Şu üç günlük dünyada işini iyi yapan bazı insanlar vardır, gösterişsiz afra tafra yapamdan sakin bir biçimde. Onların gösterişi sundukları hizmetin kalitesinde saklıdır. Şimdi size anlatacağım öykü de böyle birine çayın piri Kirve’ye ait.


Beşevler ‘e yolu düşenlerin ve iş yerleri o civarda bulunanların aşina olduğu mukallit, mukallit olduğu kadar da cana yakın biri Kirve. Asıl adı Mesut; ama göbek adının bahtiyar olup olmadığı konusu tartışmalı. Muhabbet uzmanı, çay demlemenin duayeni , şakacı cümle bildiklerini “benim neye habarım yok” sloganı ile zarflayan efsane çaycı.


Şayet Talim Terbiye Kurulunun civarına uğrarsanız mutlaka Kirve’nin mütevazı mekanına konuk olmalı, çay ve simidin muhteşem dostluğuna tanıklık etmelisiniz. Çayınızı yudumlarken bir yandan da muhabbetin tadını çıkarmalı mutat şakaları asla ve kat’a sıkılmadan izlerken ünsiyet makamında titrin, unvanın hiçbir değer taşımadığını bizzat öğrenmeli, muhabbet çeriliğine adım atmalısınız. Bu hususta yüksek lisansınızı, doktoranızı meccani tamamlarken doktora babanızın Kirve olmasından onur duymalısınız.


Üstelik, Ankara’nın çoğu mekanlarında haşlama suya çay diye en az 2,5 lira öderken Kirvenin billur tenli berrak gamzeli çayını 50 kuruş mukabilinde içmenin hazzına ayrıca varmalı tebrik ve takdirlerinizi mutlaka ; ama mutlaka efsane çaycı Kirve’ye bir biçimde aktarmalı ona işini bihakkın yapanın takdir edildiğini göstermelisiniz.


Tabii bu söylediklerimizden çayla ünsiyeti olmayanları muaf tuttuğumuzu söylemeye gerek duymuyoruz. Bizim sözümüz, çaya muhabbete ve hüzne aşina olanlara. Çayla ve muhabbetle arası olanlara Kirve’nin çayları ilaç gibi gelecektir. Tecrübe etmek hiç de pahalı değil. Voleybol Federasyonu binasının bahçe duvarına sırtını yaslamış mütevazı mekan ve Kirve’nin çayları sizi bekliyor. Buyurun çay iklimine çay içmenin tadına varın.
Ankara, 15.08.2013 İ.K