım, izleyici de olmadım!...
Kapımı terk ediyor yumruklar. Odamı terk ediyor çığlıklar. Terler içinde ezan dürtüyor omzumu ve uyanıyorum. Dilimden sabaha dökülen şu oluyor ; Allah’ım affet beni. Abdestimi alıyorum gözyaşları içerisinde. Kalbimde deli bir sancı...
Ve duaya duruyorum. Dua’yı kılıyorum ve dua ediyorum. Katliamın kokusu çıkıyor ellerimden o anda. Akan her damla kan için bir dua bırakıyorum sonsuzluklara. Şehitlerime ağlıyorum ve onlar gülümsüyorlar cennetten bana. Geçecek diyorum bu Dünya’da geçecek. Bu katliamlar bitecek. Katil ellerin, katil yüreklerin ve kan severlerin günü gelecek diyorum. Allah’a havale ediyorum...