- 505 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beni Duymana İhtiyacım Var
Patates soyan şu kadın da duyuyor olmalı benle aynı şeyleri. Serçeler eksiksiz cik cikliyordur ona da mutlaka. Hatta belki de o benden çok daha iyi işitiyordur onları. İşin içine yemek, mutfak ve onla bağlantılı şeyler girince çok farklı bir çerçeveye giriyordur herhalde bu neşeli cıvıltılar.
Yalnızlık anlamları bozuyor… Tüm duyularınla yüklenir oluyorsun ilgini bir şekilde çeken şeylere. Fazla abanıyor, onları kendileri olmaktan çıkaran anlamlarla donatıyorsun. Varlıklarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları her şeyi çekip alıyorsun ellerinden… Dalsız bırakıyorsun mesela serçeyi… Diğer serçelerin olmadığı düşsel bir dünyada sadece sana ait bir serçe olsun istiyorsun. Senin için ötsün…
Gerçi serçenin ya da ilgilendiğin her neyse onun bu çarpık bakıştan hiç haberi olmuyor genelde. Onlar ait oldukları bütünün içinde mutlu mesut yaşamlarına devam ediyorlar. Ama senin için pek mümkün olmuyor aynı durum. Sen onları gerçekte nasılsalar aynen öyle görmek istiyorsun çünkü. Ama yalnızlığın öyle boğuyor ki seni, küçücük bir şey aradığın nefes oluyor sana… Derin derin içine çekmek istiyorsun onu. Varlığının bir parçası yapmak…
Yarım kalmış varlıklar yaşamlarına aldıkları her şeyi de kendilerine benzetiyor, yarımlaştırıyorlar. Belki de bana o gün demek istediği tam da buydu.
“Seni tamamlayacak o eksik parçanmışım gibi davranmaktan vazgeç bana artık! Bana ihtiyacın olduğu için değil gerçekten yaşamında yer vermek istediğin için yaklaş yaklaşacaksan. Bir fazlalık olayım hayatında… Önceden olmayan hoş bir ayrıntı… Eksikleri doldurmaktan çok öte bir anlamım olsun…”
İlk ne zaman fark etti kim bilir ona biçtiğim rolü? Ne zaman eksik kaldım yanında, ona yetemez oldum?
Az önce aradı beni. Ne yaptığımı sordu. Duygularımı sorgulayan bir ifade vardı sesinde. “Kuşları dinliyorum.” dedim. “Ne dediklerini duyabiliyor musun peki?” dedi beni şaşırtan içten bir merakla. Sanki onları gerçekten duyarsam kendisini de duyabilecektim.
“Karşı apartmanda bir kadın var.” dedim. “Yemek hazırlıyor evdekilere. Güzel bir ailesi var. Balkonda yemek yerken izliyorum onları bazen.”
Çıt bile çıkarmadan sözlerimi bitirmemi bekledi. Gerçek cevabı sona sakladığımı hissetmişti çünkü.
“İşte o kadın benden çok daha iyi duyuyor onları. Sanırım patates soymasıyla ilgili bir durum bu. Bu, serçelere aşırı bir dikkat gösterip gerçeği çarpıtmasını engelliyor. Böylece onları kendi dünyalarından soyutlamadan, ait oldukları ortamla birlikte var ediyor dünyasında. Söylemedikleri şeyleri söylediler diye kandırmıyor kendini. Sadece dinliyor. Araya kendini katmadan, onlara saygı duyarak…”
“O zaman mutfağa git ve sebzelikten bir sürü patates alıp soymaya başla hemen.” dedi tebessümler saçan bir sesle. “Öyle ki birazdan ben geldiğimde hala soyulmayı bekleyen bir dolu patates olsun önünde. Beni duymana gerçekten çok ihtiyacım var çünkü.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.