Bir Kar Tanesidir Hayat!
Bir kar tanesidir hayat. Başlangıçta tertemiz ve masum… Kötülüklerden habersiz… Sadece yeryüzünde ufak da olsa bir yer bulabilmektir kendine tüm amacı, hayatta kalabilmek…
Sonra birden başka kar tanelerinin arasında bulur kendini. Heyecanı, arkadaşlığı öğrenir. Aşkı öğrenir. Kalbinin attığını, yaşadığını hisseder. O kar taneleriyle birleşip koca bir çığa dönüşür. Zararsız bir çığ ama…
Ve biri gelip üstüne basar. Canını acıtır, bir yağmur damlası düşürür gözlerinden. Onu hiçe sayıp atan kalbini zedeler.
Ama tüm bu darbelere göğüs gerer küçük kar tanesi. Daha da güçlenir. Artık başlangıçtaki gibi tertemiz değildir belki de ama kalbi yavaş da olsa hâlâ atmaktadır.
Her soğuk acı rüzgârıyla güçlenmeye devam eder.
Derken buza dönüşüverir. Kapatır kendini tüm kar tanelerine ve yağmur damlalarına. Ne bir rüzgâr acı verebilir ona, ne de bir ayakkabı izi.
Ama… Ama eksik bir şeyler vardır hâlâ. Anlayamadığı, fark edemediği…
Artık kalbinin attığını da hissedemez.
Tek hissedebildiği güneşin yakıcı sıcaklığıdır. Ve son hissidir bu…
Yeryüzünde tek bir iz bile bırakmadan
Eriyip, yok olup gider…
Ey yaşadığını hisseden kar taneleri!
Siz sakın o sert rüzgârlara, her fırsatta sizi kirletmeye çalışan büyük ayak izlerine aldırıp da kalbinizi buzlaştırmayın. Buzlaştırmayın ki her zaman diğer kar tanelerine verebilecek bir şansınız olsun…
Güneşin sizi yakmak yerine ısıtması dileğiyle…
TUBA CENGİZ
ŞUBAT 2008
KONYA